DİANA,
kraliçem olur musun? İngiltere tahtının kraliçesi değil, sadece
benim gönlümün, kalbimin, bütün hayatımın kraliçesi olur
musun?.. Seni sıkmak istemiyorum... Biraz düşün istersen,
cevabını öyle ver. Ama inan, 'Evet' dersen şayet, dünyanın en
mutlu erkeği ben olacağım...»
Genç adamın yüzü
son derece sıkıntılıydı. Sanki kendini tutmuş tutmuş, derin
bir nefes almış ve sonra bütün cesaretini toplayarak bir çırpıda,
daha önceden kararlaştırdığı sözleri söyleyivermişti...
Kızın gözlerine bakmaktan bile çekinen bir hali vardı. Belli ki,
şu anda onu en çok korkutan şey, bir red cevabıydı.
Gene kızın durumu da
pek farklı sayılmazdı. Yüzü birdenbire kıpkırmızı
kesilmişti. Ellerinin titremesi belli olmasın diye, eşarbıyla
oynamaya başladı. Bir türlü sevdiği erkeğin yüzüne
bakamıyordu, hem de aylardır duymak istediği sözleri tam işittiği
sırada. Böylece, onlara saatler gibi gelen, bir-iki dakika geçti.
Sonra yavaş yavaş kirpiklerini kaldırdı genç kız ve, «Düşünmem
gereken bir şey yok Charles, seni seviyorum» diye fısıldadı.
Bu konuşma, şimdiye
kadar belki milyonlarca çiftin arasında geçti ve sadece onların
arasında, hayatlarının en güzel anılarından biri olarak
saklandı. Ama söz konusu konuşmanın kahramanları İngiltere
tahtının varisi, Galler Prensi Charles ile aristokrat bir ailenin
kızı olan Lady Diana olunca işler değişiyor... Bu, mahrem
kalması gereken konuşma bile basında yer alıyor ve herkes
İngiltere'nin müstakbel kral ve kraliçesinin, hayatına ait
sırları sokakta, otobüste, işyerinde konuşuyor.
Aslında, Lady Diana
ile Prens Charles'ın tanışmaları, arkadaşlıkları, geçmişleri
üzerine ciltler dolduracak yazı yazıldı, bu aşk hikayesi bütün
dünya basınında yer aldı, ama geçtiğimiz günlerde bir İngiliz
dergisinde yayınlanan bir haber, bütün İngilizlerin dikkatini bir
kere daha bu konuya çekti.
Lady
Diana'nın okul arkadaşlarından biri, derginin muhabirine, Lady
Di'nin açıklanmasını hiç de istemeyeceği bir şeyi fısıldıyor
ve kimilerinin gülmesine, kimilerinin kızgınlığına neden
oluyordu. Genç kızın açıkladığı şuydu: Lady Di ile aynı
okulda okurken, genellikle bütün genç kızların yaptığı gibi,
çeşitli erkekler üzerinde fikir yürütüyorlar ve bazen de onlara
takma adlar takıyorlardı. İşte bu takma adlardan birini de Lady
Di bulmuştu ve o zamanlar henüz uzaktan tanıdığı Prens
Charles'a «Kepçe Kulaklı» lakabını uygun görmüştü.
Bütün bu sansasyonel
haberler basında yer alıp, İngilizleri oyalarken, düğün günü
olan 29 Temmuz'a da çok kısa bir süre kalması, saray çevresini
iyiden iyiye telaşlandırdı,. Düğün hazırlıkları ve genç
çiftin oturacakları sarayın dekorasyonu ile çalışmalar, büyük
bir hızla sürdürülüyor.
Bu
arada en meşgul insanların başında tabii ki, müstakbel İngiltere
Kraliçesi, genç gelin adayı Lady Diana geliyor... 19 yaşındaki
genç kız, belki de şimdiye kadar hayatının bu kadar hızlı
olabileceğini hiç düşünmemişti. Her sabah 7'de kalkmış, sabah
tuvaletini ve kahvaltısını yapmış bir şekilde hazır olması
gerekiyor. Sabahın 7'sinde terziler çevreliyor Diana'nın etrafını,
her gün üç saat süren ve insanı yorgunlukla, sıkıntıdan bitap
düşüren provalar başlıyor ardından. Saat 10 ile 10.30 arasında,
yarım saatlik bir dinlenme molası veriyor. Bir fincan kahveyi içer
içmez, sokağa fırlayıp çeyizinin eksikleri İçin alış - veriş
yapmaya koyuluyor. Tabii, çevresinde bir yığın koruma görevlisi,
saraydan refakatçiler ve zevkine güvendiği bir - iki arkadaşıyla
birlikte bu alış - verişi yapması pek de zevkli olmuyor. Sürekli
bir kordon içinde bulunan genç kızın, bütün yorgunluğuna
rağmen, tebessümünü de yüzünden eksik etmemesi gerekiyor.
Öğleden
sonrası çeşitli görüşmelerle dolu Lady Di'nin. Gerek hanedandan
tanışması gereken kimselerle yapılan görüşmeler, beş çayları,
gerekse birden bire kendisini hatırlayıveren eski ahbaplarıyla
yapılan görüşmeler. Eskiden olsa belki, hiçbir zaman
görüşmeyeceği, hatta selam bile vermeyeceği insanlara da nazik
davranmak zorunda müstakbel kraliçe. Çünkü, artık o herhangi,
sıradan bir genç kız değil. Bütün davranışlarını kontrollü
yapmak, Saray'a söz getirmemek için son derece dikkatli olmak onun
baş görevlerinden biri. Bu arada, nişanlısıyla başbaşa
geçirebileceği bir on dakikası bile yok... Sürekli yanlarında
biriieri bulunuyor ve söz edilen tek konu da düğüne katılacak
insaniar, düğünün ne kadar muhteşem olacağı, yıllarca
dillerden düşmeyeceği vs.
Geceleri
de tamamen dolu Lady Diana'nın. O davet senin, bu toplantı benim,
dolaşmak ve Avrupa'daki hanedanların mensuplarıyla tanışmak
zorunda. Geçen hafta kendisi onuruna verilen bir davette, gecenin
geç saatlerine doğru, genç kızın gözlerinin kapanmakta olduğu
ve çevresindeki konuşmalara katılmakta güçlük çektiği
görüldü. Tabii, bu da olay oldu ve ertesi sabah bazı İngiliz
gazetelerinde şu tür başlıklara rastlandı: «Lady Di, şimdiden
hayatından bıktı».
Bu
arada, bütün İngiltere, hatta Avrupa'nın birçok ülkesinde,
mağazaların vitrinlerini Prens Charles ile Lady Diana'nın boy boy
posterleri süslemeye başladı. İki gencin fotoğ rafının basılı
olduğu elbiseler, ti şortlar gençler tarafından kapışılıyor.
Prensin Lady Di ile evleneceğinin resmen açıklanmasından sonra,
birdenbire yerden biter gibi ortaya çıkıveren birçok firma,
onların fotoğraflarıyla süslenmiş hediyelik eşyaları piyasaya
sürerek kısa sürede zengin oldu.
«Yüzyılın
Evliliği» olarak tanımlanan bu beraberlik, İngiliz okullarında
müfredatın değişmesine bile neden oldu. Özellikle, anaokulları
ve ilkokullardaki öğretmenler, resim derslerinde ödev olarak
öğrencilerine Prens Charles ile Lady Diana'nın resimlerini
yaptırıyorlar. Kompozisyon derslerinin baş konusu da bu evlilik ve
iki gencin berabefiiği...
Şimdi
Lady Diana ile beraber bütün İngiltere bu muhteşem düğüne
hazırlanıyor. Davetliler henüz resmen açıklanmadığı için,
Avrupa sosyetesinde hafif bir heyecan hakim. Bu törene katılacağı
mutlak olanlar, terzilerine koştururken, çağırılıp
çağrılmayacağım kesin olarak bilemeyenler de merakla
bekliyorlar, şanslılar arasına girebilecekler mi diye...
AŞKLARI
ROMANLARA GEÇTİ
Bu
arada, Lady Diana'nın üvey büyükannesi olan ünlü romancı
Barbara Cartland da kolları sıvadığını açıkladı. Şimdiye
kadar toplam 300 aşk romanı yazan ve bunların hemen hepsi bütün
dünya dillerine çevrilerek en çok satan kitaplar arasına giren,
Barbara Cartland, son romanını Lady Di ile Prens Charles'ın aşkına
ayırdı. Bu romanının şimdiye kadar yazdıklarının en güzeli
olacağını ve satış rekorları kıracağını söyleyen 80
yaşındaki ünlü romancı, «Zaten bu aşkı benden iyi kimse
anlatamaz» diyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder