Ana içeriğe atla

Ersan Erdura Kızlarını Erkeklere Hazırlıyor


Ersan Erdura ve kızları günün dört saatini judo ve taekwon-do okulunda geçiriyorlar. Yıllardır erkek evlada sahip olmak istemesine karşın üç çocuğunun da kız olmasına önce üzülen Erdura, şimdi erkeklere taş çıkartacak kadar güçlü ve kendilerini savunmasını bilen kızlarıyla gurur duyuyor...
Ersan Erdura'nın genç yaşta evlenmesine eşini sevmesinin dışındaki en büyük neden neydi biliyor musunuz? Kendisi gibi bir erkek evlat yetiştirmek istemesiydi. Ancak doğan üç çocuğunun da kız olması sanatçıyı artık bu hevesinden vazgeçirdi. Ve başka heveslere yöneltti.
Evet okullarındaki başarıları ve evdeki uyumlu davranışlarıyla kızlarından son derece memnun olan Ersan Erdura neye heveslenebilir ki, diyeceksiniz. Gittikçe gelişen ve artık erkeklerin dikkatini çekmeye başlayan iki kızının da erkeklere taş çıkartırcasına kendilerini savunmalarını istiyor genç baba... Bunun için de bir spor salonunda ders saatleri dışında ailecek uzun uzun çalışıyorlar. Üstelik daha üç yaşını yeni dolduran en küçük kızlarını da yanlarına alarak.
Taekwan-do ve judoyu babalarından daha başarılı bir şekilde öğrenip uygulayan Dilara ile Ayça hocalarını bile yenerek güçlerini ispatlarken en küçük Erdura da sağda solda koşturup onların taklitlerini yapıyor. Ter içinde çalışmalarını bitirip dinlenmeye geçen Erdura ve üç kızı bu arada birbirleriyle şakalaşarak bir yandan yorgunluk çıkarıyorlar bir yandan da başarılarının sevincini paylaşıyorlar.
İşte böyle... Son günlerde erkeklerin kadınları dövmeleri tüm dünyada geniş çapta yorumlara, tartışmalı çözümler aramaya ve derneklerin korunma kampanyaları açmasına neden olup önlemler alınırken Ersan Erdura en akıllısını yaptı. Ellerinden tutup kızlarını erkeklere hazırlıyor. Kendi deyimiyle de “Yalnız serserilerden, sapıklardan değil, seven insanın kıskançlık saldırısından da kurtarmış olacağım kızlarımı. İleride hiçbir erkek korkusundan onlara el kaldıramayacak. Ben bile en kızdığım anlarda uzak kalmayı tercih ettiğime göre” diyerek başında olmadığı zamanlarda da kızlarının güvence içinde yaşamalarını sağlamış olduğunu belirtiyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi