Ana içeriğe atla

Emel Sayın Telefon Başında

Emel Sayın’ın telefondaki yürekli itirafı
Serpil Öztaş, Azize Erdem, Nigar Candan, Tuğba Volkan
- Doğum yeriniz neresi ve yaşınız kaç? Burcunuz?
- “Sivas. Kırk yaşındayım ve Akrep burcundanım.”
Bahar Alakan, Hülya Küçüktürel
- Eskiyen elbiselerinizi ne yapıyorsunuz?
- “Çoğunu uzun zaman kullanırım. Bazılarını tanıdıklarıma hediye ederim.”
Ahmet Dursuner, Aytan Sönmez, Ayşe Sevgin, Beyhan Şener
- En sevdiğiniz şarkı?
- “Yorgunum yıllar, Gökten yağmur değil sevgililer yağsın.”
Aynur Tanyalı, Nigar Temiz
- Kaç kardeşsiniz? Kardeşleriniz de sizin kadar güzel mi, sanatçı mı?
- “Dört kardeşiz. Bir tek ben sanatçıyım. Bana göre hepsi çok güzel.”
Esma Çevik, Turgut Öz, Zeki Alaca, Osman Volkan, Saadet Gökpınar, Şengül Bozdağ, Ayşe Yılmaz, Ramazan Tunca, M. Ali Öztürk, Süleyman Ağıt
- Amerikalı bir işadamıyla evleneceğiniz doğru mu? Sahne hayatınız ne olacak? Amerika’ya mı yerleşeceksiniz?
- “Böyle bir olay var, ancak henüz evlenmeye karar vermedim. Evlenirsem hem Amerika’ya yerleşmem sözkonusu değil ama sanırım ikiye bölüneceğim. Yani Türkiye ile Amerika arasında. Bu arada sahneye çıkamam ama konserler veririm herhalde. Ama dediğim gibi daha düşünüyorum.”
Merve Deniz, Arsun Güven
- Hiç estetik ameliyat oldunuz mu?
- “Yalnızca burnumdan.”
Mesut Karamahmut
- Sanat yaşamınız hangi yılda başladı?
- “Sahneye 1963, sinemaya 1969 yılında başladım.”
Merve Koyutürk
- Şu anda çantanızda neler var?
- “Oldukça büyük bir çantam var. İçinde makyaj malzemelerimin bulunduğu bir çanta, gözlük, akide şekeri, para cüzdanım.”
- Cüzdanınızda kaç liranız var?
- “Ben yanımda pek para taşımam ama yine de bir bakayım, evet yirmi bin lira var.”
Saadet Gökpınar, Yavuz Gönan, Rüçhan Sim
- Sevdiğiniz çiçek ve tuttuğunuz takım?
- “Sümbülü çok severim ve Fenerbahçe’yi tutuyorum.”
Zuhal Şahlar
- Bir senelik evliyim ve hamileyim. Bir kız ve bir erkek ismi istiyorum sizden. Ne derseniz onu koyacağım.
- “Ali ve Ayşe.”
Mehmet Kadri Eyüboğlu,
- Ben beş yaşındayım. Sizi seviyorum, siz de çocukları seviyor musunuz?
- “Hem de çok.”
- O zaman çocuğunuzun adını Memoş koyun.
Emine Ilgıt, Aynur Karatay
- Ajda Pekkan ile aranızda sürtüşme var ve sanırım birbirinizi sürekli taklit ediyorsunuz? Neden? Yoksa siz de evliliğinizi gizlice aile arasında mı yapacaksınız?
- “Böyle bir sürtüşme yok, ama nedense öyle görünüyor. Aslında Ajda ile iyi bir arkadaşlığımız var. Benim nikah kararım henüz gerçekleşmediği için ne şekilde yapacağımı da bilemiyorum.”
Şencan Akbaş
- Abu Dhabi’de konserleriniz neden yayınlanmıyor?
- “Ah bunu ben de çok istiyorum. Dışişleri Bakanlığı ve TRT’nin ilgilenmesi gerekiyor, ben birşey yapamam ki. Umarım Şey Gazetesi aracılığıyla karşılıklı isteklerimizi duyarlar da ilgilenirler.”
Nuran Genç, Yüksel Alatay
- Lens veya gözlük kullanıyor musunuz? Bir de gözleriniz çok güzel ama, sağ gözünüzde kırmızı bir nokta var galiba.
- “Ne lens ne de gözlük kullanmıyorum. Lekeye gelince doğru. Ancak doktorlar önemsiz olduğunu ve ilgilenmememi söylediler. Onun için ben de görmüyorum artık onu.”
Suat Tekin, Aziz Özübek
- Dünyaya bir daha gelseniz sanatçı olur muydunuz?
- “Tüm şikayetlerime rağmen yine sanatçı ve Emel Sayın olmak isterdim.”
Özgür Ballı, Mukadder Sönmez, Nejla Tunagür
- Güzelliğinizi neye borçlusunuz?
- “Sevmeye ve sevilmeye.”
Sevgi Karataş
-Davi Younes’le Şey Gazetesi’nde çıkan resminizde üzgün bir haliniz vardı. Bu beraberlik mi yoksa resminizin çekilmesi mi sizi üzdü?
- “İkisi de değil... Galiba aşık oldum... Aşk güzel bir duygu ama insanı düşündürüyor... Zaten hâlâ düşünüyorum aşık mıyım diye... İki ay mühlet istedim. Bu süre zarfında da hep düşüneceğim. Sizi... Sîzlerden ayrılıp ayrılamayacağımı”
Lütfiye Korkmazkaya, Nazire Akkale, Belkıs Canyakar, Dilek Sebihe
- En sevdiğiniz üç şey?
- “Ailem, mesleğim, memleketim.”
Muzaffer Şevket (ve telefondan yayılan sanatçının son kasetinin nağmeleri)
- Size plağınızı dinletiyorum beğendiniz mi?
- “Tüm çalışmalarım sizler için, sizler beğendikten sonra.”
Ayten Yüksel
- Gazinoda sizi seyredecek paramız yok, konser vermeyi düşünüyor musunuz?
- “Şu sıralar çok yoğunum, ama en kısa zamanda gerçekleştirmeyi düşünüyorum.”
Levent Burhan - Demirbank İst. Şubesi
- Şu anda bankada sesiniz çınlıyor. Telefonumuzu megafona bağladık. Bizler ve müşterilerimiz yani hayranlarınız için iki satırcık şarkı söyler misiniz? (Emel Sayın belki de ilk defa telefonda şarkı söylemeye başladı)
- “Susamış topraklar gibi gönüller
Tükenmiş yokolmuş nerede sevgiler.”
Ayşe Arık - İzmir
- Sizi annemin yerine koydum. Size aşığım. Evimin her tarafında resimleriniz var. Fuar’a gelince yanınıza gelsem konuşur musunuz benimle.
(Bir yandan da ağlıyor )
- “Aa, ne demek tabii. Yalnız gözyaşların beni üzüyor. N’olur ağlama...”
Hanife Sözeri,
- Ben bir kayınvalideyim. Ve eminim ki, dünyanın en şanslı kayınvalidesi sizin kayınvalideniz olacak.
Sedef Merzeci, Handan Uysalar
- En sevdiğiniz yemek hangisi?
- “Etli yaprak dolması.”
İhsan Turan, Eyüp Er
- Muazzez Abacı ile aranızda niçin savaş var?
- “Gazino sanatçıları arasında çalışma sözkonusu olunca ister istemez rekabet doğuyor. Ama Abacı bunun dışında benim gayet iyi dostumdur.”
- Birgül Kurt
- David Younes ile nasıl tanıştınız?
- “Abu Dhabi’de bir arkadaş grubunda tanıştık.”
Tülay Basri
- Kadın - erkek eşitliği için ne düşünüyorsunuz?
- “Ben bu eşitliğe inanmıyorum. Erkekleri kadınlardan daha üstün varlıklar olarak görüyorum. Ama kadınların haklarının yenmesine de kesinlikle karşıyım. Gerektiği gibi davranılması şartıyla kadınların erkeklerin himayelerinde olmalarını doğru ve doğal buluyorum.”
Safa Özuzun, Tali Ariet Tüfekçioğlu
- Özel zevkleriniz nelerdir?
- “Çalışmalarımın arasında fırsat bulursam evde yalnız kalıp Batı müziği dinlemeyi çok seviyorum. Beni en çok dinlendiren ve en büyük zevki veren şeydir bu.”
Mehmet Körler
- Evinizi kim dekore etti?
- “Önce Erol Kataş, sonra bir iki ufak değişiklik için Şinasi bey.”
Safiye Kızılboğan, Yüksel Güven, Naciye Gülsoy, Gül Üçpınar
- Sadece sesinizi duymak için aradık. Şarkılardaki gibi güzel.
Selin Erdem (5 yaşında)
- Napıyorsun Emel abla?
- “Ah, bende çıkacaktım. Senin telefonunu bekliyordum iyi ki aradın canım.
Simavi Kılıç, Emine Sadıkoğlu, Sevda Şensoy, Nihal Şensoy, Mehmet Güleryüz, Mesut Karamahmut, Filiz Akay, Nuray Bayrak, Diler Temur, Hüseyin Ermiş.
- Emel hanım bir resminizi imzalayıp gönderir misiniz?
- “Tabii verin adresinizi...”
Hülya Küçüktürel
-Emel hanım, bedenim kırk. Aynı sizin gibi. Eskimiş elbiselerinizi ne yapıyorsunuz? Çok ihtiyacım var bana yollar mısınız?
- “Ben çoğunu uzun zaman kullanırım ve yakınlarıma hediye ederim ama verin adresinizi size uygun olacak birkaçını yollayayım.”..(diğer haberler için aşağıdaki linke tklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kartal Tibet'le Bıyık Üzerine

Bıyık deyip geçmeyin hemen... Burnun hemen dibinde başlayıp üst dudağa paralel siyah bir çizgi çizen «bıyık» dediğimiz nesne cins cinstir, çeşit çeşittir. Kaytan bıyık vardır, pala bıyık vardır, badem bıyık vardır, pos bıyık vardır, douglas bıyık vardır, hatta pis bıyık bile vardır. Anlayacağınız hanımların biçim biçim, renk renk, çeşit çeşit saçları ve dahi saç modelleri varsa, biz erkeklerin de «bıyık» avantajı var. Üstelik bizimki öyle berberdi, kuafördü gibi beklemeli, masraflı değil. Bir makas, küçük bir ayna bıyığınıza istediğiniz biçimi vermek için yeter de artar bile! Şimdi, durup dururken bu bıyık meselesinden söz açışımız elbette sebepsiz değil. Biraz ilerimizde filim çevriliyor. O sahnenin çekimi biter bitmez Kartal Tibet yanımıza gelecek ve onunla «bıyıktan» bahsetmeye başlayacağız. Zihni temrin bizimkisi yani... Evet, sahne bitiyor, Kartal Tibet rejisörden izin alıp yanımıza doğru yürümeye başlıyor. Geldi... oturuyor... KARTAL TİBET VE BIYIK Kartal Tibet’te «bıy...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Orhan Gencebay'ın Spor Tutkusu

Spor adaleyi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda beynin bütün fonksiyonlarını da güçlendirir, dolayısı ile iradeyi ve mantığı sağlamlaştırır.» Orhan Gencebay birbirinden ağır halterleri kaldırır, bisiklette pedal çevirip ter atarken, bir yandan da bunları söylüyordu. Sanatçının periyodik spor çalışmasını yaptığı aletli jimnastik salonunda bir yandan resim çekiyor, bir yandan da spor üzerine söyleşiyorduk. Orhan Gencebay, pek çok sinema sanatçısında bile olmayan atletik bir yapıya ve fiziğe sahipti ve bunu sürekli spor yapmaya borçlu olduğunu söylüyordu. Sanatçı sporla çocukluk yıllarından bu yana devam edegelen ilişkisini şöyle anlattı: «Samsun'da ortaokul ve lise sıralarında 5-6 yıl aralıksız vücut estetiği ve güreş çalıştım. Kondisyonum çok iyiydi. O yıllarda biraz da Jiu-Jitsu çalıştım ama, o zamanlar Uzakdoğu sporları ülkemizde henüz çok yeni idi. Bu yüzden o yönde pek fazla gelişemedim. Her zaman çok yürür ve çok koşardım. Bu, sadece bana özge bir davranış değildi....

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Ajda Pekkan Konuşuyor

Kimisine göre Eurovision yenilgisinin getirdiği bunalımdan kimisine göre aşk ilişkilerindeki çıkmazdan büyük bir bunalıma itilmişti. Kimseyle görüşmek istemiyor, giderek kilo veriyor, gülmeyen yüzü, kuşkulu bakışlarıyla çok zaman bilinçsiz ve yanlış davranışlarda bulunuyordu. Bu sıkıntılı dönemini atiatamayacağım anlayınca her şeyi bırakıp kaçmak istedi. Günün birinde uçağa atladığı gibi Türkiye'den uçup gitti... Bazıları Londra'da olduğunu söylüyordu Ajda'nın... Ama kesin olarak kimsenin bildiği bir şey yoktu. Bir hafta Paris'te görülüyor, sonra Cenevre'de veya Zürih'de olduğundan söz ediliyordu. Beili ki, sıkıntısı, problemleri ülkesini terketmekle geçmemişti. Yerinde duramıyor, bir şeyler arıyor, aradığını bulamıyordu... İşte o günlerde ansızın bir akşam saatinde SES'e telefon etmişti Ajda... «Unutmak ve unutturmak istiyorum. Bıktım, usandım... En az altı ay gelmeyeceğim Türkiye'ye... Müziği seviyorum. 17 yıllık çocuğum benim. Kuşkusuz müzikten...