Ana içeriğe atla

Irina Demick Trafik Canavarı Oldu

KIRMIZI renkli «Fiat» marka otomobil, Paris'teki Plaza - Athenee Otelinin önündeki parktan bir türlü çıkamamıştı. Önce, arkasında duran arabaya çarptı, sonra da olanca hızıyla öndeki bir taksiye bindirdi. Tam iki arabanın arasından sıyrılıp caddeye ineceği sırada, yoldan geçmekte olan otobüse çarpmamak için ani bir fren yapmak zorunda kaldı. Tabii beş dakika içinde vukubulan bu kadar kazadan sonra hemen bir trafik polisi kırmızı arabayı durdurmuş, şoför mahallindeki pencereden başını içeri eğerek: «Ehliyetinizi görebilir miyim?» diye sormuştu. Şoför mahallindeki Greta Garbo tipli genç kadın, içini çekerek:
«Ne yapayım, bu şehrin kalabalığına kendimi bir türlü alıştıramıyorum memur bey?» diye acıklı acıklı konuştu. «Ehliyetim var ama direksiyon tecrübem az. Neyse bir daha sefere daha dikkatli olmaya çalışırım.»
Bu sözleri söyleyen genç kadın, «En Uzun Gün» filminin tek kadın yıldızı Irina Demick'ti. Yeni bir film çevirmek için Paris'e gelmişti. Fakat hayatından hiç de memnun görünmüyordu. Bir kere senelerden beri film çevirdiği halde bir numaralı koruyucusu ve hayranı prodüktör Darryl Zanuck'tan başka sinema dünyasının şöhretleriyle bir türlü anlaşamamıştı. Genç kadının bir tek gerçek dostu yoktu. Üstelik ilk filmini çevirdikten sonra da ona «Sen artık bir sinema yıldızısın, her hangi bir kimse gibi yaşayamazsın, çevreni, giyimini ve dostlarını değiştirmelisin» demişler, hayatını altüst etmişlerdi. Öyle ki Irina'nın canı dondurma istese, her hangi bir genç kadın gibi dondurmacı dükkanına girip külahtan dondurma yiyemiyordu. Ama o bir sinema yıldızıydı. Külahtan dondurma yemesi yakışık almazdı.
Irina Demick, Darryl Zanuck'un ona film çevirme teklifinde bulunduğu günden beri hep bu ve buna benzer yasaklar içinde bunalmış kalmıştı.
Paris’teyken severek satın aldığı kırmızı küçük Fiatı da amirlerine beğendiremeyen Irina, önce arabayı satmak istemiş fakat sonradan emirlere boyun eğmek zorunda kalmıştı. Genç kadın, Fiat'tan sonra satın aldığı son model «Alfa Romeo» ya ise bir türlü ısınamamıştı. Zaten artık ona araba kullanmayı da yasak etmişlerdi. öyle ya ünlü bir sinema yıldızının beyaz eldivenli, kibar görünüşlü bir şoför tutması gerekmez miydi?
Asıl soyadı Demich olduğu halde telaffuzu güçtür diye soyadını «Demick» şekline sokmaya zorlanan genç yıldız, bu kadar yasak arasında evliliği düşünmeye de vakit bulamamış. Bir ara Süreyya’nın eski sevgililerinden Hugh O’Brian ile dolaşmış fakat bu macera pek kısa ömürlü olmuştu. Genç yıldız biraz da korkudan kendine uygun bir eş aramaya çekiniyor. Prodüktör Darryl Zanuck ile aralarındaki dostluğun derecesine gelince. Belki bir ara Darryl Zanuck yarattığı yıldızla evlenmeyi düşünmüştü ama Irina yaşlı koruyucusunu hiçbir zaman bir sevgili olarak kabul edemediğini açıklıyor. «Ona hayranım. Zanuck, gerçekten büyük bir sinema sanatçısı, onun yardımı sayesinde şöhrete ulaştığımı da kabul ediyorum. Fakat işte hepsi bu kadar. Aramızda hiç bir hissi bağ yok.»
Artist olmadan önce mankenlik yapan Irina Demick, «Artistlik sıkıntılı bir meslek. Elimde olsa hiç tereddüt etmeden eski hayatıma dönerdim,» diyor ve ilqve ediyor. «Altın kafeste yaşamak meğer ne zormuş...»
Hollywood'un en güzel göğüslü kadın artistlerinden biri olarak sayılan sevimli yıldız Irina Demick, bugün sinema qleminde şöhretli olmanın ıstırabını çekenlerin başında geliyor.
İKİNCİSİ
Darryl Zanuck, Irina Demick'i şöhrete ulaştırmak için, ikinci bir «En Uzun Gün» filmi çevirdi.
ALTI TİPTEN BİRİ Genç yıldız, geçenlerde rol aldığı bir filmde, 6 ayrı tipi birden canlandırdı.
GARİP İSİM Irina, «Those Magnificient Men İn their Flying Machines» (Uçan Makinelerdeki Şu Harika Adamlar) filminde.

GALADA Şöhretli bir yıldız olmakla bir sürü yasağa riayet etmek zorunda kalan Irina Demick, durumundan hiç memnun değil...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi