Ana içeriğe atla

Sahneye Çıkıyor

Fotoğraf stüdyolarından Yeşilçam'ın film platolarına bomba gibi düşen sarışın Yugoslav göçmeni Banu Alkan 1984 yılını “Altın Yılı” olarak ilan etti adeta. Geçen yıl çevirdiği filmlerin bu sezon yaptığı bol hasılatlı işlerden sonra peşi sıra gelen tekliflere yanıt veremeyen güzel yıldız bu arada aylardır ısrarlı biçimde tekrarlanan oldukça cazip bir teklifi de kabul etti. Ama bu ne bir film projesiydi ne de bir reklam filmiydi. Gazino dünyasının güçlü patronlarından Osman Kavran’ın sağ kolu olarak bilinen organizatör Ayman Artun’un İzmir Fuarı’nda assolist olarak çıkması için yaptığı teklife bir ay önce çıktığı Avrupa gezisi dönüşünde olumlu yanıt verdi yani "Evet'' dedi Banu Alkan. Ancak şimdilik gecede alacağı ücreti açıklamaktan kaçınıyor. Bir gecelik yevmiyesini merak edenlere ise sadece ''Ben de artık 35-40 milyon vergi veren starların arasına gireceğim" diyor... Sanki hesabını siz yapın" dercesine...
Banu Alkan’ın gazino sahnelerine çıkacağıaeki günlerde, Selami Şahin’den ders almaya başlayacağını söyleyen güzel yıldızın sinemayı ikinci planda bırakma gibi bir düşüncesi de yok. Çünkü önümüzdeki günlerde çekiminin yarısı Marmaris’te gerçekleşecek zengin bir prodüksiyona başlıyor. Üstelik bu filmin geçen yıl ülkemizde gişe rekorları kıran “Gece Yarısının ötesi”nden esinlenerek hazırlandığını belirtirsek Banu Alkan’ın sinemadaki iddiasını kolay kolay bırakmayacağı yeterince anlaşılır. İzmir Fuarı’nda Göl Gazinosu’na "assolist" olarak "Yeşil Işık" yakan Banu Alkan'ın bu şok kararını sansasyon yaratma amacıyla açıkladığını öne sürenler de var. İzmir Fuarı’na üç ay kala yoğun film çalışması içinde olan bir yıl dizin kolay kolay alamayacağı bir karar olarak görenler ise bunu göçmen güzeli Alkan’ın yeni fırtınalar yaratmak çabasına bağlıyorlar. Ayrıca bir yıldan beri filmlerini güçlü bir aktör desteği olmaksızın tek başına çeviren Banu Alkan’ın gazino sahnelerine "Assolist'' olarak alelacele çıkmasının sinemadaki şöhretini riske sokacağını iddia edenlerde var. Ancak güzel yıldız gazino afişleri için çektirdiği fotoğraflardan sahne hazırlığını hayli ciddi tuttuğunu hissettirmeye çalışıyor.

Bu kararının sansasyon yaratmak için mi verildiği yoksa gerçek mi olduğu ise pek yakında belli olacak...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi