Ana içeriğe atla

Tülin Elgin Yanlış Anlaşılıyormuş

Parmaklarını mütemadiyen çenesine götürüyor, sivilce kabarcıklarıyle oynuyordu. Bir süre sonra elini çenesinden çekti, aramızdaki masanın üzerine koydu. Bal renkli gözlerini gözlerime dikti:
-«İnsanları ne kadar seviyor, onlara ne kadar yakın olmak istiyorum, bir bilseniz? Fakat işin tersliğine bakın ki, ben daha çok yakın olmak istedikçe, o kadar da yanlış anlaşılıyorum.» diye mırıldandı. «Oysa son derece hassas ve samimiyim. Dıştan görenler, yeteri kadar tanımadıkları için yanlış hükümlere varıyorlar.»
Burnunda sevimli çiller bulunan, sarışın genç kadının adı Tülin Elgin'di. Zikzaklı bir sinema hayatı olmuştu.
Sarışın genç yıldız meslek hayatının ilk yılında kendini sinema piyasasına kabul ettiremeyişini şöyle izah ediyordu:
-«O zamanlar mücadeleci değildim. Bir yerden sonra her şeyi kesip, atıyordum. Garip bir uyuşukluk içinde, işi oluruna bırakmıştım. Fakat zamanla bu meslekte, hiçbir harekette bulunmayıp, beklemekle hiçbir şey alamıyacağını anladım. Halit Refiğ'in aracılığıyla sinemadaki durumumu düzelttim. Bana büyük imkanlar tanıdığı için ona gerçekten çok şeyler borçluyum.»
«Şehrazat» ta başarılı bir oyunla «Mazohist bir kadın» tipini canlandıran Tülin Elgin, sırasıyle «Ankara'ya Üç Bilet» ve «İstanbulun Kızları» nda oynadı. Bugünlerde ise İlhan Engin'in yönettiği «Ve Allah Gençleri Yarattı» yı bitirmeye çalışıyordu. Son günlerde şansı açılmıştı.
-«Yirmi dört yaşımdayım.» dedi. «Bu süre içinde başımdan iki aşk macerası geçti. İlk aşkımı hiçbir zaman unutamıyorum. Adeta gözümde ilahlaştı. Belki de onu bu derece sevişim, yaşımın getirdiği heyecanlardan ileri geliyordu. O zamanlar 18 yaşında bir genç kızdım. O aşktan kalan tek hatıra şimdi bir melodi... Hatırlayınca irkiliyorum.»
-«Melodinin ismini söyler misiniz?...» dedim.
«Olmaz» gibilerden başını iki yana hafifçe saladı. Israr edince yüzünü tatlı bir kırmızılık kapladı.
-«Ne olur?...» dedi. «Bu soruyu bana sormamış olun.»
SEVİMLİ - Tülin Elgin sevimli bir genç kadın. Fakat şanssızlığı bugüne kadar onun dilediği şekilde isim yapmasını engellemiş.
VÜCUDU DA GÜZEL — Yüzü kadar vücudu da biçimli Tülin'in. Üstelik başarısızlıklardan yılmıyor ve gelecek için azimle çalışıyor.

Tülin Elgin, “İnsanları çok sevdiğim için tanıdıklarıma hep yakınlık gösteriyorum. Ama bu iyi niyetim daima suistimal ediliyor" diyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Sahneye Çıkıyor

Fotoğraf stüdyolarından Yeşilçam'ın film platolarına bomba gibi düşen sarışın Yugoslav göçmeni Banu Alkan 1984 yılını “Altın Yılı” olarak ilan etti adeta. Geçen yıl çevirdiği filmlerin bu sezon yaptığı bol hasılatlı işlerden sonra peşi sıra gelen tekliflere yanıt veremeyen güzel yıldız bu arada aylardır ısrarlı biçimde tekrarlanan oldukça cazip bir teklifi de kabul etti. Ama bu ne bir film projesiydi ne de bir reklam filmiydi. Gazino dünyasının güçlü patronlarından Osman Kavran’ın sağ kolu olarak bilinen organizatör Ayman Artun’un İzmir Fuarı’nda assolist olarak çıkması için yaptığı teklife bir ay önce çıktığı Avrupa gezisi dönüşünde olumlu yanıt verdi yani "Evet'' dedi Banu Alkan. Ancak şimdilik gecede alacağı ücreti açıklamaktan kaçınıyor. Bir gecelik yevmiyesini merak edenlere ise sadece ''Ben de artık 35-40 milyon vergi veren starların arasına gireceğim" diyor... Sanki hesabını siz yapın" dercesine... Banu Alkan’ın gazino sahnelerine çıkac...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...

Yaprak Özdemiroğlu Şöhret Uğruna Soyundu

Son zamanlarda sinema çevrelerinde ve magazin basınında adından sıkça sözedilen bir genç kız var: Yaprak Özdemiroğlu ... Çok değil bundan bir yıl öncesine kadar onu yakın çevresinden başka tanıyani ismini bilen yoktu. Ama «Alişan» adlı filmden sonra ismi birden sinema dünyasında patlamış ve gelecek vaadeden bir genç kız olarak anılmaya başlamıştı. Üstelik bu başarıyı bir tek filmle sağlaması da ayrı bir başarı olarak değerlendirilmişti. Oysaki Yaprak, bu çevreye ne yabancıydı ne de oyunculuk konusunda deneyimsizdi... Yaprak, o günleri söyle hatırlıyor: «Küçük bir çocukken bile oyuncaklarımla oynadığımı pek hatırlamıyorum. Üvey annem Füsun Önal o zamanlar evde gazetecilere poz verir, resim çektirir, ben de hayran hayran ama seyrederdim.» Evet Yaprak'ta sahneye ve üne özlem işte böyle oluşmuş ve diğer üvey annesi balerin Lale Yurdatapan'ın yolunu seçerek bale dersleri almış ve profesyonel bir balerin olarak bazı sanatçıların gruplarında ve müzikallerde çalışmaya başlamış. ...