Ana içeriğe atla

Meral Zeren, Akile Sultan Oluyor

Osmanlı tarihinin belki de en ilgine dönemi «Genç Osman» dönemidir. Bir yanda yeniliklere açık, ileri görüşlü bir padişah, bir yanda saray entrikaları... Öte yanda ise Genç Osman ile Akile Sultan'ın aşkı...
Turan Oflazoğlu’nun aynı adlı eserinden sahneye uygulanan «Genç Osman» adlı piyes, sergilendiği Rumelihisarı’nda tarihimizin bu ilginç dönemini yansıtıyor... Tiyatroseverler tarafından ilgiyle izlenen bu piyes, şimdi de beyazperdeye aktafılıyor. Yavuz Film adına çekilecek filmde Genç Osman'ı Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Cemil Özbayer, Akile Sultan'ı ise Meral Zeren oynayacaklar. Yavuz Film prodüktörü Yavuz Işıklar, bu konuda şöyle konuşuyor:
«Sinemamızda böylesine görkemli bir tarihi film bugüne kadar yapılmadı. Kültür Bakanlığı ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ayrıca ordunun da yardımını sağlayabilirsek, ortaya mükemmel bir eser çıkacaktır. Temmuz ayı sonlarına doğru çekimlerine başlanacak olan Genç Osman’ı gerçek mekanlarda filme almak istiyoruz. Topkapı Sarayı ve Yedikule zindanlarında çalışacağız.»
Cemil Özbayer ve Meral ZereıVin dışında Cüneyt Gökçer, Bozkurt Kuruç ve Devlet Tiyatrosu oyuncularının da rol alacağı «Genç Osman» filminin 15 milyona mal olacağı söyleniyor. Genç Osman’ı oynayacak olan Cemil Özbayer ise filmle ilgili olarak şunları söylüyor:
«Uzun süredir Genç Osman'ı sahnede oynuyorum. Bu kez Genç Osman’ı kamera önünde canlandıracağım. Sanıyorum güzel bir film ortaya çıkacak. Sekiz yıldan bu yana tiyatro çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu süre içinde hiç film çevirmedim. Bu ilk denemem olacak.»
Akile Sultan'ı canlandıracak olan Meral Zeren ise, «Genç Osman»la ilgili şöyle konuşuyor:
«Yavuz Işıklar'ın bu filmde oynamam için teklif yapmasından hemen sonra 'Evet' cevabını verdim... Senaryoyu inceleme gereği bile duymadım. Çünkü daha önce piyesini de izlemiştim. Çok güzeldi.»
Şu anda, 2.5 saatlik piyesin sinema için senaryosu hazırlanıyor... Her şey tamamlanınca da filme başlanacak.
Şu günlerde Cüneyt Gökçer ile Bozkurt Kuruç, Ankara’da bulunuyorlar. Kültür Bakanlığı ile temaslar kurulduktan sonra da sıra senaryo çalışmalarına gelecek. Kostümler ve filmin dahili çekimlerinde kullanılacak dekorlar Devlet Tiyatroları’ndan sağlanacak... Sözü yine prodüktör Yavuz Işıklar alıyor:
«Önemli olan gerçek bir tarihi filmi, gerçek olayları ile sinemaya aktarmaktır. TV’de gösterilen sayın Turan Oflazoğlu’nun eseri 'IV. Murat' büyük ilgi görmüştü. Bu da gösteriyor ki, seyircimiz gerçek tarihi filmlerin özlemini duyuyor. Bu özlemi gidermek için elimizden geleni yapacağız.»
Genç Osman'ı uzun süredir sahnede canlandıran Devlet Tiyatrosu sanatçısı Cemil Özbayer, Yavuz Işıklar'ın uzattığı mukaveleyi imzalarken şunları söylüyor:

«İnanıyorum ki, kamera önünde çok daha başarılı bir 'Genç Osman' Filmin kostümleri ve dahili sahnelerdeki dekorlar Devlet Tiyatroları'ndan sağlanacak, kompozisyonu Çizeceğim.» 15 milyon liraya çıkacak olan filmde Cemil Özbayer ile Meral Zeren oynayacak...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Olimpiyat Modası Türkiye'de

Modanın ne zaman, nereden, nasıl çıkacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz Arap çöllerinin kızgın kumu etkiliyor stilistleri, bir bakıyorsunuz Anadolu'nun eşsiz uygarlığı. Uzakdoğu'dan esen Japon rüzgarını Amerika, yenisini üstlendiği dünya olimpiyatının ilgisiyle göğüslemeye çalışıyor. Maskotundan şapkasına, tişörtlerinden mayolarına, hatta ve hatta günlük giysilere kadar benimsenen olimpiyat modasında Amerika bu kez mayoya yani yüzme sporuna ağırlık verdi. Amerika'nın ünlü yüzücülerinin lanse ettiği mayoları, ülkemizde ilk kez uygulayan TEN mayolarının zengin koleksiyonunu da bir sporcu kadar, jimnastik çalışan balerin, film yıldızı Çiğdem Tunç lanse etmeye başladı. Dansı bıraktığını açıklayan, ancak başrollerden birini aldığı bir müzikalde dans edebileceğini dile getiren Çiğdem Tunç, bundan böyle yeniliklerin öncüsü olmak için çaba harcayacağını belirtiyor. -''Gencim, güzelim ve yetenekliyim. Bugüne kadar hep karşılık beklemeden yaptım her işimi. Ama bu...

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda...

Olay Kadın Christine Haydar

Milli gelinimiz Christine Haydar , uzunca bir süredir ilgileri üzerinde topluyor. Christine Haydar denildiğinde herkes farklı şeyler düşünüyor haliyle... Tarihe düşkün olanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarını hatırlayıp, çöküşün neden bu kadar şiddetli olduğunu keşfediyorlar. Tarihle arası hoş olmayıp da, gazino sahnelerinde kadın vücudunun inceliklerini araştırmayı tercih edenlerin aklına ise, güzel ve düzgün vücutlu bir kadın düşüyor. Beş parmağın beşinin de bir olmayacağına göre, değişik renk ve zevklerden hoşlanan insanların Christine Haydar adını duyduklarında değişik şeyler düşünmeleri, hatta bazı düşüncelerini çok ileri noktalara götürmeleri de olağan bir durum. Milletin hayal dünyası torba değil ki büzesin! TARİHİ KÖKEN Aslında Christine Haydar'ın şöhret yolu tarihi kökeni sayesinde açıldı... Türkiye'de herkes Christine Haydar'ın hangi «Haydar Paşasnın gelini olduğunu bilimsel metodlarla araştırırken, Avrupa dergileri paşaları atlayıp Christine...