İzmir'in
en sıcak günlerinden biriydi yine... Herkes Büyük Efes Oteli' nin
havuzunda serinlemeye çalışıyordu... O günlerde Lale Oraloğlu
ve arkadaşları İzmir'de «Kadınlar I - Ih Derse...» piyesinin
son temsillerini veriyorlardı. Eşi ile havuza serinlemeye gelen
Lale Oraloğlu, havuz kenarında arkadaşlarıyle şakalaşan sevimli
şantör Tanju Okan'a uzun uzun baktı. Sonra yanındaki
arkadaşlarına:
-
«Tanju Okan'ı, sahneye koyacağım yeni oyunda oynatayım mı?»
dedi. « 'Ya Bizi Görürlerse...' piyesindeki zenci delikanlı rolü
için biçilmiş kaftan...»
Lâle
Oraloğlu'nun yeni sezon için tasavvurları vardı. Sezonu «Kadınlar
I - Ih Derse...» piyesinden sonra nicedir oynamayı düşündüğü
«Ya Bizi Beraber Görürlerse» piyesini bu yıl repertuvarına
almıştı... Bu oyunda beyaz bir kızla zenci bir delikanlının
aşkı hikaye ediliyordu. Zenci delikanlının, eserin bir iki
yerinde gitar eşliğinde şarkı söylemesi de lazımdı... İşte,
Tanju Okan hu yüzden rolün aranılan adamıydı...
Lale,
teklifini Tanju'ya yaptığı zaman o hiç de şaşırmadı. Zaten
uzun zamandan beri tiyatroda oynamak istiyordu. Bu, düşündüğü
gibi bir müzikal oyun olmaz da, Lale'nin dediği gibi bir dram
olabilirdi. Üstelik o güne kadar «Cüppeli Gelin», «Şeker Misin
Vay Vay...», «Yalancının Mumu», «Tavan- arast», «Çapkın
Gelin» gibi birçok filim de çevirmişti... Sinemada güzel roller
oynamasına rağmen o, tiyatroyu daha çok seviyordu... Zaten
şarkılarını söylerken de o bir bakıma kendini tiyatro
sahnesinde farzederdi.
1967-68 sezonu Tanju
Okan'a uğurlu gelmişti. Hem sevdiği tiyatroda oynayacak, hem filim
çevirecek, şarkıcılık mesleğini devam ettirecekti. Bunların
hiç biri birbirine mani olmuyordu. Nasıl olsa, tiyatroda rolü
bittikten sonra çalıştığı gazinoya gidecekti. İçkiyi de
bırakmıştı. Bir sanatçının, hele böyle iki koltuğa üç
karpuz sığdıran bir sanatçının mazbut bir hayatı olması lazım
geldiğini anlamıştı artık...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder