Hülya Koçyiğit’i tanımayan var mı aranızda? Hayır, hiç
zannetmiyoruz. Onun gibi şöhreti Türkiye
sınırlarını aşmış bir büyük sanatçıyı tanımamaya imkan
var mı? Peki, onun kendisini reklam etmeye ihtiyacı? Tabii o da
yok. Hem de hiç yok... Ama Hülya Koçyiğit aynı fikirde olmasa
gerek ki, hastalıktan bitap düşmüş anacığını iki günde bir
kendi adıyla birlikte gündeme getiriyor.
Bir
sanatçı düşünün ki sanatının, mesleğinin zirvesine gelmiş.
Artık daha fazla yükselebileceği bir mertebe yok. Sadece Türkiye
sınırları içinde değil, dışarıda açılmış, ödül üstüne
ödül kazanmış bir sanatçı, örneğin Hülya Koçyiğit...
Yıllar yılı sinemaya emek vermiş, verdiği emeğin karşılığını
da fersah fersah almış ve bir sinema sanatçısının gelip
oturabileceği en yüksek yere oturmuş...
Daha
ne ister böyle büyük bir sanatçı değil mi? Aile mi? Allah
bozmasın birçok kişinin yaşadığından çok daha güzel bir aile
ortamı içinde. Yıllardan beri mutluluklarına gölge
düşürmedikleri eşi ve biricik kızı ile sanatçılığını
yanısıra mutlu bir aile kadını da aynı zamanda. Ve belki de aile
yaşamı sanatçılığından bir adım daha önde gidiyor. Eh, başka
da birşey istemez Allah’tan herhalde Hülya Koçyiğit. Ama
o ne yapıyor? Yıllardır sağlığı bozuk olan annesi Melek
Koçyiğit’i, kabaca tabirle kendine reklam aleti yani istismar
ediyor. Ve bu, istismar da annesinin hastalığının daha ilk
yıllarına kadar dayanıyor. Zira doktora muayeneye gitmesinden
tutun da, hastaneye yatmasından, tekrar eve çıkmasına kadar her
türlü olayda çeşitli gazete ve dergilerde bol bol boy gösterdi
ünlü sanatçı. ''Hülya Koçyiğit’in annesi ölümle
pençeleşiyor", ''Hülya Koçyiğit perişan", ''Hülya
Koçyiğit'in annesi hafızasını kaybetti" gibi haberlerle
Hülya Koçyiğit adını beyinlere çiviledi. Sanki, ihtiyacı
varmışçasına. Bu kendi alanında büyüklüğü tartışılmaz
sanatçının reklamını bu şekilde yapması ise artık tepkilerle
karşılanıyor. Oysa ki, Hülya Koçyiğit her fırsatta biricik
annesiyle, onun kötü hastalığıyla gündeme geleceğine her zaman
olduğu gibi sadece sanat faaliyetleriyle adından söz ettirebilir.
Bu da hiç zor değil onun gibi bir sanatçı için. En azından
bugüne kadar sayısız kere göründüğü röportajlarındaki gibi
yine filmlerinden aldığı ödülleriyle bir kez ya da birkaç kez
daha gündeme gelseydi kimseyi bıktırmazdı. Bir Türk olarak övünç
kaynağı oluşunu devam ettirirdi. Hiç kimse de çıkıp ''Yeter
artık, herkes öğrendi Hülya Koçyiğit'in kaç tane ödül
aldığını" demezdi. Annesinin hastalığı vesilesiyle iki
günde bir yüzünü göstererek, adından bahsettirerek şimdi
olduğu gibi kimsenin midesini bulandırmazdı.
Sanatına,
sanatçılığına ve tartışılmaz büyüklüğüne bir diyeceğimiz
yok ama şu ihtiyar anacığını kendisine reklam aracı etmeyi
artık bıraksın... Çünkü o son olarak Londra'da söylediği
sözlerle sayfalara geçmesi gereken bir sanatçı artık...(diğer
haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder