Ana içeriğe atla

Ali Atik'in Kuklaları

HUYLU huyundan vaz geçer mi hiç? Bu söz boşuna söylenmemiş. Bu ata sözünün doğruluğunu Ali Atik ile Ayşegül Atik'in Göztepe’de açtıkları çocuk giyim
mağazasını ziyaret ettiğimiz gün daha iyi anladık. Bir süredir ticaretle uğraşan Atik çifti, haftanın belirli günlerinde mağazalarına gelen çocuklara kukla gösterisi yapıyorlar. Gösteriyi yapan Ali Atik. Parmaklarına bağladığı iplerin ucunda sallanan kuklayı büyük bir ustalıkla hareket ettiren sanatçı, çocuklar tarafından büyük ilgi ile izleniyor. Bu konuda Ali Atik’in söyledikleri de oldukça ilginç:
«Bizim çocukluğumuz, kukla gösterileri izlemekle geçmişti. Şimdi böyle şeyler pek kalmadı. Çocuklarımızın büyük bir bölümü kukla gösterisinin ne olduğunu bile bilmiyorlar. Şimdilerde Gülhane Parkı'nda tarihi kukla gösterilerinin sürdürülmeye çalışıldığını duydum. Bu habere çok sevindim doğrusu.»
Mağazanın önünde biriken çocuklar gösterinin sonunda hep birlikte Ali Atik’i alkışlıyorlar. Aralarından bazıları şöyle sesleniyor; «Hamza Ağabey, biraz daha oynatsana...»
Çocukları önce giydirip, sonra güldüren Atik çifti ile birlikte mağazaya girerken soruyoruz: «TV'de yeni çalışmalar yapacak mısınız?» Ali Atik ve Ayşegül Atik bu sorumuza birlikte cevap veriyorlar:
«Bu konuda şimdilik kesin bir şey söyleyemeyeceğiz. Bazı teklifler var ama, bunların neler olduğunu şimdiden açıklamamız doğru olmaz... Ancak bundan sonra yapacaklarımızın 'Tatlı Çarşamba'ya hiç benzemeyeceğini, ondan daha farklı olacağını söyleyebiliriz. Çünkü pek çok kişi bu konuyu merak ediyor.»
Ali Atik ve Ayşegül Atik, mağazanın her şeyiyle ilgileniyorlar. Hatta birlikte vitrinin dekorunu bile yapıyorlar. Ali Atik, «Ticaret gibisi var mı!» diyor ve sürdürüyor konuşmasını;
«Bizimki pek öyle büyük kazanç getiren bir iş değil ama, oyalanıyoruz işte. Sonra çocuk giysileri sattığımız için çok da zevkli oluyor... Çocuklarla uğraşmak dünyanın en güzel işi.»
Atik çifti, yaptıkları işten oldukça memnun görünüyorlar. Bu arada tekrar mağazanın önüne biriken çocuklar hep birden tempo tutuyorlar:
«İsteriz... isteriz...»
Ali Atik, «Anlaşıldı... Yumurcaklardan kurtuluş yok...» diyor ve kuklasını alarak dışarı çıkıyor. Alkışlar, kahkahalar birbirine karışıyor... Gösteri saatlerce sürüp gidiyor. Ali Atik ve Ayşegül Atik, yorgun bir şekilde tekrar mağazalarına dönerken, soruyoruz: «Tatil yapacak zaman bulabiliyor musunuz?» Her ikisi de yakınarak cevap veriyor:
«Bu yıl doğru dürüst tatil yapamadık. Ancak o kadar yorgunuz ki, mutlaka az da olsa deniz kıyısında bir eve yerleşerek bir süre dinlenmemiz şart. Yoksa ikimiz de unutkanlık hastalığına yakalanacağız.»

Dinlenecek zaman bile bulamadıklarını söyleyen Atik çiftinin günleri işte böyle geçiyor... Çocukları giydiriyorlar, çocukları güldürüyorlar, çocuklarla tatlı tatlı sohbet ediyorlar...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...

Harika Avcı Yerli Dişi Canon'u Canlandıracak

Bir ''Conan" vardı... Hikayesi çizgi romanlara, daha sonra da filmlere konu olan... Onun arkasından hemen dişisini yarattılar Conan’ın... Bu dünyaca ünlü zenci şarkıcı Grace Jones’tu... Şimdi de Türkiye’de çevrilecek olan Dişi Conan için Harika Avcı hazırlıklarını sürdürüyor... Nasıl mı aldı bu rolü?.. Nasıl olacak tatlı bir kazıkla... Bundan beş altı ay öncesine kadar sütun gibi bacakları, dolgun göğüsleri, kısaca tüm olarak iç gıcıklayan etine dolgun vücuduyla erkeklerin başını döndüren bir Harika Avcı vardı... Bu ve buna benzer tüm özellikleriyle Türk erkesine fazlasıyla hitap ediyordu Harika Avcı. İşte bu sıralarda zaten sanat dünyasında ilk büyük atılımını yapmış ve assolist olarak Maksim’de çalışmaya başlamıştı... Bu alımlı vücudu sadece hayranlarına hitap etmiyordu tabii Harika Avcı’nın... Film yapımcıları da peşinde koşmaya başlamıştı... Yine bu sıralarda Avcı’nın bir magazin gazetesinde çıkan resimleri Almanya’da yaşayan bir Türk filmcisinin de dikkatini...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Emel Sayın'ı Yeliz Mi Ayırdı?

Güneşli ve sıcak bir mayıs sabahı Suadiye'nin Şendurak Sokağında bulunan 16 numaralı apartmanın 8'nci dairesinin zilini çaldık... Basında çıkan yazılar ve ortalıkta dolaşan söylentilere göre Emel Sayın ile Selçuk Aslan'ın ayrılmaları an meselesiydi... Gerekçe olarak da Yeliz gösteriliyor ve deniliyordu ki: «Selçuk'la Yeliz arasında büyük bir aşk var»... SES Dergisi her olayda olduğu gibi, bu olayda da meselenin gerçek yüzünü verebilmek için bir süre bekledi ve sonunda Emel Sayın’ın kapısını çaldı... Zil sesinden kısa bir süre sonra, kapı açıldı. Pek çok kişinin «Emel Sayın çok perişan... Evinden dışarı adım atmıyor...» dediği Emel Sayın karşımızda duruyordu: «Hoşgeldiniz... Buyurun, içeri girin lütfen...» Henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen farklı görünüyordu Emel Sayın... Gülüyordu... Sabah kahvaltısını çoktan yapmış, erken kalkan kişilere öz bir rahatlıkla çivin içinde dolaşıyordu. Pek çok sanatçının yataklarından ancak öğleden sonra kalktıklarını ...

Zafir Seba Bir Yuvarlakla Ayıbını Kapatacak

“ Bugüne değin hep çıplaktım, zaten şöhretimi de soyunmama borçluyum. Ama bu ne zamana kadar sürer, orası meçhul. İşte ben de bu meçhulün kurbanı olmamak ve sahnelerde kalıcı olabilmek için yepyeni bir karar aldım. Yapacağım uzunçalarla sadece çıplak olmadığımı, sanatçılık yönümün de bulunduğunu kanıtlayacağım. Tüm şöhretimin yarattığı çıplaklık imajını bu uzunçalarla başka yönlere çekeceğim gibi ayıbımı da böylece bir yuvarlak plakla kapatmış olacağım.” Evet, yakında dolduracağı bir uzunçalarla geçmişine bir anlamda set çekeceğini açıklayan Zafir Seba söylüyor bu sözleri. Hani şu gerek sahnede, gerekse fotoğraflarında daima çıplak olarak görülen ve bu nedenle de normal bir giysi ile görsek “Aaa bu o mu acaba?” diyeceğimiz çıplak şarkıcı. Çünkü kendisi şimdiye kadar dikkatleri üstüne vücudunu hiç çekinmeksizin sereserpe gözler önüne sererek çekmiş, halen de öyle sürdürmekte. Ama bundan böyle çıplaklığın uzun ömürlü olamayacağını, bir yandan yaşının geçtiğini, bir yandan da soyunma...