Ana içeriğe atla

Nazan Şoray Saman Alevi Gibi Söndü

Sinemaya geldiği günlerde ablasının şöhretinden de faydalanarak büyük reklam yapan Nazan Şoray, kendisinden bekleneni veremeyince prodüktörleri sukutu hayale uğrattı, bir saman alevi gibi sönüverdi...
Nazan Şoray, ilk filmi ''Cesur Yabancı''ya başlamadan birkaç gün önce gazetecilere bir gece kulübünde kokteyl vermişti. O gün kokteyle gelenler hatırlarlar, gazetecilerle Nazan Şoray'dan daha çok annesi Meliha Sav (Şoray) konuşmuş, büyük kızı Türkan Şoray'a olan kızgınlığının tesiriyle olacak kocaman, kocaman laflar etmişti: ''Göreceksiniz'' demişti, ''Nazan ablasını geçecek. Ondan daha güzel, üstelik ondan daha da akıllı. İki yıl sonra filimciler ona ablasından daha çok para verecekler...''
''Cesur Yabancı'' filmine başlandığı ilk günlerde Meliha Sav (Şoray) ın bu kehanetleri herkese tutacak gibi görünmüştü. Öyle ya, Nazan Şoray ilk filmini bitirdikten sonra ''Yedi Köyün Zeynebi''ne başlamış ve filmin prodüktörü Yaşar Tunalı ile ilişki kurmuştu. Netekim o günlerde dedikodular ayyuka çıkmış, bütün Yeşilçam sakinleri, Nazan Şoray'a Topkapı Filmin ''maaşlı artisti'' gibi bakmaya başlamışlardı.
Bu filmden sonra Nazan Şoray, Yaşar Tunalı hesabına yapılan dört filimde daha rol aldı, işte o günlerde Meliha Sav (Şoray) tıpkı bir numaralı kızı Türkan Şoray ile Rüçhan Adlı'nın arasına girdiği gibi Nazan Şoray ile Yaşar Tunalı'nın da arasına girdi, ''Durun'' dedi... Öyle ya, biraz daha müsamahakâr olsa altın yumurtlayan ikinci tavuk da elden gidecekti. Fakat Nazan Şoray deliler gibi seviyordu Yaşar Tunalı'yı. Bir gece eşyalarını topladığı gibi, soluğu babasının evinde aldı. Üç gün sonra da uçağa bindi. İzmir'e bir filminin galasına gitti. Yanında Yaşar Tunalı vardı.

Fakat anne Şoray ne yaptı etti, sonunda Nazan Şoray ile Yaşar Tunalı'nın arasını açtı. Ama... Nazan Şoray, Yaşar Tunalı'dan ayrılmakla sinemadaki şansını büyük nisbette kaybetmişti. Zira, Yaşar Tunalı, Nazan Şoray'a yeni bir yıldız adayına tanınacak şansların en büyüğünü tanımış, onu tam beş filmde büyük konularda oynatarak halka lanse etmişti...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi