Ana içeriğe atla

Ferdi Tayfur Yönetmenliğe Soyundu

Duyduk duymadık demeyin sonunda Ferdi Tayfur’da yönetmen oldu. Üstelik hafta içinde çekimine başlanaın ''Haram Olsun"da yalnız yönetmenlik yapmayan Tayfur, başrolü üstlendiği gibi senaryoyu da yazdı. Filmde kendi yaşamını oynadığını söyleyen Tayfur, gerçek yaşamdaki sevgilisi NeclaNazır’ın yerine de Deniz Akbulut’a sarılıyor...
''Arkadaşlar ışıkları yakalım. Hangi sahneyi çekiyoruz, hah tamam. Deniz Hanım siz şöyle geçin. Hüseyin ağabey sen de sandalyeye otur. Deniz Hanım siz üzgün bir şekilde bakıyorsunuz. Hüseyin ağabey sen de son derece ciddi ve sinirili bir havada ikimizin bulunduğu yere bakacaksın. Ben de şimdi Deniz Hanımın yanına gidip elinden tutacağım ve 'bu kızın peşini bırakacaksın' diye sana emir vereceğim. Tamam, anlaşıldı mı arkadaşlar?..''
Bu sözlerin geçtiği, film setinin bulunduğu yer Metro Film’in bürosu idi. Bir film çekiliyordu. Adı, ''Haram Olsun". Oyuncu kadrosunda ise ilk olarak Ferdi Tayfur, Deniz Akbulut, Hüseyin Peyda ve Aliye Ronanın olduğunu görüyoruz. Ancak daha sonra bu kadroya ek olarak, söz yazarı Ahmet Selçuk İlkanın da filmde oyuncu olarak yer alacağını öğreniyoruz. Her ne denli yukarıdaki talimatları ''Haram Olsun"un başrol oyuncusu Ferdi Tayfur verse de gözlerimiz filmin yönetmenini arıyor. Ancak biraz sonra kendi ağzından bu yönetmenin Ferdi Tayfur olduğunu anlıyoruz.
Evet Ferdi Tayfur "Haram Olsun''la hafta içende ilk yönetmenlik denemesini de başlatmış oldu. Ama işin ilginç tarafı bu filmde Ferdi Tayfur yalnız yönetmenlik ve oyunculuk yapmıyor. Aynı zamanda ''Haram Olsun''un senaryosu da kendisine ait. Yani ilk kez senaryo da yazmış oluyor Tayfur. Filmin konusu ise belirttiğine göre kendi yaşamından kesitleri içeriyor. Ve Deniz Akbulutda filmde sanatçının sevgilisini oynuyor. Yani gerçek yaşamdaki sevgilisi Necla Nazır’ın yerine rol gereği Deniz Akbulutu kokluyor Ferdi Tayfur. İlk önce filmin kadın oyuncusunun genç dansöz Sibel Can olması için uzun süre direten, ancak gerekli izin alınmadığı için Candan vazgeçmek zorunda kalan Ferdi Tayfur, Deniz Akbulutu filmde de olsa birlikte yaşadığı Necla Nazırın yerine koyuyor böylece. ''Haram Olsun''a oyunculuktan, yönetmenliğe, senaryo yazarlığına değin büyük katkısı geçen Ferdi Tayfur bu ilkler denemesinde ''Göreceksiniz başarılı olacağım, çünkü öylesine azimliyim ki'' diyerek de kendisine duyduğu güveni dile getiriyordu...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zafir Seba Bir Yuvarlakla Ayıbını Kapatacak

“ Bugüne değin hep çıplaktım, zaten şöhretimi de soyunmama borçluyum. Ama bu ne zamana kadar sürer, orası meçhul. İşte ben de bu meçhulün kurbanı olmamak ve sahnelerde kalıcı olabilmek için yepyeni bir karar aldım. Yapacağım uzunçalarla sadece çıplak olmadığımı, sanatçılık yönümün de bulunduğunu kanıtlayacağım. Tüm şöhretimin yarattığı çıplaklık imajını bu uzunçalarla başka yönlere çekeceğim gibi ayıbımı da böylece bir yuvarlak plakla kapatmış olacağım.” Evet, yakında dolduracağı bir uzunçalarla geçmişine bir anlamda set çekeceğini açıklayan Zafir Seba söylüyor bu sözleri. Hani şu gerek sahnede, gerekse fotoğraflarında daima çıplak olarak görülen ve bu nedenle de normal bir giysi ile görsek “Aaa bu o mu acaba?” diyeceğimiz çıplak şarkıcı. Çünkü kendisi şimdiye kadar dikkatleri üstüne vücudunu hiç çekinmeksizin sereserpe gözler önüne sererek çekmiş, halen de öyle sürdürmekte. Ama bundan böyle çıplaklığın uzun ömürlü olamayacağını, bir yandan yaşının geçtiğini, bir yandan da soyunma...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...

Emel Sayın'ı Yeliz Mi Ayırdı?

Güneşli ve sıcak bir mayıs sabahı Suadiye'nin Şendurak Sokağında bulunan 16 numaralı apartmanın 8'nci dairesinin zilini çaldık... Basında çıkan yazılar ve ortalıkta dolaşan söylentilere göre Emel Sayın ile Selçuk Aslan'ın ayrılmaları an meselesiydi... Gerekçe olarak da Yeliz gösteriliyor ve deniliyordu ki: «Selçuk'la Yeliz arasında büyük bir aşk var»... SES Dergisi her olayda olduğu gibi, bu olayda da meselenin gerçek yüzünü verebilmek için bir süre bekledi ve sonunda Emel Sayın’ın kapısını çaldı... Zil sesinden kısa bir süre sonra, kapı açıldı. Pek çok kişinin «Emel Sayın çok perişan... Evinden dışarı adım atmıyor...» dediği Emel Sayın karşımızda duruyordu: «Hoşgeldiniz... Buyurun, içeri girin lütfen...» Henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen farklı görünüyordu Emel Sayın... Gülüyordu... Sabah kahvaltısını çoktan yapmış, erken kalkan kişilere öz bir rahatlıkla çivin içinde dolaşıyordu. Pek çok sanatçının yataklarından ancak öğleden sonra kalktıklarını ...