Ana içeriğe atla

Kanat Tibet İlk Filmini Çeviriyor

Bildiğimiz kadarıyla Türk sinemasında filim çeviren ilk «yıldız» çocuğu Mahir Günşiray'dır. O günlerin zirvedeki yıldızı Orhan Günşiray'ın oğlu olan Mahlı. «Oğlum, Oğlum» adlı filminde «babasının oğlu» rolünde oynamıştı. Sadri Alışık - Çolpan İlhan çiftinin çocukları Kerem Alışık da «Kocamın Nişanlısı» filminde —Mahir gibi— beyazperdede babasıyla annesinin çocukları rolünü canlandırmıştı.
Konu, «filimlerde oynayan yıldız çocuklarından açılınca «Yumurcak» namıyla maruf İlker İnanoğlu'ns ayrı bir paragraf ayırmamak imkansızdır. Filim yıldızı Filiz Akın'Ia rejioör Türker İnanoğlu'nun oğlu olan İlker «Yumurcak» adlı ilk filmiyle Ayşecik'ten boşalan çocuk yıldızlığı tahtına kuruluverdi.
Bugünlerde yukarıdaki listeye «Kanat Tibet» adını da eklememiz gerekiyor. Okurlarımızın SES'te çıkan çeşitli röportajlarndan dolayı yakından tanıdıkları Kanat Tibet de şimdilik misafireten «baba mesleği»ni şöyle bir deniyor. «Tarkan» filminde «Tarkan'ın çocukluğu» rolüne çıkıyor, yani beyazperdede babasının çocukluğunu canlandırıyor. (Biliyorsunuz Tarkan rolünü Kartal Tibet oynamaktadır).
İşin aslını ararsanız gelen tekliflerin hepsi kabul edilseydi Kanat bugün herhalde bir düzineye yakın filimde oynamış olurdu... Ama Kartal önceleri oğlunun filim çevirmesine karşıydı. «Kanat çocukluğunu yaşasın,» diyordu. Ama sonunda ısrarları kıramadı, Kanat'ın filimde kendi çocukluğunu canlandırmasını’ ilgi çekici bulduğu için, Kanat'ın oynıyacağı sahnelerin rejisörlüğünü yapmak şartıyle «olur» dedi.
«Peki 'babaki'sinin (Kanat, babasına 'Babaki' der) 'Olur' dediği şeye Kanat ne dedi?» diye aklınıza bir soru gelebilir. Ne diyecek, «filim artistliği» teklifini duyunca çok sevindi, annesi ve babasıyle birlikte sete gideceği güne kadar da gözüne uyku girmedi.
Küçükçekmece ile Büyükçekmece arasındaki «Haramidere» mevkiinde çekilen sahnelerde Kanat kamera önünde. Kartal Tibet de kamera arkasında sabahtan akşama kadar bol bol ter döktüler ve sonunda biri «artistlik», diğeri «rejisörlük» görevini yüzlerinin akıyla başardılar. Ekip İstanbul'a dönerken beyaz Mercedes'in arkasına «babakisiyle» birlikte oturan Kanat, «Filim artistliği hoşuna gitti mi?» sorusuna başına sallayarak «Evet,» diye cevap veriyor, Kanat'ın artistliği konusunda Kartal Tibet de şunları söylüyordu:

- «Kanat sinemayı çok seviyor... Kamera arkasından göründüğü kadarıyla da kabiliyetli bir çocuk. Fotojenik olduğunu da biliyoruz. Bence bu filimde görevini yapacak. Onda bu arzu varken herhalde yılda bir veya iki defa filim çevirmesine müsaade etmek mecburiyetinde kalacağım.»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi