Sinemada
ve özellikle televizyonda, pek çok oyuncu, çoğunlukla
canlandırdığı tipin kişiliğiyle yer eder seyircinin kafasında.
Hele tutulan dizilerde oynayanlar, hemen özdeşleşiverir oynadığı
kişiyle seyircinin gözünde... Farrah Fawcett örneğin; onun adını
duyan bir kişinin aklına ilk gelen «Charlie'nin Melekleri» dizisi
olmuyor mu?
Hollywood'un
sarışın bombası, bu dizide oynadığı zaman, bir «Farrah
Modası» estirmişti her yerde.. Giysileriyle, davranışlarıyla,
gülüşleriyle ve hele hele saç biçimiyle. Charlie'nin bu güzel
meleğinden etkilenmeyen mi kalmıştı? Artık kuaföre giden
kadınlara sorulan «Nasıl olsun?» sorusunun yanıtı «Farrah
saçı» oluyordu. Farrah Fawcett her yerde bu tipiyle tanınır
olmuştu... Gelgelelim, bu durum kısa bir sure sonra rahatsız edici
olmaya başladı onun için. Bir oyuncuydu o. Oyun gücünü,
sanatını bir tek tipe hapsetmeyi, tek bir tiple kısıtlamayı hiç
istemiyordu. «Bana göre bir oyuncunun gücü, değişik tipleri,
değişik karakterleri aynı başarıyla canlandırmasından geçer»
diyen Farrah Fawcett, Jill Monroe rolünün, sanatının çevresine
bir duvar ördüğüne inanıyor ve şunları söylüyordu:
«Sanatımın çevresine örülen bu duvarı aşmalıyım. Sonra bu
tetiple tanınmam, yalnızca sanatımı sınırlamakla kalmıyor,
aynı zamanda yanlış tanımlanmama da yol açıyor. Hollywood'da
kimse benim sanat gücümden, yeteneğimden söz etmiyor. Varsa yoksa
ne kadar güzel olduğum, ne kadar çekici olduğum... Oysa bir süs
kadını olmak değildi benim amacım.»
Bütün
bunlar bir hayli düşündürdü. Farrah'ı. Ne yapacağına bir
türlü karar veremiyordu. Bir ara uğraşı alanını değiştirmeyi
bile düşündü.
Derken
bir şimşek çaktı kafasında. Evet ne yapacağını biliyordu
artık. Uzun süren kararsızlık dönemi gerilerde kalıyordu şimdi.
Farrah Fawcett «Öncelikle kafalarda oluşan 'Sarışın bomba',
'Seks ilahesi' gibi izlenimleri silmem gerekiyor» diyerek, bunu
nasıl yapacağını şöyle anlatıyordu: «Bunun da yolu, bütün
bu nitelemelere neden olan görünüşümü, tipimi değiştirmekten
geçer.» Önce o dillere destan olan, bir modanın öncülüğünü
yapmış olan saçlarından başladı işe. Artık sereserpe,
alabildiğine özgür olmayacaktı saçları. Toplayacaktı onları.
«Sonra giyimimi de değiştirmem gerekiyor. Artık spor giysiler
yerine klasik giysileri yeğleyeceğim.» Tabii davranışları da
bunlara uygun olacaktı. Ve düşündüklerini yaptı da Farrah.
Aynadaki eski görünümüne ayakkabısını fırlattı ve yepyeni
bir Farrah Fawcett oldu...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder