Ana içeriğe atla

Kadir İnanır Sokağa Çıkmadı

İnsanların, toplum tarafından tanınan, bilinen kişilere karşı zaafları, düşkünlükleri bir başka oluyor. Onları herkesten ayrı, erişilmez kişiler olarak görüyorlar. Ve bu sevgilerini, ilgilerini de ellerine geçen her fırsatta mümkün olduğunca kanıtlamaya çalışıyorlar...
Kadir İnanır'ın film çevirmek için gittiği Konya'da da bu durum değişmedi. Şerif Gören'in Burak Film adına çektiği ve Kadir İnanır'ın, başrolü sinemanın taçsız kraliçesi olarak ün kazanan Hülya Avşar'la paylaştığı ''Gün Doğarken'' adlı filmin konusu gereği, bazı sahnelerin Konya'da çekilmesi gerekince, tüm film ekibi Konya'nın yolunu tuttu... Filmin konusu ise kısaca şöyle: Konya'nın zengin bir müteahhit! olan Davut (Kadir İnanır), oradaki bir genelevde çalışan Nalanla (Hülya Avşar) tanışır. Nalan'ın Davut a karşı olan aşırı ilgisi. İkisi arasındaki ilişkiler ve çevrenin buna karşı olan ters tepkisi, buna bağlı olan sürpriz olaylar...
Ne var ki halkın sanatçılara gösterdiği aşırı tezahürat karşısında, film ekibi zaman zaman oldukça zorluklarla karşılaşıyor. Özellikle halkın Kadir İnanır'a olan sevgisi ve bu sevgilerini onu aralarına alarak, aşırı bir coşku göstererek kanıtlamaya çalışmaları önemli aksaklıklara neden oluyor...
Öyle ki, Kadir İnanır sadece tılm çekileceği zaman sokağa adımını atabiliyor... Yanılıp şaşırıp, şöyle bir gezeyim dese, neredeyse sonu gelecek ünlü aktörün. Çünkü sanatçı böylesine bir sevgi ve ilgi ve böylesine bir izdiham karşısında ezilebilir bile... Ama o yine de bütün insancıllığını ortaya koyarak film çekimi sırasında meydana gelen mecburi molalarda halkın arasına karışıyor ve onlarla bir bütün olmaya çalışıyor elinden geldiğince. Böylelikle film kararlaştırılan zamanı oldukça aşıyor ama Kadir İnanır da halkın gözünde daha bir değer kazanıyor...

Daha önce ''Yabancı'' adlı filmde İlk kez .bir araya gelen Kadir İnanır ve Hülya Avşar'ın gerek film çekimi sırasında, gerekse çekim dışında birbirleriyle büyük bir uyum içinde olmaları gözden kaçmıyor. Zaten üstünden bir-iki ay geçmeden yine birlikte ikinci filmlerine başlamaları da bunun en büyük kanıtı. Şu sıralarda her türlü güçlüğe rağmen ki bu güçlüklerin çoğu halkın aşırı ilgisinden kaynaklanıyor, filmin çekimi sürdürülüyor ve vizyona girdiği zaman da sinema seyircisi tarafından çok tutulacağı zannediliyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Hülya Koçyiğit'ten Veda

Hülya Koçyiğit eşi Selim Soydan ’la birlikte, sonbahara kadar dönmemek üzere İstanbul’a veda etti ve uçağa atladığı gibi gitti. Okulu nedeniyle kızları Gülşah’ı İstanbul’da bırakmak zorunda kalan çift, bir anlamda son aylarda ayrılacakları konusunda çıkarılan dedikodulardan da uzaklaşıp gidiyorlardı. Hülya Koçyiğit bu üç aylık yokluğu sırasında hem dinlenecek, hem de çalışacaktı. Yani, hem ziyaret, hem ticaret yapacaktı, önce, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kuşadası’na gidecek olan sanatçı, oradaki yazlık evinde 17 hazirana kadar dinlenecek. O tarihte Adana’ya gidecek olan Hülya Koçyiğit, 10 gün süreyle sahneye çıkacak. Adana’daki çalışması sona erdikten sonra tekrar Kuşadası’na dönecek olan sanatçı, temmuz başında gelecek olan kızı Gülşah’la birlikte bir süre daha tatil yapacak. Sonra ver elini Kocaeli Fuarı. Fuar’da sahneye çıkacak olan sanatçı, oradaki çalışması sona erince Samsun Fuarı’na gidecek, Oradaki çalışmasını da bitirdikten sonra sıra gelecek İzmir Fuarı’na. Kısaca...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Ajda Pekkan Konuşuyor

Kimisine göre Eurovision yenilgisinin getirdiği bunalımdan kimisine göre aşk ilişkilerindeki çıkmazdan büyük bir bunalıma itilmişti. Kimseyle görüşmek istemiyor, giderek kilo veriyor, gülmeyen yüzü, kuşkulu bakışlarıyla çok zaman bilinçsiz ve yanlış davranışlarda bulunuyordu. Bu sıkıntılı dönemini atiatamayacağım anlayınca her şeyi bırakıp kaçmak istedi. Günün birinde uçağa atladığı gibi Türkiye'den uçup gitti... Bazıları Londra'da olduğunu söylüyordu Ajda'nın... Ama kesin olarak kimsenin bildiği bir şey yoktu. Bir hafta Paris'te görülüyor, sonra Cenevre'de veya Zürih'de olduğundan söz ediliyordu. Beili ki, sıkıntısı, problemleri ülkesini terketmekle geçmemişti. Yerinde duramıyor, bir şeyler arıyor, aradığını bulamıyordu... İşte o günlerde ansızın bir akşam saatinde SES'e telefon etmişti Ajda... «Unutmak ve unutturmak istiyorum. Bıktım, usandım... En az altı ay gelmeyeceğim Türkiye'ye... Müziği seviyorum. 17 yıllık çocuğum benim. Kuşkusuz müzikten...

Oya Aydoğan Rahatsız Oldu

Film yapımcısı Nami Dilbaz ile sahneye çıkması yasak eşcinsellerden Talha Özmen’in arkadaşlıkları, dostlukları öylesine güçlüdür ki, karakolluk olmalarına rağmen bu arkadaşlık hiçbir zaman kopmamıştır... Nami Dilbaz’ın, Talha Özmen’den sonra diğer yakın kadın arkadaşı da Oya Aydoğan ’dır... Ve bu üçlü çoğu kez birlikte dolaşırlar, gezer, tozarlar. O gece de Este Gece Kulübü’ndeydiler... Nami Dilbaz’la, Talha Özmen, aralarında geçen bunca olaya rağmen son derece rahattılar. Ama onların ortalarına giren Oya Aydoğan ise, fotoğrafları çekilirken nedendir bilinmez son derece rahatsız oldu bu durumdan... Eliyle yüzünü kapatan ve ''Sakın çekmeyin" diyen Talha Özmen’le Nami Dilbaz’ın ortasındaki Oya Aydoğan neden bu durumdan rahatsız oldu dersiniz? Olsa olsa yanlış tanımlanmaktan korktuğu içindir başka ne olacak?.. (diğer haberler için aşağıdaki linke tklayın) Tozlumagazin.net