Ana içeriğe atla

Shirley Mac Laine'in Yıldızı Söndü

Üç yıl öncesine kadar Hollywood semalarında yıldızı parlayan Shiriey Mac Laine'nin adı «Sierra Torride» adlı filimden sonra pek duyulmaz olmuştu... Onu sevenler, «Sokak Kızı irma» nın unutulmaz yıldızının nerede olduğunu, sinemayı temelli olarak bırakıp bırakmadığını merak ediyorlardı. Bu arada onun Hong Kong’daki eşi Steve Parker'in yanına gittiğini, mutlu bir aile hayatı yaşadığını söyleyenler de çıkıyordu.
Nihayet geçenlerde Shiriey Mac Laine muamması çözüldü. Ünlü yıldız sinemadan ayrılmış, ama sinema onu değil, o sinemayı bırakmıştı... Ve bir dünya seyahatine çıkmıştı. Ama gezip eğlenmek, ya da dinlenmek için değil... O da birçok meslektaşı gibi televizyona geçmişti ve televizyon için 24 bölümlük, bir yıl sürecek bir seri program hazırlamakla meşguldü. «Shirley'in Dünyası» adını taşıyan bu programda ünlü yıldız bir röportör olarak dünyayı dolaşıyor, gördüğü ilgi çekici yerleri, olayları bir kadın gözüyle seyircilere sunuyordu.
Shiriey, «Başlangıçta televizyona geçmeye hiç niyetli değildim. Ama yakın dostum televizyon prodüktörü Lew Grade beni televizyonun da en az sinema kadar etkili ve yaygın bir iş kolu olduğuna ikna etmeyi başardı. Sonuç: Bir yıla yakın bir zamandan beri şehir şehir, memleket memleket dolaşıp televizyon programı hazırlıyorum,» diyor.
Peki ya bir yıl öncesine kadar Shiriey MacLaine neredeydi?
Bunun cevabını da şu şekilde veriyor: «Hatıralarımı yazıyordum. Hollywood'da başımdan geçenleri yazıp bir araya toplamak iki yıla yakın bir zamanımı aldı. Geceli, gündüzlü çalıştım. Hem de hiç kimsenin yardımı olmadan. Kitabım 100 bin nüsha olarak basıldı ve kısa bir süre içinde kapışıldı, bitti. Bu sıralarda da İngiltere’de satışa çıkartılacak.»
Shiriey MacLaine’yi en çok üzen şey de normal bir aile hayatı olamayışı... Tanınmış iş adamlarından Steve Parker'le evli olan Shiriey, işi icabı devamlı olarak ya Hollywood'da çalışıyor, ya da yine filim icabı bir şehirden ötekine uçuyor. Tıpkı şimdiki işi icabı dünyayı dolaştığı gibi... Eşi Hong Kong'tan ayrılamıyor. Küçük kızı Sachie de yatılı bir okulda okuyor.
- «Hayatımın en mutlu günleri kızımı okuldan alıp beraberce gezdiğimiz günlerdir,» diyor Shiriey. «Onunla gezeriz, sinemaya gideriz, hayvanat bahçelerinde maymunlara fıstık veririz, ya da denizde sandalla gezmeye çıkarız. Kızım bana hep, arkadaşlarının kendisine, 'Shiriey MacLaine'nin kızı' demelerine üzüldüğünü söyler durur. Demek istediğim, annesinin şöhret sahibi olması Sachie'yi çok üzüyor. O da arkadaşları gibi annesinin babasının yanında, mutlu bir aile yuvasında oturmayı istiyor.»
Shiriey MacLaine, bugünkü Amerikan toplumunun mutlu olmaktan başka hiç bir düşüncesi olmadığı kanısında «On beş gün kadar önce New York'tayken Broadway'de, «No, No,
Nanette» adlı müzikal bir komediye gittim,» diye anlatıyor. «Şimdiye kadar politikacılarla da çok gezdim, geniş halk kitlelerinin karşısına çıktım. Halkın heyecanlı tezahüratına pek çok yerde şahit oldum. Fakat bunların hiç biri, aktörlerden biri çıkıp da «Mutlu Olmak İstiyorum» adlı şarkısına başlar başlamaz seyircilerin yaptıkları tezahüratın yanında hiç kalır. Demek istediğim, Amerika gittikçe ihtiyarlıyor ve mutluluğu ancak «No... No... Nanette» müzikal komedisinde arayan insanlar ülkesi oluyor.»
Bunun önüne geçmek için de herkesin çalışmak zorunda olduğu kanısında. «İleri insanların yaşadığı örnek bir ülke olmak için herkesin çalışması, boş oturmaması şart!...» diyor Shirley Mac Laine...

«Ama fabrikada, ama sinemada, veyahut da benim gibi televizyonda...»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...

Bahar Öztan ''Eski Kocamdan Koca Olmaz'' Dedi

Kendi aralarında nişan takan Bahar Öztan ’ın eski kocası futbolcu Kasım Gündüz ile Hüner Coşkuner ’in ablası Sema Coşkuner, çok yakında bir gazinoda verecekleri bir yemekle bu nişanlarını ilan edecekler. İnsanoğlu ne tuhaf doğrusu... Hele kadınların işlerine akıl sır erdirmek gerçekten güç... Ne zaman ne yapacakları, nerde, ne söyleyecekleri belli olsaydı, kadından canı yanan biri çıkıp da “Allahım kadın varkan, sen neden şeytanı yarattın?” der miydi? Bunu hangi kadın kabul eder bilemeyeceğiz ama Bahar Öztan’a sorarsanız, “erkek milleti”nin şeytanın ta kendisi olduğunu söylüyor. Zaten zamanında yani futbolcu Kasım Gündüz’le evli olduğu günlerin bitiminde de kocasını böyle suçlamış ve onunla beraberken, film çevirmek için İstanbul dışına çıktığı zaman evlerine ucuz kadınları getirdiğini, artık bu hale tahammülü kalmadığını, dolayısıyla bu yüzden ayrıldığını bas bas bağırmıştı... Ayrıldığı kocası Kasım Gündüz, şimdi yeni bir evliliğe soyunuyor... Şarkıcı Hüner Coşkuner’in gerçe...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

DÜNYANIN birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik ’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam ’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İsta...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...