Bugüne
kadar biz de dahil çok kişi, çok ev için «Saray Yavrusu»
deyimini kullanmıştır, ama bu deyim, Öztürk Serengil’in
Şişli'de alıp döşediği evi kadar başka bir eve yakışır mı,
bilemeyiz. Gerçekten muhteşem, saray yavrusu gibi bir evi var
Öztürk Serengil'in... Yerdeki halılar Isparta'da özel olarak
dokunmuş. Normalden çok büyük «L» şeklindeki salonun kısa
olan kısmı, uzun olan kısmiyle eski Roma saraylarında olduğu
gibi kemerle ayrılmış. Sinemada yıllarca çile çektikten sonra,
büyük şöhrete kavuşan, fakat tırmandığı merdivenleri aynı
hızla inip bir anda «sıfır» olan Öztürk Serengil «şovmen»
olarak yeniden doğduktan sonra, önce bütün borçlarını ödedi;
varını yoğunu evine harcadı ve sonunda gerçekten «muhteşem»
bir ev sahibi oldu.
Bu
evin bir odası da Öztürk Serengil’in çalışma odası. Bir
köşede büyük, geniş bir masa var. Masanın üzeri profesyonel
teyp, pikap, amfilikatör gibi çeşitli müzik araçları ile dolu.
Diğer yanda bir amerikan bar. Ama bize kalırsa bu odanın en ilginç
yeri duvarları... Duvarlarda çeşit çeşit bıçaklar, kamalar,
palalar, kılıçlar, tabancalar asılı. Evet, Öztürk Serengil
silah koleksiyonu yapıyor. Bir Vatikan kılıcı, Atilla’nın
gürzü (tabii bu gürz, imitasyon, yani sonradan seri halde
yapılanlardan. Ama yine de dünyada öyle çok sayıda yok), Nizam-ı
Cedit ordusuna gelen tabancalardan biri, bir Venedik tabancası,
hakiki bir kızıIderili bıçağı... Öztürk bunların her birine
5-10 bin lira arası para ödemiş.
Odada
dikkati çeken bir de Meksika şapkası var. Öztürk. «Onun manevi
değeri çok fazladır benim için,» diyor ve nedenini şöyle
anlatıyor:
-
«Onu bana Yeter Sevimli hediye etti. Biliyorsunuz, boks sahne
hayatımı renklendiren konuların başında gelir. Bütün
boksörlerle içli dış iyimdir ve hic bir boks maçını kaçırmam.
Yeter'i uzun zamandan beri tanırım. Jübilesi için epey
çalışmıştım. O gece Ankara'da 'Ağabey bunu bana Meksika'da,
Olimpiyatlar sırasında hediye etmişlerdi. Bundan kıymetli şeyim
yok, ama şapkanın sende durması, bende durmasından daha çok
mutlu edecek beni,' dedi... Gözlerim yaşardı, sevinçle aldım
şapkayı. Ama bakın yine gözlerim yaşardı. Bu ev evin içindeki
her şey bana seyircilerin, dinleyicilerin, beni en güç günlerimde
yalnız, kuru başıma bırakmayan vefakar dostlarımın hediyesidir.
Mecmuanız aracılığı ile hepsine gönül dolusu sevgiler,
teşekkürler, saygılar...»...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder