Ana içeriğe atla

Türkan Şoray Kendini Hazırlıyor

NİJAT ÖZÖN «Türk Sinema Kronolojisi» isimli kitabında, sinemanın Türkiye'ye girişini şöyle anlatır: «1895-96 (1895 ekim - 1896 şubat arası) İstanbul'un ünlü fotoğrafçılarından VAFİA- DİS, Lumiere Kardeşler'den «Cinema- tographe» konusunda bilgi istedi...»
Yıl 1970... Köprülerin altından çok, ama çok sular akmış, sularla beraber akan yıllar bir Türk sinema tarihini meydana getirmiştir.
Türk sinema tarihinde köy filimlerinin çok önemli bir yeri vardır. Hızı kilometrenin çeşitli rakamlarında dura dura günümüze kadar devam eden bu türün «Susuz Yaz», «Yılanların Öcü» gibi her karesine emek verilmiş, ter dökülmüş örnekleri sayesinde, Türkiye'nin dört bir köşesinde, kentte, köyde yaşayanlar yedinci sanatı biraz daha sevmişler, sinemayı meslek edinmiş bir çok artist de bu tür filimlerle yıldızlık tahtına kurulmuşlar veya tahta giden yolda emin adımlarla yürümeye başlamışlardır. Örnek mi istiyorsunuz? Öyle çok ki... İşte «Fabrika Kızı» filmiyle köylü dilberi tipleri arasında mekik dokumaya başlayan Muhterem Nur, işte «Susuz Yaz» bombası ile bir anda yıldız olan, adını Berlin'den bütün dünyaya duyuran Hülya Koçyiğit, işte son yıllarda inmekte olan grafiğini «Ezo Gelin», «Büyük Yemin», «Boş Beşik» gibi köy filimleri ile düzelten ve aniden atağa kalkan Fatma Girik... Ve işte bu türün değişmez üçlüsü: Yılmaz Güney, Fikret Hakan, Tugay Toksöz...
Önümüzdeki günlerde bu isimlere bir yenisini daha ekleyeceksiniz: Türkan Şoray... Evet Türk sinemasının taçsız kraliçesi, isminden çevirdiği filimlere, yaşayışına kadar her şeyi bir olay olan Türkan Şoray da sonunda aynı kompozisyonlarla, biribirinin benzeri hikayelerle seyircinin karşısına çıkmakla en azından seyircinin ilgisini kaybetmekle sonuçlanacağı gerçeğini anladı ve belirli kalıplardan sıyrılmak istedi. Yıllardan beri Türk sinemasında kadın yıldızların kuruldukları tahtı kimselere kaptırmayan Türkan Şoray, birkaç yıl önce çevirdiği, hayli başarılı bir kompozisyon çizdiği «Ana» filiminden sonra ikinci gerçek köy filmini çeviriyor. Sarıyer'le Kilyos arasına serpiştirilmiş minik köylerde Tanju Gürsu ve Nuri Aitınok ile beraber Acar Filim hesabına «Herkesin Sevgilisi» isimli filimde bir kadın çobanı canlandırıyor. Türk sinemasının taçsız kraliçesi önümüzdeki sinema sezonunda seyredeceğiniz köylü dilberi Türkan Şoray hakkında bakın nasıl konuşuyor:

- «Bu filim benim için ikinci basamak olacak. Yılların bana neler getireceğini bilemem, ama Türkan Şoray'ın yeni gelen yıllarla seyirciye yeni şeyler getirmesi lazım. Korkmuyorum. Sadece heyecanlıyım. Bakalım seyircim yeni Türkan Şoray'ı nasıl karşılayacak?» Evet, Türkan Şoray yeni kararların arifesinde kendini köy filimlerine hazırlıyor. Hem kendisinin de söylediği gibi korkmadan, cesaretle...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Rol Yapmayı Unutmuşlar

İki yıla yakın süredir gazino sahnelerinden ve film setlerinden uzak kalan Meral Zeren kendisine, çalışma izni vermeyen parasal aşkından koptuktan sonra fiziki bir değişimle ortaya çıktı. Önce assolist olarak sahnelere döneceğinden ardından plak çalışmalarını hızlandıracağından söz eden güzel yıldız birde baktık ki geçtiğimiz günlerde söylediklerinin tersine önce film, setlerine dönüş yapıvermiş. Başrol de olsa pek öyle iddialı bir yapım olamayan filmin setinde Zeren'i gördüğümüzde yanında kendisi gibi setlerden uzak kalan eski bir film yıldızı daha vardı. Fazla kilolarını attığını söylemesine rağmen yine de hayli tombiş sayılan Ayşen Cansev 'den başkası değildi bu yıldız. Filmin erkek oyuncuları ise Yusuf Sezgin ile Salih Kırmızı idi. Yani filmcilerin tabiri ile dördünü biraraya getirseniz ancak işi kurtarır dedirtecek cinsten bir kadro ile çekime başlanmıştı.. Yavuz Film adına çekilen ve yönetmenliğini Yavuz Özışıklar'ın üstlendiği filmin çekim programı her yönüyle güze...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sema Yardımcı İntikam İçin Assolist Oldu

Gazino sahneleri genç bir assolist daha kazanıyor... Üstelik bu assolist nikah masasından gazino sahnelerine transfer olan 21 yaşında taptaze bir bakire... ŞEY, genç kızlara ibret olacak bir evlilik dramını gün ışığına çıkartırken, adı önümüzdeki günlerde gazino neonlarının tepesine yazılacak Sema Yardımcı’yı da bir filmlik ve fotoromanlık deneyimine rağmen ilk kez tanıyacaksınız... Günlük gazetelerde çok okuduk “Bahtsız gelin” haberlerini. Ama böylesine ilk kez rastladık. Adını fotomodel - manken olarak duyurmaya çalışan bir kız gazino çevrelerinde “Assolist” olarak konuşulurken duyulmamış bir sosyete skandalı ortaya çıktı. Ünlü bir armatör ailesinin denizci oğlu Feyzi Oskay’ın nikah masasında bırakıp kaçtığı Sema Yardımcı’nın intikam uğruna assolist olmaya karar verdiği gazino çevrelerinde günün konusu şimdi. İlk sınavını Maksim Gazinoları’nda vereceği söylenen Sema Yardımcı’yı sahne tuvaletlerini diken ünlü modacı Gürna Çapa’nın yanında bulduk. Önceleri hiç konuşmak istemeyen “...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...