Ana içeriğe atla

Garip Bir İntikam

Bankerliği bitince kendisini terkeden sevgilisi Harika Avcı’dan intikam almak için sahneye çıkan Baki Aygün “Verdiğim güle aldanmasın fiyakasını bitireceğim” diyor...
Yılbaşı gecesi İstanbul'da sahneye assolist olarak çıkan Bako namıyla bilinen Baki Aygün para kazanmaktan öte bir yıldır düşlediği intikamı almak için şarkıcı olmaya karar verdiğini açıklayarak ilk sansasyonunu yarattı. Çünkü intikam hırsıyla yanıp tutuşacak kadar kin beslediği kişi kısa süre önce yine İstanbul sahnelerinde assolist olarak sınav veren Harika Avcı'ydı...
Kapaktaki fotoğraflardanda anlayacağınız gibi Baki Aygün bankerliğin tantanalı ve de görkemli günlerinde gençliğinin verdiği enerji ile birçok banker gibi dalıvermiş artist dünyasına. Henüz 24 yaşında olan genç bankerin karşısına çıkan ilk şöhret de Harika Avcı olmuş. Assolist olmadan önce gazinoların müşteri getiren şarkıcısı olarak bir hayli tutulan yıldız olan Harika Avcı hayranları arasında genç bankerin “özel ilgi”sini anlayıvermiş hemen. Eh serde gençlik var, yakışıklılık var. Hele hele en önemlisi geleceğini garanti ettirebilecek kadar parası da var. Baki Aygün’ün ısrarlı aşk teklifine sonunda dayanamayan Harika Avcı bir “Evet” demesiyle altı ay gibi bir uzunca süren arkadaşlık yapıvermiş. Taa ki devlet küçüklü büyüklü tüm bankerlere çalışma yasağı koyup tek tek tasfiye kuruluna göndermesiyle Baki Aygün’ün de iflas etmeden iflas bayrağını çekmesine kadar... Parasına el konulan Banker Bako'nun görkemli yaşamına gölgeler düşünce Harika Avcı'da geleceğini garanti altına alacak başka hayranlarına dönüvermiş. Terkedilmeye tahammül edemeyen genç banker Baki Aygün bu terkedilmeyi gururuna yediremeyerek çok kısa zamanda intikam almaya karar vermiş. Peki parasız pulsuz bu intikam nasıl alınacak? İşte Türk sinemasında sık sık örneklerini gördüğümüz şarkıcı filmlerinde senaryoları imrendirecek intikam şarkıcılığı böyle doğmuş. Kenarında köşesinde sakladığı paraları şöhretli bir şarkıcı olmak İçin harcayan Baki Aygün milyonlar harcadığı sevgilisinin Maksim Gazinolarında assolist olacağını duyunca daha büyük kumar oynayarak assolist olmaya karar vermiş...
İKİNCİ BERABERLİK VE İNTİKAMIN İLK PERDESİ...

Harika Avcı’ya karşı rakip bir gazinoda büyük reklamlarla assolist olarak çıkmaya hazırlanan Baki Aygün söylediğine göre daha dört ay öncesine kadar Harika Avcı ile kısa bir süre daha beraber olmuş. Harika Avcı'nın assolist olarak çıktığı Maksim Gazinosu’na arkadaşları ile birlikte giden Baki Aygün’e Avcı’nın hiç yüz vermemesi ve uzattığı gülü seyirciye ayıp olmasın diye zoraki almaşının nedeni işte bu garip İntikam yüzündenmiş. Eski banker Baki Aygün yılbaşı gecesi Aşiyan Gazinosu’na assolist olarak çıktıktan sonra Harika Avcı’dan intikamını aldığını gazino müşterisinin ilgisini üstüne çektiğini söylüyor büyük bir keyif içinde. Bakalım önümüzdeki günlerde bu garip intikamın doğuracağı ne olaylar göreceğiz...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...

Bahar Öztan ''Eski Kocamdan Koca Olmaz'' Dedi

Kendi aralarında nişan takan Bahar Öztan ’ın eski kocası futbolcu Kasım Gündüz ile Hüner Coşkuner ’in ablası Sema Coşkuner, çok yakında bir gazinoda verecekleri bir yemekle bu nişanlarını ilan edecekler. İnsanoğlu ne tuhaf doğrusu... Hele kadınların işlerine akıl sır erdirmek gerçekten güç... Ne zaman ne yapacakları, nerde, ne söyleyecekleri belli olsaydı, kadından canı yanan biri çıkıp da “Allahım kadın varkan, sen neden şeytanı yarattın?” der miydi? Bunu hangi kadın kabul eder bilemeyeceğiz ama Bahar Öztan’a sorarsanız, “erkek milleti”nin şeytanın ta kendisi olduğunu söylüyor. Zaten zamanında yani futbolcu Kasım Gündüz’le evli olduğu günlerin bitiminde de kocasını böyle suçlamış ve onunla beraberken, film çevirmek için İstanbul dışına çıktığı zaman evlerine ucuz kadınları getirdiğini, artık bu hale tahammülü kalmadığını, dolayısıyla bu yüzden ayrıldığını bas bas bağırmıştı... Ayrıldığı kocası Kasım Gündüz, şimdi yeni bir evliliğe soyunuyor... Şarkıcı Hüner Coşkuner’in gerçe...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

DÜNYANIN birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik ’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam ’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İsta...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...