Ana içeriğe atla

Erol Evgin Misafir Oldu

Hülya Çolakoğlu, 16 yaşında, Bahçelievler Lisesi birinci sınıf öğrencisi... 6 yaşından beri Erol Evgin hayranı. «Onu ilk defa televizyonda gördüğüm günden beri hayranım. Benim için o Türkiye'de tek» diyor. Odasını onun posterleriyle süslüyor, defterler tutuyor, hakkında çıkan her bir yazıyı okuyor, ezberliyor, her resmi kesip saklıyor. «Okulda ve mahallede benim hayranlığımı herkes bilir. Erol Evgin'le ilgili ne bulurlarsa bana getirirler.
«Bütün istediğim onu bir kere olsun yakından görebilmek, konuşabilmekti. Demek insan bir şeyi bu kadar çok isterse olabilirmiş» diyor. Aslında Hülya'nın Erol Evgin'le ilişkisi, televizyondan, dergi sayfalarından öteye gidememiş... Bir kere Bahçelievler'deki Ünverdi Sineması'nda bir filmini görmüş, «Renkli Dünyalar»... Bu filmden sonra hayranlığı daha da artmış. Mektuplar yazıp, imzalı resimlerini istemiş. Sonunda bu yıl «Sevdiğiniz Yıldız Telefonda» adlı dizimizde dergimize telefon edip, ilk defa onunla konuşabilmiş. Bir kerecik yakından görebilmek için de ne dualar etmiş. Geçtiğimiz ay müzik fuarında plaklarını imzalayacağını duyunca, sevinçten çılgına dönmüş. Fuara girebilmek için saatlerce babasına yalvarmış, anlamış. Ama babasını razı edememiş bir türlü. Muhittin Bey, «Biz böyle gördük büyüklerimizden» diyor. Anne Nuray Çolakoğlu o gün çok üzüldüğünü ama, elinden bir şey gelmediğini söylüyor ve ekliyor; «Bu olaylardan birkaç gün sonra, SES Dergisi'nde çekilen kurayı kazandığını bildirdiğiniz gün, nasıl sevindi anlatamam. Eridi, kül oldu sanki... O gün o kadar isteyip gidememişti ama, şimdi Erol Evgin evimize geliyordu... Allah tarafından oldu herhalde.»

Ziyarete gittiğimiz gün biraz gecikince, arkadaşları alay etmişler Hülya'yla, «Gelmez, boşuna bekleme» diye... Sonunda hayalleri gerçekleşiverdi Hülya’nın. Rüya gibi bir gündü o gün. Yanında oturdu, konuştu, sarıldı bile... Bütün plaklarını, bütün resimlerini imzalattı... Birlikte şarkı bile söylediler... Komşular eve doluşmuştu. Kadınlar, çocuklar, ev tıklım tıklımdı. Hülya başroldeydi. Herkes Erol Evgin hayranıydı. Sorular soruldu, günlerdir hazırlanan börekler, dolmalar, pastalar ikram edildi. Bir ara bir sessizlik oldu, «Hadi soru sarsana» dediler. «Ne sorayım» dedi Hülya. «Ne zaman sahneye çıktınız desem, ne zaman evlendiniz, ne zaman çocuğunuz oldu diye sorsam, hepsinin cevabını biliyorum». O, kendi sorup kendi cevaplarken, Erol Evgin şaşkınlık İçinde dinliyordu... «Ah» diyordu Nuray Hanım, «Bir de derslerini böyle ezberlese...»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Rol Yapmayı Unutmuşlar

İki yıla yakın süredir gazino sahnelerinden ve film setlerinden uzak kalan Meral Zeren kendisine, çalışma izni vermeyen parasal aşkından koptuktan sonra fiziki bir değişimle ortaya çıktı. Önce assolist olarak sahnelere döneceğinden ardından plak çalışmalarını hızlandıracağından söz eden güzel yıldız birde baktık ki geçtiğimiz günlerde söylediklerinin tersine önce film, setlerine dönüş yapıvermiş. Başrol de olsa pek öyle iddialı bir yapım olamayan filmin setinde Zeren'i gördüğümüzde yanında kendisi gibi setlerden uzak kalan eski bir film yıldızı daha vardı. Fazla kilolarını attığını söylemesine rağmen yine de hayli tombiş sayılan Ayşen Cansev 'den başkası değildi bu yıldız. Filmin erkek oyuncuları ise Yusuf Sezgin ile Salih Kırmızı idi. Yani filmcilerin tabiri ile dördünü biraraya getirseniz ancak işi kurtarır dedirtecek cinsten bir kadro ile çekime başlanmıştı.. Yavuz Film adına çekilen ve yönetmenliğini Yavuz Özışıklar'ın üstlendiği filmin çekim programı her yönüyle güze...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sema Yardımcı İntikam İçin Assolist Oldu

Gazino sahneleri genç bir assolist daha kazanıyor... Üstelik bu assolist nikah masasından gazino sahnelerine transfer olan 21 yaşında taptaze bir bakire... ŞEY, genç kızlara ibret olacak bir evlilik dramını gün ışığına çıkartırken, adı önümüzdeki günlerde gazino neonlarının tepesine yazılacak Sema Yardımcı’yı da bir filmlik ve fotoromanlık deneyimine rağmen ilk kez tanıyacaksınız... Günlük gazetelerde çok okuduk “Bahtsız gelin” haberlerini. Ama böylesine ilk kez rastladık. Adını fotomodel - manken olarak duyurmaya çalışan bir kız gazino çevrelerinde “Assolist” olarak konuşulurken duyulmamış bir sosyete skandalı ortaya çıktı. Ünlü bir armatör ailesinin denizci oğlu Feyzi Oskay’ın nikah masasında bırakıp kaçtığı Sema Yardımcı’nın intikam uğruna assolist olmaya karar verdiği gazino çevrelerinde günün konusu şimdi. İlk sınavını Maksim Gazinoları’nda vereceği söylenen Sema Yardımcı’yı sahne tuvaletlerini diken ünlü modacı Gürna Çapa’nın yanında bulduk. Önceleri hiç konuşmak istemeyen “...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...