18
Ocak Pazar gecesi Maksim Gazinosu’nun kulisinde, Beyaz
Kelebekler’in menecerleri Turgut Akyüz ile konuşuyorduk. «Zor
günler geride kaldı» diyordu. «Artık önümüzdeki günler
bizim. Ama kendimizi kabul ettirmek için ne sıkıntılar çektik
sizler çok iyi biliyorsunuz. İnşallah bir gün Avrupa sahnelerine
de çıkarsak, o günleri hatırlar ve yazarsınız.»
Bu
konuşmanın üzerinden dört veya beş saat geçmiş geçmemişti,
telefonumuz acı acı çaldı. Adapazarı muhabirimiz arıyordu ve
bize şu kara haberi veriyordu:
— «Beyaz
Kelebeklerden üçü yanarak öldüler. Fakat kimliklerini henüz
tespit edemedim. Ankara - İstanbul yolu trafiğe kapandı.»
Yarım
saat sonra telefonumuz ikinci defa çalacak ve Adapazarı muhabirimiz
feci kazada ölen 3 Beyaz Kelebek’in kimliğini verecekti: Altan
Eke, Rıfat Eke ve Behzat Kutlubağ...
Verilen
haberin gerçek olmamasını dileyerek sabahı zor ettik. Ama
dileğimiz olmadı. Haber gerçekti. 3 Beyaz Kelebek aramızdan
sessizce ayrılmıştı. Adapazarı muhabirimiz kazayı telefonda
şöyle anlatıyordu: «Beyaz Kelebekler’in bindikleri 34 FS 467
plakalı otomobil, Eşme Köyü yakınlarında, Antalya’dan gelen
10 tonluk, portakal yüklü bir kamyonun altına girmiş ve
paramparça olarak şarampola yuvarlanmıştır. Kaza sırasında
otomobilin benzin deposu ateş aldığı için, Altan Eke, Rıfat Eke
ve Behzat Kutlubağ yanarak ölmüşlerdir. Alevlerin tesiriyle
cesetlerin kemikleri birbirine yapışmış, üç Beyaz Kelebek,
tanınmayacak hale gelmişlerdir. Aynı otomobilde bulunan şoför
Feridun Necip Öner, Ülkü Üst, Bülent Ortaç mucize kabilinden
hafif yaralarla kurtulmuşlardır. Şoförün ve diğer iki Beyaz
Kelebek’in kurtulmasında kamyon şoförünün büyük cesareti rol
oynamış, çarpışmadan sonra şarampola yuvarlanmasına rağmen,
kamyonundan dışarı fırlayan şoför, yanan otomobilin yanına
yaklaşarak ellerinin yanmasına aldırış etmeden, şoför
arkadaşını ve diğer iki Beyaz Kelebek’i dışarı çıkarmıştır.
Üç Beyaz Kelebek ise baygın halde olduklarından, bu sırada
alevler de etrafı iyice sardığından maalesef
kurtarılamamışlardır. Hükümet doktorunun verdiği bilgiye göre,
zaten üç Beyaz Kelebek yanmasalardı da gene kurtulamayacaklardı.
Zira, arkada oturan Behzat Kutlubağ’ın vücudu, kazanın olduğu
anda boynundan kasıklarına kadar yarılmıştır. Altan ve Rifat
Eke’nin de kafataslarında iri iri delikler açılmıştır.»
«Kara
haber tez yayılır,» derler... Beyaz Kelebekler’in ölüm haberi
de bir anda bütün Türkiye’yi mateme boğdu. Gözyaşları 21
Ocak günü Şişli Camisinde hıçkırığa döndü..
3
TABUT, 3 BEYAZ KELEBEK...
Beyaz
Kelebekler’in cenaze töreni doğrusu pek muhteşem oldu. Şişli
Camii’nin avlusu tamamen dolmuştu. İğne atılsa, düşecek yer
kalmamıştı koskoca avluda. Üç musalla taşı, üç tabut, üç
imam.. Geride kalan Beyaz Kelebekler’den dördü tabutlara
kapanmışlar. Sarsıla sarsıla ağlıyorlardı. Menejerleri Turgut
Akyüz’ün gözleri kan çanağı gibi. Yüzü sapsarı. Başını
sallayıp duruyor. Dudakları kıpırdıyor, ama ne söylediği pek
anlaşılmıyor. Bülent Ortaç, kazadan kurtulanlardan. Ayağının
kütük gibi şiş olmasına rağmen, koltuk değneklerine dayana
dayana son vazifesini yapmak için camiye gelmiş. Küçük darbukacı
Ercüment Ateş (ölen Behzat’ın teyzesinin çocuğu) kelimenin
tam anlamıyle perişan bir halde.
