Bugün sinema meraklısı
genç kızlaların romantik hayallerini süsleyen yakışıklı bir
aktör var: Rossano Brazzi. Dün, sinema meraklısı genç kızların
hafızalarından bir türlü söküp atamadıkları yakışıklı,
romantik bir aktör vardı: O da Rossano Brazzi idi. 1950 yıllarında
yakışıklı İtalyan aktörünün Alimlerini seyredenler, onun
cazibesinden kendilerini kolay kolay kurtaramadıklarını ifade
ederlerdi. Son yıllarda da sinemaseverlerin Rossano Brazzi hakkında
aynı düşünceleri besledikleri muhakkak. Elli dört yaşındaki
orta boylu şişmanca aktör her şeye rağmen eski cazibesini devam
ettiriyor. Bugün eskisi kadar sık filim çevirmemesine rağmen ünlü
aktör eskisi kadar, hatta daha bile fazla ilgi görüyor. Roma’daki
yirmi odalı, muhteşem apartmanına gönderilen mektupların ise
haddi hesabı yok.
İtalyan sinemasının
bu romantik jönü özel hayatında hayranlarını şaşırtacak
derecede sakin ve ağır başlı bir insan. Otuz yıl önce evlenmiş
olduğu eşi Lydia ile ebedi bir balayı havasi içinde yaşamaktan
hoşlanıyor. Hiç çocukları olmayan karı - koca, evlat sevgisinin
hasretini birbirinde dindirmeye çalışıyor.
Özellikle Bayan
Brazzi, eşi Rossano’ ya bir anne gibi ilgi ve ihtimam gösteriyor.
Kocası uğraşıp yorulmasın diye evin her türlü işini üzerine
almış. Kocasının yiyeceği yemeklerden, giyeceği elbiselere
kadar her türlü işiyle o ilgileniyor. Kocasının randevularını
düzenlemek, filim angajmanlarını hazırlamak ve meslek hayatiyle
ilgili çeşitli pürüzlerini halletmek de hep Bayan Brazzi’nin
görevi. Fakat bu arada sinemanın değişmez romantik jönünün de
eşini çok sevdiğini unutmamak gerekiyor.
Bugüne kadar Rossano
Brazzi’nin adının hiç bir dedikoduya karışmadığını iddia
etmek yersiz olacak. Yakışıklı aktörün zaman zaman rol
arkadaşlarıyle kısa süreli maceralara giriştiği muhakkak. Bunu
aktörün eşi de inkar etmiyor. Fakat yakışıklı tilki şimdiye
kadar eninde sonunda kürkçü dükkanına döndüğü için Bayan
Brazzi bu küçük kaçamakları önemsemiyor. Hatta kocasını haklı
bile görüyor. Bir erkeğin, otuz yıllık evlilik hayatı süresince
dışarıda başka kadınlarla ilgilenmemesine imkan olmadığı
kanısında. Tabii otuz yıllık evli erkek, sinema dünyasının
yirmi beş yıllık romantik jönüyse, kaçamak ihtimalleri daha da
kuvvetleniyor.
Rossano Brazzi bazı
meslektaşları gibi, «Ben şu filimde oynayabilirim, bu filimde
oynayamam,» gibi iddialarda bulunmuyor. Tip itibariyle daha ziyade
romantik aşk hikâyelerinde rol alması gerektiği halde, zaman
zaman hareketli polisiye filimlerde de rol almaktan geri kalmıyor.
Rossano Brazzi için çevireceği filimierin türü hiç önemli
değil. O sadece üzerine düşen görevi başarıyle yapmaya
bakıyor. Sinemanın değişmez jönünün prensibi bu... «Ben,»
diyor, «yıllar yılı beyezperdede başarılı oyunlar çıkarmamı,
hayranlarının sayısını çoğaltmaya borçluyum.»...(diğer
haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder