Ana içeriğe atla

Filmciler Hamam Kapattı

Osmanlı İmparatorluğu devrindeki yaşayışımızı noksansız göstermesi için ''Haremde Dört Kadın'' filminin bir sahnesinin hamamda çekilmesi gerekiyordu. Filmciler de Mimar Sinan’ın eseri Çinili Hamamı bir güniüğüne kapatıp içeride çalıştılar...
Şimdiye kadar «gazino kapatmak», «ev kapatmak», «hamam kapatmak» sadece hacıağalara mahsus bir olaydı. Bütün personeliyle bir gazinoyu özel olarak kiralayıp müşteri almamak, ya da dağ başında bir evde «oturak alemi» yapmak, veya hamam kapatıp turşular, baklavalar, meyvalar yiyip, içkiler içmek, sonra da yıkanıp ince saz takımı dinlemek, yeni ve tadılmamış zevkler peşinde koşan, keyfi yerinde insanların yaptıkları şeylerdi. Şimdi bu çeşit eğlenceler değişti, modası geçmiş «tarih» oldu. Fakat yerli filmciler bu geçmiş tarihi tekrar dirilttiler ve ünlü Mimar Sinan'ın yaptığı «Çinili Hamam» ı para verip bir gün «kapattılar».
Filmciler kapıda hiçbir basın mensubu girmesin diye özel tertibat aldırtmışlardı. Fakat biz, «Film ekibindeniz, hamam sahibinin parasını vereceğiz» deyince, kapalı kapılar önümüzde ardına kadar açıldı. Hamamın iç manzarası çok ilginç ve bir hayli buharlıydı! 412 yıllık erkekler hamamına bir hayli kadın girmişti. Hem de ne kadınlar: Sinema artisti ve güzel, genç kadınlar... Sultan Deli İbrahim bile böyle kadınlarla yıkanmak mutluluğuna zor erişmiştir, hani... Bir köşede Pervin Par yarıdan fazla, dörtte üç çıplak, öbür köşede Gülbin Eray tamamen «üryan», göbektaşında Nilüfer Aydan dörtte bir çıplak, Birsen Menekşeli ile Devlet Devrim «halvet» bölümünde yüzde yüz çıplak!... Daha bitmedi: Rukiye Göreç ile Ayfer Feray da bir mermer locada çırılçıplak yıkanmıyor mu? Bunları sözle, yazıyla anlatmak yasak değil, ama fotoğraf çekip yayınlamak yasak olduğu için objektifimizi çalıştıramadık. Zaten o da, hamamın sıcağından buğulanmıştı, resim çekemez hale düşmüştü ya...
Bu hamamda daha bir sürü güzel figüran kızlar vardı, ama bir hayli erkek de vardı. Başta rejisör Halit Refiğ, kameracı Mike Rafaelyan ve teknisyenler... Rejisör Refiğ, göbeklenmiş, şişmanlamış, ensesi kalın bir sanatçı olmuş. Eşi Nilüfer Aydan'a, Rukiye Göreç'e (Rejisör Ertem Göreç'in eşi), öteki artistlere birçok sözler söyledi, rollerini açıkladı. Kamera iki saat bekledi. Isınması, hamama uyması, objektifin buğulanmaması için böyle yapmak lazımmış. «Niçin hamamı yaktınız?» dedik. Rejisör «Çekilen filmin gerçeğe uygun olması, gri ve buğulu bir ton tutması için» diye karşılık verdi. Halit, «gerçekçi rejisörler» den olduğu için böyle yapıyor. Yalnız konu, filmin dış memleketlere satılması düşünüldüğü için haremli, «şark» lı ve «osmanlı» renklerine boyanmış.
Olay, bir Osmanlı paşası (Sami Ayancğlu) ile dört eşi (Pervin, Nilüfer, Ayfer, Birsen) nin serüvenini anlatıyor. Hep eski dekorlar içinde geçiyor. Yabancılar, Türkler'i hala böyle bir hayat yaşıyor sanıyor ya? Rejisör bu konunun bilimsel ve sanat yönünden açıklamasını şöyle yapıyor: «Çok kadınla evlilik müessesesinin bulunduğu Doğu - İslam ülkelerinde bir evin kadınlara ayrılan dairesi olarak tanımlanan «harem», bizde gerçek yüzüyle bilinmez. Bu konudaki vesikalar sadece yabancı sanatçıların bıraktıkları resimler, gravürler ve kitaplardır. Onlar da çoğunlukla Arap ülkelerinin haremlerinden söz ederler. Nikahlı kadın ve cariyelerden kurulu harem hayatı, cinsel problemleri ortaya çıkarır.»
«Haremde Dört Kadın» filmini çeviren Halit Refiğ, bir aydan fazla çalışıp geçmiş günlerdeki hayatımızın bir yönünü bugünkü insanlara anlatan bir film ortaya çıkarıyordu. Hamam fazla ısındığı için, filmcileri su buharları içinde bırakıp dışarıya kaçtık.
HAMAMDA FİLM ÇEVRİLİYORDU — Dört asırlık Mimar Sinan yapısı Çinili Hamam ilk defa kamera, projektör ve sinema artisti görüyordu.
Film «erkekler hamamı» nda çekildiği için bu mermerler kadınları da ilk defa görüyordu...
BİRSEN MENEKŞELİ VE DEVLET DEVRİM — Haremdeki kadınlardan ikisi peştemallara sarınırken objektife yakalandı.
GÖBEK TAŞINDA — Pervin Par ve Rukiye Göreç uzanıp yatıvermişler. Kameracı ve teknisyenler karşılarında hazırlanıyor.
AYFER FERAY YIKANIYOR — Film çekilip bittikten sonra artistler yorgunluk çıkarmak için yıkandılar. Ayfer Feray, hamamcı Yusuf Görsoy'a «Aman erkekler, tellaklar gelmesin, biz yıkanacağız» derken görülüyor.

KARI - KOCA SANATÇILAR — Rejisör Halit Refiğ ile karısı Nilüfer Aydan aynı filmde çalışıyor. Havuz başında rejisör, artiste «direktif» veriyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Rol Yapmayı Unutmuşlar

İki yıla yakın süredir gazino sahnelerinden ve film setlerinden uzak kalan Meral Zeren kendisine, çalışma izni vermeyen parasal aşkından koptuktan sonra fiziki bir değişimle ortaya çıktı. Önce assolist olarak sahnelere döneceğinden ardından plak çalışmalarını hızlandıracağından söz eden güzel yıldız birde baktık ki geçtiğimiz günlerde söylediklerinin tersine önce film, setlerine dönüş yapıvermiş. Başrol de olsa pek öyle iddialı bir yapım olamayan filmin setinde Zeren'i gördüğümüzde yanında kendisi gibi setlerden uzak kalan eski bir film yıldızı daha vardı. Fazla kilolarını attığını söylemesine rağmen yine de hayli tombiş sayılan Ayşen Cansev 'den başkası değildi bu yıldız. Filmin erkek oyuncuları ise Yusuf Sezgin ile Salih Kırmızı idi. Yani filmcilerin tabiri ile dördünü biraraya getirseniz ancak işi kurtarır dedirtecek cinsten bir kadro ile çekime başlanmıştı.. Yavuz Film adına çekilen ve yönetmenliğini Yavuz Özışıklar'ın üstlendiği filmin çekim programı her yönüyle güze...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sema Yardımcı İntikam İçin Assolist Oldu

Gazino sahneleri genç bir assolist daha kazanıyor... Üstelik bu assolist nikah masasından gazino sahnelerine transfer olan 21 yaşında taptaze bir bakire... ŞEY, genç kızlara ibret olacak bir evlilik dramını gün ışığına çıkartırken, adı önümüzdeki günlerde gazino neonlarının tepesine yazılacak Sema Yardımcı’yı da bir filmlik ve fotoromanlık deneyimine rağmen ilk kez tanıyacaksınız... Günlük gazetelerde çok okuduk “Bahtsız gelin” haberlerini. Ama böylesine ilk kez rastladık. Adını fotomodel - manken olarak duyurmaya çalışan bir kız gazino çevrelerinde “Assolist” olarak konuşulurken duyulmamış bir sosyete skandalı ortaya çıktı. Ünlü bir armatör ailesinin denizci oğlu Feyzi Oskay’ın nikah masasında bırakıp kaçtığı Sema Yardımcı’nın intikam uğruna assolist olmaya karar verdiği gazino çevrelerinde günün konusu şimdi. İlk sınavını Maksim Gazinoları’nda vereceği söylenen Sema Yardımcı’yı sahne tuvaletlerini diken ünlü modacı Gürna Çapa’nın yanında bulduk. Önceleri hiç konuşmak istemeyen “...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...