Ana içeriğe atla

Serpil Çakmaklı, Tarık Akan'la Aynı Filmde Olacak

Gün Serpil Çakmaklı’nın günü. Sinemada esmer starların evlerine çekilmeleri genç yıldız Çakmaklı’ya bir hayli yaradı. Peş peşe filmler çeken Çakmaklı son olarak bir yıl öncesine kadar birlikte oynamaya burun kıvıran Tarık Akan’ı da dize getirince haklı olarak büyük konuşmaya başladı...
Yeşilçam’da konuşulan yeni bir ikili var. Tarık Akan ile Serpil Çakmaklı. Ve bu ikilinin ilk kez birlikte film çevirmesi de başlı başına bir olay. Çünkü bir yıl öncesine kadar Tarık Akan genç yıldızı piyasa filmi çevirmekle suçlarken hiç bir şekilde birlikte kamera karşısına geçemeyeceklerini açıklamıştı. Ama aradan geçen süre Tarık Akan’ın iddialı sözlerini yutturdu. Ve yakışıklı aktör Türkiye pazarından çok Cannes Film Festivali ve dünya pazarı için hazırlanan “Kanın Namusu” adlı köy filminde Serpil Çakmaklı ile birlikte oynamayı kendi istedi. Bu yılın Altın Portakallı aktörü Hakan Balamir’in de rol alacağı filmin basın kokteyli geçtiğimiz Pazartesi günü Ziya Bar da yapıldı. Kokteyl boyunca Serpil Çakmaklı ile bir hayli içli dışlı olan Akan sık sık güzel yıldız için,
- “Bu film Serpil’in sinema çizgisinde aşama yaptıracak. Çok umutluyum. Serpil’in işe yaklaşımı çok olumlu” diyerek iltifat etti.
Kadir İnanır, Fatma Girik ve Nur Sürer’le birlikte Uşak’ta “Yılanların öcü” adlı filmini tamamladıktan hemen sonra Tarık Akan’la yine Anadolu’da kamera karşısına geçecek olan Serpil Çakmaklı’nın Yeşilçam’da büyük ilgi görmesi ise iddialı konuşmasına yetip arttı.
- ‘‘Özel yaşamımdaki bazı bağlantılar yüzünden sinemaya ara vermiştim, ama gördüğünüz gibi ne kadar uzaklaşsam benim yerim soğumuyor Yeşilçam’da. Çünkü ben her rolün kadınıyım. Bir genelev kadını olduğum gibi köylü güzelini de canlandırırım, evde kalmış dulu da oynarım. Benim hakkımda şarkıcılarla film çeviriyor diye eleştiri yapanlar şimdi birlikte film çevirmekten memnun olduklarını anlatıyorlar. Ama Tarık Akan gibi bir aktörle oynamaktan inanın son derece mutluyum. Hiç değilse diğerlerine nazaran yaptığı filmler daha sağlıklı ve gerçek bir sinema yapıtı. Avantür filmi de çevirse köy filmi de çevirse oyun gücüyle filme nitelik kazandıran bir aktör. Birlikte çok iyi film çıkartacağız. Göreceksiniz bu filmden sonra benimle ikinci kez film çevirme isteği Tarık’tan gelecek...”
Bu arada “Bana hiç bir erkek dayanamaz” diyerek son derece iddialı konuşan Çakmaklı Yeşilçam’da “Güvercin’in İntikamı” dizisini çekiyor. Kadir Inanır’dan sonra ikinci bölümde Tarık Akan çıktı.
"Tarık Akan pişman olmayacak"
Geçtiğimiz Pazartesi gecesi İstanbul’da sinema dünyasının buluşma yeri olan Ziya Bar’da düzenledikleri basın toplantısıyla Şerif Gören’in çekeceği “Kanın Namusu” adlı filmde ilk kez birlikte oynayacaklarını açıkladı Akan ve Çakmaklı. Hakan Balamir’in de rol alacağı “Kanın Namusu” adlı filmle Cannes Film Festivali’ne katılacaklarını açıklayan Tarık Akan’ın adeta bir uydusu olmuştu Çakmaklı. Yakışıklı aktörün yanından bir saniye ayrılmayan Çakmaklı kendinden son derece emin şöyle konuştu gece boyunca: “Tarık hiç pişman olmayacak. Benim için değişik bir oyun ve değişik bir deneyim. Ama “Yılanların Öcü”nden sonra kendimi bir kat daha aşacağıma inanıyorum. Sonunda Tarık Akan benimle ikinci kez kamera karşısına geçmeyi isteyecek...”
Bu kez Yılmaz Güney’siz savaşacaklar
Şerif Gören’in yöneteceği “Kanın Namusu” adlı filmle Cannes Film Festivali’ne ikinci kez katılacak olan Tarık Akan,Yılmaz Güney’in yapımı olan “Yol” filmindeki başarısını bakalım tekrarlayacak mı? Yine bir köy filmi ve kan davasını içeren filmde Tarık Akan, Hakan Balamir ve Serpil Çakmaklı bu kez Güney yandaşlarının desteği olmadan Türk sinemasını temsil edecekler. Dileğimiz Türk toplumundaki feodal yaşam kalıntılarını yansıtarak antipropaganda yaparken sanat düzeyimizin uluslararası ödül alabilecek düzeye eriştiğini göstermeleri...
Baba”lık provası
Kanın Namusu”nda ilk kez iki rolü birden üstlendi Tarık Akan. Bir aşiret reisi ile babasını aynı anda canlandıracak olan Tarık Akan’a özel makyaj uygulanacak. Basın kokteyline filmdeki tipiyle gelen Tarık Akan’ın ihtiyar halini merak edenler için daha önce yapılmış ihtiyar makyajlı halini bir kez daha yayınlıyoruz. Bu rolüyle oldukça iddialı olan Tarık Akan sinema için çirkinleşmekten hiç rahatsız olmadığını da özellikle belirtiyor...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kartal Tibet'le Bıyık Üzerine

Bıyık deyip geçmeyin hemen... Burnun hemen dibinde başlayıp üst dudağa paralel siyah bir çizgi çizen «bıyık» dediğimiz nesne cins cinstir, çeşit çeşittir. Kaytan bıyık vardır, pala bıyık vardır, badem bıyık vardır, pos bıyık vardır, douglas bıyık vardır, hatta pis bıyık bile vardır. Anlayacağınız hanımların biçim biçim, renk renk, çeşit çeşit saçları ve dahi saç modelleri varsa, biz erkeklerin de «bıyık» avantajı var. Üstelik bizimki öyle berberdi, kuafördü gibi beklemeli, masraflı değil. Bir makas, küçük bir ayna bıyığınıza istediğiniz biçimi vermek için yeter de artar bile! Şimdi, durup dururken bu bıyık meselesinden söz açışımız elbette sebepsiz değil. Biraz ilerimizde filim çevriliyor. O sahnenin çekimi biter bitmez Kartal Tibet yanımıza gelecek ve onunla «bıyıktan» bahsetmeye başlayacağız. Zihni temrin bizimkisi yani... Evet, sahne bitiyor, Kartal Tibet rejisörden izin alıp yanımıza doğru yürümeye başlıyor. Geldi... oturuyor... KARTAL TİBET VE BIYIK Kartal Tibet’te «bıy...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Orhan Gencebay'ın Spor Tutkusu

Spor adaleyi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda beynin bütün fonksiyonlarını da güçlendirir, dolayısı ile iradeyi ve mantığı sağlamlaştırır.» Orhan Gencebay birbirinden ağır halterleri kaldırır, bisiklette pedal çevirip ter atarken, bir yandan da bunları söylüyordu. Sanatçının periyodik spor çalışmasını yaptığı aletli jimnastik salonunda bir yandan resim çekiyor, bir yandan da spor üzerine söyleşiyorduk. Orhan Gencebay, pek çok sinema sanatçısında bile olmayan atletik bir yapıya ve fiziğe sahipti ve bunu sürekli spor yapmaya borçlu olduğunu söylüyordu. Sanatçı sporla çocukluk yıllarından bu yana devam edegelen ilişkisini şöyle anlattı: «Samsun'da ortaokul ve lise sıralarında 5-6 yıl aralıksız vücut estetiği ve güreş çalıştım. Kondisyonum çok iyiydi. O yıllarda biraz da Jiu-Jitsu çalıştım ama, o zamanlar Uzakdoğu sporları ülkemizde henüz çok yeni idi. Bu yüzden o yönde pek fazla gelişemedim. Her zaman çok yürür ve çok koşardım. Bu, sadece bana özge bir davranış değildi....

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Ajda Pekkan Konuşuyor

Kimisine göre Eurovision yenilgisinin getirdiği bunalımdan kimisine göre aşk ilişkilerindeki çıkmazdan büyük bir bunalıma itilmişti. Kimseyle görüşmek istemiyor, giderek kilo veriyor, gülmeyen yüzü, kuşkulu bakışlarıyla çok zaman bilinçsiz ve yanlış davranışlarda bulunuyordu. Bu sıkıntılı dönemini atiatamayacağım anlayınca her şeyi bırakıp kaçmak istedi. Günün birinde uçağa atladığı gibi Türkiye'den uçup gitti... Bazıları Londra'da olduğunu söylüyordu Ajda'nın... Ama kesin olarak kimsenin bildiği bir şey yoktu. Bir hafta Paris'te görülüyor, sonra Cenevre'de veya Zürih'de olduğundan söz ediliyordu. Beili ki, sıkıntısı, problemleri ülkesini terketmekle geçmemişti. Yerinde duramıyor, bir şeyler arıyor, aradığını bulamıyordu... İşte o günlerde ansızın bir akşam saatinde SES'e telefon etmişti Ajda... «Unutmak ve unutturmak istiyorum. Bıktım, usandım... En az altı ay gelmeyeceğim Türkiye'ye... Müziği seviyorum. 17 yıllık çocuğum benim. Kuşkusuz müzikten...