Ana içeriğe atla

Şehrazat ''Do Re Mi'' ile Dirildi


Yaklaşık dört yıldır müziğe ara vererek inzivaya çekilen Şehrazat televizyon sayesinde yeniden dirildi. Ve geçen hafta Do Re Mi programında izlediğimiz Şehrazat aldığı övgüler üzerine müzik yaşamında yeniden ve hızla dirilmesini sağlayacak yepyeni çalışmalar içine girdi...
Gerek sesi ile gerek ana dili gibi bildiği ingilizcesi ile ve gerekse de güçlü tekniği ile yaklaşık dört yıl önce hafif müziğin en sevilen genç seslerinden biriydi rahmetli büyük sanatçı Sevinç Tevs’in kızı Şehrazat... Müzik dünyasında bulunduğu yıllarda hem Türkçe parçalarla, hem de annesinin mirası caz müziği parçalarıyla her kuşaktan müzikseverin hayranlığını toplar ve kendisine geleceğin umut veren şarkıcısı olarak bakılırdı. Ama nedendir bilinmez annesinin ölümünden sonra müzik dünyasındaki sesi sedası kesildi Şehrazat’ın ve genç sanatçı kendisini inzivaya çekti. Bu durum biraz da Şehrazat’ın tembelliğine bağlanıyordu. Çünkü sık sık yapılan sahne tekliflerini bir türlü kabul etmiyordu Şehrazat...
Ne var ki 2 Şubat gecesi televizyon ekranlarından izlediğimiz "Do Re Mi'' programı bu genç ölünün dirilmesi için adeta aracılık etti ve Şehrazat müzik dünyasında atılımlar yapmak için bugünlerde yepyeni kararlar aldı. Çiğdem Tunç ve Mehmet Ali Erbil ikilisinin sunduğu "Do Re Mi" programından teklif aldığı zaman müziğe ara vermenin getirdiği soğuklukla televizyona çıkıp çıkmamak arasında uzun süre bocalayan Şehrazat sonunda olumlu yanıtı vererek ekrana çıktı ve tembelliğinden sıyrıldığı takdirde hafif müzikte klas olduğunu kanıtladı. Hem bu öyle bir kanıttı ki, birbirinden çarpıcı giysileriyle ingilizce üç parça söyleyen Şehrazat’ı izleyen dostları "Yazık ediyor kendisine" demekten kendilerini alamadılar...
Bu sözleri duyan Şehrazat da sonunda uyanışa geçerek müzik yaşamına yeniden dönmeye karar verdi. Evet ''Do Re Mi" programında beğeni ile izlenen ve televizyon sayesinde dirilen Şehrazat şu sıralarda müzik adına sürdürdüğü çalışmalarını bir daha bırakmamak üzere yakında bomba gibi patlatacak müzikseverlere... (diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi