«Anjelik»
filmini Fransızlar yapar da bizim fiiimciier durur mu? Hemen bir
senaryo yazıp «Anjelik» adlı dilberi bizim memlekete getirdiler.
Anjelik, günümüzde geçen bir konu olmadığı için filmin adının
başına Anjelik adını koydular, sonuna da «Osmanlı Saraylarında»
dediler. Geçen hafta, Salacak'taki meşhur Çürüksulu Ahmet
Paşa'nın yalısında (Burası güya Osmanlı sarayı olmuştu)
harem eğlencelerini çektiler. Filmin rejisörlüğünü Ülkü
Erakalın yapıyordu. Harem sahnesi olduğu için filmin erkek
kahramanı Tamer Yiğit bu sahnede yoktu. Erkek olarak gözümüze
sadece Feridun Çölgeçen ilişti. Keçi sakalıyle bir Cinli'ye
benziyordu. Bir de Diclehan Baban'la, Nevin Nuray'ı tanıdık.
Haremde kadınlar toplanmışlar, esir pazarından satın alınan
cariye «Frengistanlı Anjelik» hatunu eğlendiriyordu. Fakat
Anjelik Hatun (Sevda Ferdağ) Türk eğlencelerine o kadar ısındı
ki bîr ara coşup tef, sonra da ut çaldı, en sonunda da bir
İstanbul çiftetellisi döktürdü...(diğer haber için aşağıdaki
linke tıklayın)
1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...
Yorumlar
Yorum Gönder