Ana içeriğe atla

Gülşen Bubikoğlu Gırgıriye'ye Paydos Dedi

Sinemada kendisine büyük umutlar bağlanılan Gülşen Bubikoğlu, kocasının himayesinde Gırgıriye dizilerine başlamasıyla bu şansını bir ölçüde yitirmişti. Uzun bir süreden sonra artık isyan eden Bubikoğlu, ileriye sürdüğü nedenle “Gırgıriye’ye paydos” dedi...
Bir zamanlar Cüneyt Arkın için, hatta müzik dünyasının güçlü sesi Tanju Okan için söylenmişti. “Onların şanssızlığı Türkiye’de sanatçı olmalarıdır” diye... Bunu, çeşitli fırsatlarla ülkemize gelen yabancı filmciler veya yabancı müzisyenler söylemişti... Nedense Türkiye’de sanatçıya gerekli değerin verilmediği imajı vardı, bizimle ilişkisi olan tüm yabancı ülkelere... Belki de haklıydılar... Bir süre sonra bunların arasına bir isim daha girdi. Gülşen Bubikoğlu...
Gerçekten de değişik fiziği ile, özellikle de İtalyan yıldızları anımsatan bir görünümü vardı Gülşen Bubikoğlu’nun. Sinemaya ilk geçtiği sıralarda büyük umut bağlanmıştı sanatçıya. Daha sonra Türker İnanoğlu ile evlenmesi güzel sanatçının hem şansı hem de şanssızlığı oldu denilebilir. Şansı Türker İnanoğlu gibi film yapımcılarının önde gelen isimlerinden biriyle evlenmiş ve gerek özel gerekse iş yaşamını bir ölçüde garantiye almış olmasıydı. Şanssızlığı da sadece onun şirketine bağımlı kalmasıydı. Nitekim, İnanoğlu ile evlendiği günden beri başka film şirketine çalışmadı Gülşen Bubikoğlu... Birkaç seneden beri de yine Erler Film imzalı “Gırgıriye” serilerinin baş aktristliğini üstlendi. Evet bu serilerin hepsi de çok iyi iş yapıyordu. Ama işin gerçeği Gülşen Bubikoğlu istediği rolü, canlandırmak istediği kişiliği ve asıl önemlisi sanat gücünün derecesini gönlünce gösteremiyordu hayranlarına. Nihayetinde bir film serisiydi işte. Konusu kadrosu belli olan bir seri... Ve tam tamına 6 seri çevirdi Bubikoğlu. Ve yedincisi planlanırken isyanını açık açık dile getirdi... Bundan böyle Gırgıriye dizilerinde oynamayacağını bu güzelliğini salt komedi türü filmlerde harcamayacağını açıkladı Gülşen Bubikoğlu.
Bir yerde kocasına ilk isyanıydı Gülşen Bubikoğlu’nun. Komedi filmlerinin iş yapmasından dolayı son beş yıldır seri halde çekimini yapan Türker İnanoğlu güzel eşinden ilk tepkiyi alınca Gırgıriye’den boşalan yer için harıl harıl bir sanatçı aramaya başladı. Bu günlerde Cüneyt Arkın ve Tarık Akan’la birlikte “Alev Alev adlı filmin devamını çekmeye hazırlanan Gülşen Bubikoğlu ise “Komik Kız” havasından 1986 yılında tamamiyle kurtulacak. “Daha iyiye, daha sanatsal filmlere” diyerek kendisine yeni yol çizen Gülşen Bubikoğlu’nu biz de Türk Sineması adına tüm kalbimizle destekliyoruz...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Olimpiyat Modası Türkiye'de

Modanın ne zaman, nereden, nasıl çıkacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz Arap çöllerinin kızgın kumu etkiliyor stilistleri, bir bakıyorsunuz Anadolu'nun eşsiz uygarlığı. Uzakdoğu'dan esen Japon rüzgarını Amerika, yenisini üstlendiği dünya olimpiyatının ilgisiyle göğüslemeye çalışıyor. Maskotundan şapkasına, tişörtlerinden mayolarına, hatta ve hatta günlük giysilere kadar benimsenen olimpiyat modasında Amerika bu kez mayoya yani yüzme sporuna ağırlık verdi. Amerika'nın ünlü yüzücülerinin lanse ettiği mayoları, ülkemizde ilk kez uygulayan TEN mayolarının zengin koleksiyonunu da bir sporcu kadar, jimnastik çalışan balerin, film yıldızı Çiğdem Tunç lanse etmeye başladı. Dansı bıraktığını açıklayan, ancak başrollerden birini aldığı bir müzikalde dans edebileceğini dile getiren Çiğdem Tunç, bundan böyle yeniliklerin öncüsü olmak için çaba harcayacağını belirtiyor. -''Gencim, güzelim ve yetenekliyim. Bugüne kadar hep karşılık beklemeden yaptım her işimi. Ama bu...

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda...

Olay Kadın Christine Haydar

Milli gelinimiz Christine Haydar , uzunca bir süredir ilgileri üzerinde topluyor. Christine Haydar denildiğinde herkes farklı şeyler düşünüyor haliyle... Tarihe düşkün olanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarını hatırlayıp, çöküşün neden bu kadar şiddetli olduğunu keşfediyorlar. Tarihle arası hoş olmayıp da, gazino sahnelerinde kadın vücudunun inceliklerini araştırmayı tercih edenlerin aklına ise, güzel ve düzgün vücutlu bir kadın düşüyor. Beş parmağın beşinin de bir olmayacağına göre, değişik renk ve zevklerden hoşlanan insanların Christine Haydar adını duyduklarında değişik şeyler düşünmeleri, hatta bazı düşüncelerini çok ileri noktalara götürmeleri de olağan bir durum. Milletin hayal dünyası torba değil ki büzesin! TARİHİ KÖKEN Aslında Christine Haydar'ın şöhret yolu tarihi kökeni sayesinde açıldı... Türkiye'de herkes Christine Haydar'ın hangi «Haydar Paşasnın gelini olduğunu bilimsel metodlarla araştırırken, Avrupa dergileri paşaları atlayıp Christine...