Ana içeriğe atla

Emel Sayın Vefalı Çıktı

Emel Sayın - Selçuk Aslan evliliği bilince Sayın'ın çalıştığı gazino da değişmişti. Hem de çeşitli suçlamalarla... Ve aradan yıllar geçti... Ne zaman ki, eski kayınpederi sanatçıya bir "rica mektubu'' yazdı işte o an bütün kırgınlığı bitti Sayın'ın... Ve kararını verdi... Bir zamanlar "asla" dediği yerde vefa borcunu ödeyecekti... Hem de "altın yılı''nı yaşadığı ve milyonluk tekliflerin birbiri peşisıra geldiği günlerde...
Altın yılını yaşayan Emel Sayın altın gibi bir kalbe ve sanat dünyasında fazlaca yadırganan vefa duygusuna sahip olduğunu bir kez daha ispatladı.
İki yıl önce biraz da patırtılı bir şekilde ayrıldığı eski kayınpederinin gazinosuna dönmeye karar veren Emel Sayın’ın bu kararı sanat çevrelerinde hayret uyandırırken diğer çevrelerde de eski gelinin kayınpederine karşı bir vefa borcu olarak nitelendi... Emel Sayın öküz öldü, ortaklık bitti dememiş ve kötü gün dostu olduğunu elegüne karşı bir kez daha göstermişti...
Gazino dünyasında bugüne kadar şok yaratan anlaşmalar, transferler çok görüldü. “Olamaz” veya “Olamayacak” gözüyle bakılan bu işlerin sonuncusunu eski kayınpederi Fahrettin Aslan’ın gazinosunda çalışmayı kabul eden Emel Sayın yarattı. Kasım ayında Maksim Gazinosu’na başlamayı kabul eden Sayın’ın bu hareketi sanat çevresine “Büyük vefa örneği” olarak yorumlandı...

Gazino dünyasındaki kırgınlıkların dargınlıkların iki bayram arasındaki süreden bile kısa olduğunu bugüne kadar çok yazıp çizdik. Ve Emel Sayın'ın yeni gazino sezonundaki anlaşması da bu sözleri bir kez daha yazmamıza neden oldu. Çünkü güzel sanatçı oğlu yüzünden dargın olduğu Fahrettin Aslan'ın cezaevinden gönderdiği mesaja teşekkür edip gazinolarında çalışmayı kabul etti. İstanbul’dan ve Ankara'dan sayısız teklit alan Emel Sayın altın yıllarını yaşadığı son zamanlarda gazino yövmiyesini milyon sınırına dayamıştı. Ama gazino yıldızlarına fazla yövmiye vermemekle ün salan eski kayınpederi Fahrettin Aslan'ın oğlu Sacit Aslan'la gönderdiği teklifi geri çevirmedi. Hem de bir zamanlar oğlu Selçuk Aslan'la evliyken hakkında çok ağır sözler sarfetmesine rağmen... Emel Sayın'ın kasım ayından itibaren Maksim Gazinosu'nda çalışmaya başlayacağı haberi bomba gibi patladı gazino çevrelerinde. Özellikle kendisine astronomik ücretler teklif eden gazinocular güzel gözlü sanatçının bu hareketine şaşırıp kaldılar. Ama hemen hemen herkes de “Gerçek bir vefa örneği” olarak yorumladı bu hareketi. Sabık kocası Selçuk Aslan'ın ise gazinoların programlarıyla ilgilenmediğini belirterek gösterdiği ilgisizlik dikkat çekti. İki yıl önce Çarmıklıların düğününde barışan Emel Sayın ile Fahrettin Aslan'ın sık sık konuşup birlikte çalışma olanaklarını yaratma çabaları bu gazino sezonuna kadar sonuçsuz kalmıştı. Çünkü Emel Sayın'ın ilk kez büyük halk kitleleriyle buluştuğu ''Neşe-i Muhabbet" konserleri iki yılı aşkın süreyle yapıldı. En son Mersin Festivali’nde yine Neşe-i Muhabbet konserleriyle sahneye çıkan Emel Sayın İstanbul'a dönüşünde aklının ucundan geçmeyen bir teklifle karşılaştı. Bu teklif eski kayınpederi Fahrettin Aslan'ın gelecek ay “Büyük Maksim” gazinosunu açma teklifiydi. Eski kayınpederinin içinde bulunduğu badireli ortamı değerlendiren sanatçı gelini olduğu zamanlar veremediği sevgi ve saygıyı göstermek için hemen “Evet" dedi bu teklife. Şimdi Fahrettin Aslan'ın oğlu Sacit Aslan büyük bir heyecan içinde Emel Sayın'a süper kadro hazırlamaya çalışıyor. Gazino dünyasındaki ünlülerin pek alışkın olmadığı vefalılık duygusunu bir kez daha gösteren Emel Sayın insancıl karakterinden güzel bir kesit daha sunarak "örnek" sanatçılığını sürdürüyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...

Bahar Öztan ''Eski Kocamdan Koca Olmaz'' Dedi

Kendi aralarında nişan takan Bahar Öztan ’ın eski kocası futbolcu Kasım Gündüz ile Hüner Coşkuner ’in ablası Sema Coşkuner, çok yakında bir gazinoda verecekleri bir yemekle bu nişanlarını ilan edecekler. İnsanoğlu ne tuhaf doğrusu... Hele kadınların işlerine akıl sır erdirmek gerçekten güç... Ne zaman ne yapacakları, nerde, ne söyleyecekleri belli olsaydı, kadından canı yanan biri çıkıp da “Allahım kadın varkan, sen neden şeytanı yarattın?” der miydi? Bunu hangi kadın kabul eder bilemeyeceğiz ama Bahar Öztan’a sorarsanız, “erkek milleti”nin şeytanın ta kendisi olduğunu söylüyor. Zaten zamanında yani futbolcu Kasım Gündüz’le evli olduğu günlerin bitiminde de kocasını böyle suçlamış ve onunla beraberken, film çevirmek için İstanbul dışına çıktığı zaman evlerine ucuz kadınları getirdiğini, artık bu hale tahammülü kalmadığını, dolayısıyla bu yüzden ayrıldığını bas bas bağırmıştı... Ayrıldığı kocası Kasım Gündüz, şimdi yeni bir evliliğe soyunuyor... Şarkıcı Hüner Coşkuner’in gerçe...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

DÜNYANIN birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik ’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam ’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İsta...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...