Carmen Llera, 29 yaşında alımlı genç bir kadın. İspanya'da doğmuş
ama, İtalya'da yaşıyor. Ayağında spor ayakkabıları, üzerinde
blucini, hiç makyajsız yüzü ile Roma sokaklarında dolaşırken
herhangi bir kızdan ayırdetmek çok güç. Ama bu sade görünüşlü
İspanyol, çağdaş İtalyan edebiyatının en önemli yazarlarından
biri sayılan Alberto Moravia'nın aşkını kazanmayı başarmış.
Alberto
Moravia, eserleri en çok okunan ve yabancı dillere çevrilen, bunun
yanında ilginç hayatı ile de dikkatleri üzerine çeken bir yazar.
Geçen yıl piyasaya çıkan «1934» adlı romanı bir hafta içinde
bestseller listesinde baş sıraya yerleşiverdi.
Moravia,
kadın - erkek ilişkisinden bahsederken üç çeşit olduğunu
söyleyerek onları şöyle sıralıyor. «Bir tanesi cinsel
amaçlıdır, diğeri aşktır, üçüncüsü ise iki bedeni aynı
gibi yapan arkadaşlıktan da öte organik bir bağdır. Bence
kadınlarla derin duygusal ilişkiye girememiş erkeklerin, eksik ve
tatminsiz yanları olur daima. Benim kadınlarla aram hep iyi idi.
Kadınların dengesizlikleri, hayal güçleri beni çok etkilemiştir.
Sonra iç dünyaları dışa dönüktür ve erkeklerinkiyle yaptığı
kontrast her zaman ilgimi çekmiştir.»
Moravia'nın
hayatına giren kadınlardan biri Elsa Morante. Tam 25 yıl evli
kalmışlar. Kendisi gibi yazar elan Morante'den ayrıldıktan sonra
bu kez Dacia Maraini ile beraberliği başlamış. Yirmi yıl süren
bu ilişkinin sonunda ayrıldıklarında Moravia, hayatına giren her
iki kadına da minnettar olduğunu söylemekten kaçınmıyor.
Yazar, geçen yıl
yapılan röportajda, «Şu anda kiminle birliktesiniz?» sorusunu
cevapsız bırakmayı tercih etmiş. Ama bugün artık gizlemeye
gerek görmüyor. Kalbini çalan genç İspanyol Carmen Llera'dan bu
ilişkiyi ve Moravia'yı dinleyelim:
«Ben İspanya'da
doğdum. Orada tahsilimi tamamladım. Sert bir katolik disiplini ile
yetiştirildim. Liseden sonra klasik edebiyat ve tarih tahsili
yapmaya başladım. O sıralarda felsefe öğretmeni ile aramda aşk
başladı. Çevremiz, bu olayı bir skandal olarak nitelendirip
evlenmemiz gerektiğini söyleyerek baskı yapmaya başladılar.
Sonunda hiç düşünmediğim bir yaşta kendimi evli buluverdim.
Aslında o yaşlarda öğretmenimle .romantik aşkımı sürdürüp,
mutlu olmaktan başka bir arzum yoktu. Kocam benden on yaş büyüktü
ve sorumluluk sahibiydi. Onunla mutlu olduğumu söyleyebilirim. Ama
bu aşkı resmi hale sokmaktan pek hoşlanmamıştım. Derken oğlum
Hektor doğdu... Onu çok istemiştim. 19 yaşındaydım, hem bebeğe
bakmak, hem de üniversitedeki dersleri takip etmek zorundaydım.
Bunalıma düştüğüm anlar oldu ama, üniversiteyi bırakmayı hiç
düşünmedim. Tahsilimi tamamlayınca İtalya'ya gitmeye ve oraya
yerleşmeye karar verdim.
«Alberto Moravia'yı
daha oniki yaşındayken okumaya başladığım kitaplarından
tanıyordum. O yıllarda aileme göre Moravia gerçekten büyük bir
yazardı ama, yetişme çağında olan gençlerin okuması iyi
değildi. Çünkü onların ahlak değerlerine kötü etki
yapabilirdi. Ben hep tuvalette gizlice okuyordum... Moravia ile
tanışmam bir arkadaşım sayesinde oldu. Daha doğrusu güneyde
çıkan küçük bir gazete için röportaj yapmak üzere evine
gittim. O anda mucize olmadı. Hatta daha sonra Alberto ilk görüşte
benden hiç hoşlanmadığını itiraf etti. İkimizin de ortak bir
tutkusu vardı; sinema. Bu ilk görüşmeden sonraki
karşılaşmalarımız hep sinemalarda, özel gösterilerde oldu.
Böylece aynı tutkuyu paylaşan iki insan gibi arkadaşlığımız
ilerledi. Gerisi de her aşk ilişkisinde olduğu gibi gelişti.
Şimdi ikimiz de çok mutluyuz. Aiberto son derece zeki ve otantik
bir insan. Hayata bakış açısı ve canlılığı beni en çok
etkileyen yönü. Onunla birlikte olmak çok hoşuma gidiyor.
Beraberliğimizde aşkın yanında diyalektik bir yön de var. Edebi
alanda ise büyük düşünce ayrılıklarımız var. Birlikte
yaşamaya başladığımızdan beri ne o, ne de ben daha önceki
hayatımızda bir değişiklik yapmadık. Alberto 17 yaşından beri
yaptığı gibi her sabah yazıyor. Ben büroya gidiyorum. Sonra
birbirimize günümüzü anlatıyoruz. Röportajlar, telefonlar,
dostlarımız, birlikte yaptığımız uzun yürüyüşler ve
hepsinden önemlisi sinema hayatımızı dolduruyor. Geceleri Alberto
arkadaşlarıyla çıkıyor, bense erken uyumayı seviyorum. 3 yıllık
beraberliğimiz beni değiştirmedi ama eskiye nazaran daha mutlu
olduğumu söyleyebilirim.»...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder