-
«Kardeşim olur mu böyle şey Allahaşkına?.. Olur mu siz
söyleyin...? İnsan aynı yerde beraber çalıştığı bir sanatçı
arkadaşına, hele bu bir hanımsa, sıkışınca yardım etmez mi?..
Eğer böyle olacağını bilseydim imdadına yetişir miydim? Benim
bildiğim sanatçı sanatçıya destek olur, köstek değil!.. Hey
Allahım, selam verdik borçlu çıktık kadıncağıza. Hem de
yaptığı hatayı bile bile arkamdan laf ediyor. Bu dostluğa,
arkadaşlığa sığmaz! Bir de iş güç arasında Gülistan
Hanım'ın basına verdiği saptırılmış beyanatları düzeltmek
için mi uğraşacağız.» diyordu Müjdat Gezen. Sinirliydi,
öfkeliydi ve kırgındı. Kendisi gibi bale sanatçılarıyla bir
show programı hazırlayan Gülistan Okan'a yardım elini uzatmış,
tokat yemişti, içini dökmeye, gerçeği anlatmaya ihtiyacı vardı.
Haklı olduğunu ispat etmek için de gereken belgeleri açıkça
gösteriyor ve sözlerine şöyle devam ediyordu:
- «Perran Kutman ile,
bale grubuyla bir show programı hazırlamaya karar verdik. Bunun
için de Şöhret Dövenler, Binnaz Gürses, Osman Tahtacı, Şebnem
Erdener, Nilüfer Alagöz ve Eray Kurşuncu ile anlaşma yaptık. Tam
programa başlayacaktık ki, assolistimiz Emel Sayın programını
erteledi. O sırada Taşlık’da çalışmaya başlayacak olan
Gülistan Okan'ın elemanları 18 yaşını doldurmadıkları için
yeni çıkan bir kararla dağılmak zorunda kalmışlardı. Bu
durumda bir dostluk örneği olarak arkadaşlarımızı ona verdik.
Onun programı bittikten birkaç gün sonra bizimki başlayacaktı.
Fakat Gülistan Okan, bizim elemanlarımıza akıl almaz teklifler
yapıyordu kendisiyle çalışmaları için. Sonunda aldığı cevap
her seferinde «olmaz, gidiyoruz, anlaşmamız var» olunca bize
teşekkür edeceğine sırt çevirdi, Kızdı, bozuldu! Kızacak ne
vardı, insan ödünç aldığını tabii ki geri verecekti. Bize
geri dönmeyen bir tek Osman Tahtacı oldu.
«Şunu da belirteyim
ki, hepsi tumuz, arkadaşımız olan şanatçılarla bahsettiğim
anlaşmayı noterden yapmış değiliz. Kendi aramız da yazdık,
çizdik ve imzaladık.»...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder