Ana içeriğe atla

Ercan Turgut Sahneden Kışlaya

Malatya'da doğdu... Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdi... Sonra, Şişii Siyasal Bilimler Yüksek Okulu’na, arkasından da Türk Müziği Deviet Konservatuvarı'na girdi , ve mezun oldu... Uzun yıllar «Delikanlılar» grubunda çalıştı ve sonra da ayrıldı... Arabesk parçalarla sesini iyice duyurdu ve bugünkü Ercan Turgut da böyle doğdu...
Ercan Turgut'un kısa biyografisi bu. Genç sanatçı geçmişe şöyle bir bakarken hayretini gizleyemiyor: «Zaman ne kadar çabuk geçiyor... Sanki daha dün liseden mezun olmuşum gibi geliyor. Şimdi ise askere gidiyorum.»
Erenköy'deki berber Hüseyin'in koltuğunda asker traşı olurken hep geçmişi düşünüyor Ercan Turgut... Berber Hüseyin sanatçının saçlarını keserken, bir yandan da konuşuyor:
«Yıllardır Ercan'ın saçlarını ben keserim. Asker traşı da bana kısmetmiş...»
Gün, veda günü... Ercan Turgut evinin yolunu tutuyor. Annesi Nazife Hanım, babası Sabri Bey, ablası Şenol, yeğeni Nitay ve nişanlısı Nihan Bol evde sanatçıyı bekliyorlar. Ercan'ın eve gelmesiyle birlikte ortalığı sessizlik kaplıyor. Herkes susuyor. Sonunda konuşan yine Ercan Turgut oluyor:
«Dört aylık askerlik nedir ki?.. Göz açıp kapayıncaya kadar gelir geçer. Bir bakmışsınız ki, tezkeremi almışım. Hem askere gitmek benim için çok iyi olacak. Hiç değilse dört ay süreyle sinemadan da, müzikten de uzak kalmış olacağım. Kısacası bu süre içinde dinleneceğim, kendime geleceğim.»
Ercan Turgut sonra bize dönüyor ve gülerek şöyle konuşuyor:
«Biliyor musunuz, film yarıda kaldı. Yetiştiremedik ki... Deniz Uğur'la birlikte oynadığım 'Yaşadım mı Ben?' adlı filmi askerden döndükten sonra tamamlayacağım. Bu film nedeniyle arkadaşlarımın çoğu ile vedalaşamadım bile. Aslında iyi de oldu. Çünkü ben ayrılıkları değil, kavuşmaları seviyorum...»
Ortalığı yine sessizlik kaplıyor... Ercan nişanlısı Nihan'la göz göze geliyor. Bir süre bakışıyorlar. Annesinin babasının elini öpüyor. Yeğeni ve ablasıyla vedalaşıyor. Sıra nişanlısına gelince de. «Bir haberim var» diyor ve anlatıyor: «Vatan borcum sona erdikten hemen sonra evleneceğim...»
Ercan Turgut kapıdan çıkarken, herkes aynı sözü söylüyor:
«Güle güle Ercan...»
Genç sanatçı buruk bir sesle konuşuyor:

«Dört ay sonra buradayım...»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi