Ana içeriğe atla

Bahar Öztan ''Eski Kocamdan Koca Olmaz'' Dedi

Kendi aralarında nişan takan Bahar Öztan’ın eski kocası futbolcu Kasım Gündüz ile Hüner Coşkuner’in ablası Sema Coşkuner, çok yakında bir gazinoda verecekleri bir yemekle bu nişanlarını ilan edecekler.
İnsanoğlu ne tuhaf doğrusu... Hele kadınların işlerine akıl sır erdirmek gerçekten güç... Ne zaman ne yapacakları, nerde, ne söyleyecekleri belli olsaydı, kadından canı yanan biri çıkıp da “Allahım kadın varkan, sen neden şeytanı yarattın?” der miydi?
Bunu hangi kadın kabul eder bilemeyeceğiz ama Bahar Öztan’a sorarsanız, “erkek milleti”nin şeytanın ta kendisi olduğunu söylüyor. Zaten zamanında yani futbolcu Kasım Gündüz’le evli olduğu günlerin bitiminde de kocasını böyle suçlamış ve onunla beraberken, film çevirmek için İstanbul dışına çıktığı zaman evlerine ucuz kadınları getirdiğini, artık bu hale tahammülü kalmadığını, dolayısıyla bu yüzden ayrıldığını bas bas bağırmıştı...
Ayrıldığı kocası Kasım Gündüz, şimdi yeni bir evliliğe soyunuyor... Şarkıcı Hüner Coşkuner’in gerçekten hünerli ablası Sema Coşkuner’le söz kesen ve aralarında nişanlanan Kasım Gündüz, önümüzdeki ay içinde eşine, dostuna, yakınlarına vereceği bir yemek davetiyle bu nişanını ilan edip, evlilik yolunda ilk adımı atacak.
Yılbaşını Ortaköy Ziya’da geçiren Kasım Gündüz ile Sema Coşkuner, ayrıca nişan günü için Bebek Park Gazinosu’nda rezervasyon yaptırdılar...
İşte bunu duyan Bahar Öztan da konuşmadan duramadı... Amacının hiçbir zaman kıskançlık olmadığını belirttikten sonra, kendi başının yandığını, dolayısıyla başka birinin mutsuzluğa sürüklenmemesi için eski kocasıyla şu günlerde bir evliliğe hazırlanan Hüner Coşkuner’in ablası Sema Coşkuner’e Kasım Gündüz’ü anlattı... Hem de tecrübesini konuşturarak, “Sema’ya iyi düşünmesini söylüyorum herşeyden önce... Kasım, öyle evlilik sorumluluğunu üzerinde taşıyacak bir erkek değildir. Daha evlendikten kısa bir süre sonra gel diyen kadınlarla birlikte olmaya başlar. Bu tür kadınlara düşkünlüğü fazlasıyla vardır. Fırsat bulup, yalnız kaldığı an hemen ihanet eder. Ayrıca rahatına düşkün olduğu için eğer karısı kazanıyorsa sesini çıkarmaz. Yani rahatlığını hiçbir şeye değişmez... Bu bakımdan eğer başının benim gibi yanmasını istemiyorsan, iyice düşün... Eski kocamdan koca olmaz.”...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Kocası Kovuldu Seçil Heper Keyiflendi

Tam bir yıldır İstanbul ile Cannes arası mekik dokuyan Seçil Heper nihayet Büyükada’daki evine kavuştu. Kocası Melih Caculi hala kumar paralarını tahsil edememenin üzüntüsünü yaşarken, Cannes’ten şikayetçi olan Seçil Heper ise çok mutlu ve çocuklar gibi sevinçli... Seçil Heper ile kocası Melih Caculi’nin geçen yıl başlattıkları Cannes seferlerini artık sağır sultan bile duydu. Ne var ki başlangıçta çok iyi görünen bu yurt dışı gezilerini çok seven Seçil Heper, daha işin yarısında sıkılmış, hatta Cannes’te olduğu sıralarda bile yakın dostlarıyla yaptığı uzun telefon konuşmalarında İstanbul’un havasını suyunu çok özlediğinden dem vurmuştu sık sık... Cannes’daki büyük ve lüks otelin kumarhane sorumluluğunu alan Melih Caculi’nin bu işi tam bir yıl devam etti... Sonunda olanlar oldu. Türk işadamlarının Cannes’teki otelde oynadıkları yüksek kumardan dolayı meydana gelen borçlarına Melih Maculi kefil olunca ve bu borçlar da ödenmeyince otel ilgilileri Melin Caculi’nin işine son verdi

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Vasfi Uçaroğlu ve Kamuran Akkor'un Kızları Oldu

Vasfi Uçaroğlu havalarda uçuyor. Haklı. On beş yıl sonra baba olmanın heyecanını tekrar tattı. İlk kızı Mine bugün 15 yaşında. Kamuran Akkor zor doğum yapmış. Doktorlar bir ara çocuğu sezeryanla almayı düşünmüşler, «Bir daha mı doğum yapmak, Allah göstermesin,» diyor. Biz Güzelbahçe Kliniğine gittiğimiz zaman Vasfi Uçaroğlu Kamuran Akkor'un baş ucuna oturmuş, kolonya ile alnını ovuyor, «Sen bir kere doğurdun, bizi de kapılarda dökuz doğurttun,» diye espri yapıyordu. 3 kilo 600 gram olarak doğan, 53 santim boyundaki Menekşe Uçaroğlu' na kliniğin doktorları da «Aşk bir yalan, Adem'le Havva'dan kalan» şarkısından mülhem olarak Havva adını koymuşlar. Uçaroğlu, «Doktorları kıramadım. Menekşe'nin göbek adı da Havva oldu,» diyor. Kamuran Akkor'un ablası Gönül Akkor , çocuğun doğduğunu öğrenir öğrenmez hemen Amerikan Pazarına koşmuş, trampet çalan bir maymun almış. Vasfi, «Yahu,» diyor, «Bu Gönül'ün de hiç başka işi yok galiba? Menekşe'nin bu oyunc