Ana içeriğe atla

Tanju Korel Hasret Giderdi

1968 yılında SES mecmuasında çıkan bir röportaj «Birincilik yarışında yeni bir isim» başlığı altında, yeni bir sinema şöhretini, Tanju Korel adlı bir delikanlıyı okurlara tanıtıyordu. Galatasaray Lisesi’ni bitiren, 3 yıl yurt dışında iktisat öğrenimi gören Tanju'nun özelliklerinden biri de annesine olan aşırı sevgi ve bağlılığıydı. Lise mezunu olan, 8 yıldan beri Salihli Yardım Sevenler Derneği başkanlığı yapan, iki defa «yılın kadını», bir defa «yılın annesi» seçilen, Salihli’de «Mücella anne» olarak tanınan Mücella Tusder’den bahsederken Tanju'nun gözlerinin içi gülüyordu.
O röportajı Nişantaşı’nda, üç katlı bir apartmanda yapmıştık. O sırada Tanju filim başına 2500-3000 lira alıyordu.
Aradan iki yıl geçti. Elmadağ'da, altı katlı bir apartmanın beşinci katında, artık filim başına 15 - 20.000 lira alan Tanju Korel’le konuşuyoruz. Yeni evi, yepyeni eşyalarla donanmıştı. Daha önemlisi, «anacığı» bir ay kalmak için oğlunun yanına gelmiştir. Rahattı, mesuttu. Her sorduğumuz soruya rahatlıkla cevap verecek gibiydi, ama bu defa biz kendisiyle değil, annesiyle daha doğrusu Salihlililerin «Mücella annesiyle» konuşmayı tercih ettik. Salihli’li bir çocuğu açık kalp ameliyatı yapmak için Ankara'ya götürüşlerini anlatırken ağlayacak kadar merhametli, Tanju'nun küçük kardeşi Abidin'in okul müsamerisini aynı gece yapılan 50 çocuğun sünnet düğünü dolayısiyle göremeyecek kadar kendini sosyal faaliyetlere adamış olan Mücella hanım önce oğlunun sinemaya girişini pek iyi karşılamamış. Söze «sinema öncesinden» başlıyor ve «Tanju Avrupa'da okuyordu,» diyor. «Salihli'de büyük bir deprem olmuş, gazeteler «Salihli yüzen bir gemiye döndü,» diye manşetler atmışlardı. Bunun üzerine Tanju hemen yurda döndü ve burada bir üniversiteye yazıldı. Sonra sinemaya girdi. Ama şimdi kanaatim değişti. Oğlumla iftihar ediyorum.»
- «Arada bir gazetelerde oğlunuzla İlgili «sansasyonel» haberleri görünce ne yapıyorsunuz?»
- «Ben oğlumu çok iyi tanıyorum. Bekardır, gençtir. Sonra, darılmayın ama, haberlerin bir kısmında hayal payı, gerçekten fazla gibi geliyor bana.»

Mücella hanımın konuşmalarından iki şey daha çıkıyor ortaya: Aile bu yılın sonunda İstanbul'a taşınıyor. Burada ticaretle uğraşacaklar. O zaman Mücella hanım oğlunun işin başına geçmesini arzuluyor. Bir de her anne gibi «Tanju'nun evlenmesini istiyor. Hatta, sezdiğimiz kadarıyla bir gelin adayı bile var kafasında...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Nükhet Duru'nun Çıplaklığı Başına Dert Oldu

ARTIK Nükhet Duru gecede 3-4 yerde sahneye çıkan bir uvertürdür. Repertuvarına daha bir dikkat eder; saçına, giyimine, hareketlerine daha bir özen göstermeye gayret eder. Bu arada Yeşilçam'dan da film teklifleri gelmektedir. Ve yıl 1970'tir. Ayhan Işık, Bahar Erdeniz ve Yusuf Sezgin 'in başrolleri paylaşacakları bir filmin hazırlıkları yapılmakta ve bu filme bir kadın oyuncu aranmaktadır. Ve Nükhet Duru adında karar verir yapımcılar. O günleri de şöyle anlatır Duru: «Bir gün çalıştığım gazinonun kulisine bir prodüksiyon amiri geldi. 'Nükhet Hanım hikaye tam size göre, Ayhan Işık'la oynayacaksınız' dedi. «Ben 'Oynayamam, imkanı yok' dedim. Adam 'Neden?' diye sordu. «'Zaten gecede üç dört yerde sahneye çıkıyorum. Gündüzleri de uyuyorum filmi ne zaman çekeceğiz. Film çekmeye zamanım mı var?' dedim. «'Biz çekim saatlerini sizin boş saatlerinize göre ayarlarız' dedi adam. «Sonra çekimler başladı. Ben ne filmin adını b...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Hülya Yiğitalp Çıkan Dedikodulara İsyan Etti

Hülya Yiğitalp’in son aylarda ortadan sır gibi kaybolması gazino çevrelerinde büyük skandal yarattı... Çıplaklığıyla ünlü mankenin güney illerinde pavyona düştüğünü anlatan dedikodular sonunda Hülya Yiğitalp ’in de kulağına gitti. Hayatında karşılaştığı en iğrenç olay olarak dedikodulara cevap veren manken şarkıcı şimdi şöhretine sürülen karayı temizlemek için ortaya çıktı... Podyumların gözde mankeni iken paranın cazibesine dayanamayıp gazino sahnelerine show yıldızı olarak geçen Hülya Yiğitalp cömertçe soyunarak kısa süre öncesine kadar adından hayli söz ettiriyordu. Son aylarda ortalıktan bir sır gibi kaybolan Hülya Yiğitalp hakkında birbirinden ilginç söylentiler yayıldı. Bu dedikoduların en çirkini ise güzel mankenin kadın tüccarlarının eline düştüğünü anlatıyordu. İstanbul dışıda daha sık programları olan Hülya Yiğitalp bu arada evindeki telefonu kapandığı için bütün yakınlarından kopmuştu. Sonunda güzel mankeni İstanbul’a döner dönmez alış verişte bulduk ve ayak üstü hakkınd...