Ağlayanlar
yalnız Beyaz Kelebekler değil. Bütün İstanbul göz yaşı
döküyor. İstanbul’un en uzak semtlerinden, Küçükçekmece’den,
Soğuksu’dan, Kartal’dan, Pendik’ten, yakın illerden,
Tekirdağ’dan, İzmit’ten, Adapazarı’ndan, Çatalca’dan,
Çorlu’dan gelenler var. Otobüsler, minibüsler, otomobiller
tutmuşlar, Şişli Camii’ni, Şişli Meydanı’nı doldurmuşlar.
Dudaklarında genellikle dört kelime dolaşıyor: «Yazık oldu» ve
«Kara yazı...»
Halkın
arasında müzik dünyamızın şöhretleri de var. Gelemeyenler
çelenk göndermiş. Berkant, Ateş Böcekleri, ölen arkadaşlarının
resimlerini taşıyor.
Avluda
Nuri Sesigüzel, Alâeddin Şensoy, Kadri Şençalar, Zeki Çetin,
Ahmet Sezgin üzüntülü üzüntülü dolaşıyor. Zeki Müren
gelememiş, çelenk göndermiş. Selda Alkor üzüntüsünden Şişli
Etfal Hastanesi’ne kaldırılmış...
Şişli
Camii’nin minarelerinden yükselen ezan sesleri, kılınan cenaze
namazı, imam Sadettin Evginer’in dokunaklı sesiyle yaptığı
dualar ve tabutların sırayla camiden çıkışları. Gözyaşı,
hıçkırık, feryatlar, bayılanlar...
İlk
durak, öğrenimlerini yaptıkları İktisadi ve Ticari İlimler
Yüksek Okulu’dur. Son durakları ise Feriköy mezarlığı...
Feriköy
Mezarlığı'nda yanyana üç mezar kazmışlar. Kar incecikten
yağıyor, iliklere işleyen bir soğuk var ama, kim dinler soğuğu.
Akan gözyaşları etrafı ısıtıyor. Biraz sonra üç Beyaz
Kelebek ebedi istirahatgahına yerleştirilecek. Artık ne flüt, ne
kaval, ne de gitar sesi var. Derin bir sessizlik... Üzerlerine
topraklar atılıyor. Kara kara topraklar. Islak topraklar. Bu
toprakların üstüne konan çelenkler. Karanfiller, güller,
orkideler, kasımpatılar.
GERİDE
KALANLAR
«Ölenle
ölünmez» derler ama, bunu siz bir de ölenin yakınlarına sorun.
Behzat Kutlubağ’ın annesine, babasına, akrabalarına, geride
kalan Beyaz Kelebekler’e ve iki çocuğunu bir anda kaybeden,
hayatta tutunacak bir dalı kalmayan, Altan ve Rıfat Eke kardeşlerin
gözü yaşlı annesi Vasfiye Eke’ye sorun... Hayatta yapayalnız
artık Vasfiye Eke... Talihsiz kadın. Alnının yazısı kara
yazılmış. Kocasını, çocuklarının babasını yıllar önce
kaybetmiş. Adapazarı yolunda ise Azrail, iki yavrusunu bağrından
koparıp götürmüş. Müslüman kadın, dindar kadın Vasfiye Eke..
Yavrularının arkasında gözyaşı dökmek istemiyor. Ama ana
yüreği bu, dayanılır mı bu acıya?..
Evet
3 Beyaz Kelebek öldü. Ama hatırası daima yaşayacak. Türkiye’nin
en ünlü organizatörleri, Beyaz Kelebekler için harekete geçtiler
bile. Kazada harap olan 40 bin liralık enstrümanları için, geride
kalanları için geceler düzenleyecekler. Türkiye’nin ünlü
sesleri, sazları, 3 büyük şehirde, 3 Beyaz Kelebek için çalacak,
söyleyecek.
Ve
şarkı sözü yazarları kalemlerini 3 Beyaz Kelebek için
oynatacak, saz şairleri onların adlarını ebedileştirmek için
sazlarının tellerine ağır ağır vuracak... Hatta vurdular
bile... Bakın Aşık İsmail 3 Beyaz Kelebek’in ardından nasıl
sesleniyor:
Zalim
felek İstanbul’dan götürdü
Adapazarı
yolunda işi bitirdi
Yaktı
Beyaz Kelebekler’i külle götürdü
Bu
feci kazayı duyan ağladı.
İsmi
Beyaz Kelebek diye yaşardı
İstikbal
yolunda durmaz koşardı
Tahsil
bitirmek için çok uğraşırdı
Bu
feci kazayı duyan ağladı...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder