Bir çoklarının ölçülerine göre Barbra Streisand’ı «Dünyanın
en mutlu kadınlarından biri,» diye tanıtmak gerektir. Öyle ki.
genç kadın şöhretin zirvesine ulaşmış, milyarlara varan
serveti var, milyarlarca insan onu beğeniyor, binlerce erkek
ayaklarına kapanmaya hazır bekliyor. «Eh,» diyeceksiniz.» «Bir
insan genç yaşta bütün bunlara kavuşursa Tanrı'dan başka ne
isteyebilir. Belasını mı?
Hayır,
Barbra Streisand, Tanrı'dan sadece ve sadece mutluluk istiyor,
gerçek mutluluğu... Kazandığı milyonlarca dolar, çevirdiği
filimler, hakkında söylenen güzel sözleri sinema dünyasında
edindiği yüksek mevki ve elindeki imkanların hiç biri Barbra’nın
özlemini çektiği mutluluğun yerini alamıyor. Filim setlerinde
hep tatlı tatlı gülümsemeye çalışan genç yıldızın gerçekte
içinin kan ağladığını bilenler ona yardım etmek istedikleri
halde ellerinden bir şey gelmediği için genç kadının ıstırabına
seyirci kalıyorlar.
Barbra
da derdini sadece yakınlarına açıkiıyor. Yabancıların yanında
canının sıkıntısını belli etmemeye çalışıyor. Genç
kadının bu derece üzgün olmasının, hiç bir şeyden zevk
alamamasının tek sebebi ise, kocası Elliot Gould...
Geçen
şubat ayında Barbra Streisand ile eşi Elliott Gould aralarında
bir anlaşmaya varmışlar ve bir süre birbirlerinden ayrı yaşayıp
evliliklerinin geleceği hakkında kesin karara varmak istemişlerdi.
Daha doğrusunu söylemek gerekirse bu teklifi Elliott Gould yapmış
ve Barbra'ya da kocasının kararına boyun eğmekten başka yapacak
iş kalmamıştı. Oysa genç kadın kocasından değil, bir süre
ayrı yaşamayı, ondan birkaç saat bile ayrı kalmayı istemiyordu.
Barbra
ile Elliott henüz şöhretin eşiğinde oldukları devrede tanışıp
sevişmişler ve mutlu bir yuva kurmuşlardı. Genç karı - koca
aynı zamanda sefalet arkadaşı da oldukları için, aradan zaman
geçip de sıkıntılı günler geride kalınca, aralarındaki sevgi
ve bağlılığın daha da artacağını sanıyorlardı...
Oğulları Jason
doğduktan sonra karı- koca ideal bir çift olarak dikkati çekmeye
başlamıştı. Bu arada Barbra kocasının çeşitli bahanelerle
kendisinden uzaklaşmak istediğini de fark etmiyor değildi. Genç
aktör, sinemada şöhretini arttırdıkça eşinden uzaklaşmaya
başlamıştı. Eğer Elliott Gould sinema dünyasında kendisine bir
isim yapamayıp da, karısının şöhretinin gölgesinde «Bay
Streisand» olarak yaşamak zorunda kalsaydı, genç adamın bu
hareketi bir dereceye kadar tasvip edilecekti. Fakat tam tersine,
Elliott Gouitf'da filimcilerin aradıkları, rağbet ettikleri genç
aktörlerden biriydi. Hatta Barbra Streisand'ın çok seyrek filim
çevirmesie karşılık Elliott Gould bir yıl içinde dört beş
filim çevirerek rekor da kırmıştı.
Barbra Streisand'ın
evli bir kadın olduğunu unutup dedikodu yaratacak şekilde hareket
ettiği ve bu yüzden de kocasının ondan ayrılmak istediği de
ileri sürüldü. Genç kadının Kanada Başbakanıyle pek samimi
pozlarda resim çektirmesi, bu dedikoduların alevlenmesine yetti.
Ancak gerçekte durum hiç de sanıldığı gibi değildi. Barbra,
kocasının onu terk etmesinden sonra biraz avunmak ve biraz da
Eiliott’u kıskandırıp evine dönmeye zorlamak için bu tedbire
baş vurmuştu.
Elllott
Gould ise, karısının davranışlarıyle hiç ilgilenmiyor, evinde
köpek besleyerek sakin bir hayat sürmeye çalışıyordu. Genç
aktörün şöhreti arttıkça, kadınlar arasında da itibarı
artıyordu. Ama bu genç adam karısından resmen boşanmadan yeni
maceralara girişmeye pek de niyetli değildi.
Bir
gazeteci Elliott Gould'a karısını niçin terk ettiğini sorduğu
zaman «Onunla bir çatı altında yaşamaya daha fazla
dayanamayacağımı anlamıştım,» dedi. «Şimdi karımla dargın
değilim. Sık sık oğlumuz Jason'u da yanımıza alıp gezmeye
çıkıyoruz. Gerekince buluşup çeşitli toplantılara gidiyoruz.
Fakat yollarımız ayrıldı.»
Barbra ise kocasının,
günün birinde geri döneceğinden ümitli. Zaten bu ümit olmasa
Barbra'nın belki de yaşama gücü kalmayacak. Ama Elliott Gould,
Barbra'ya dönecek mi? Elliott'u tanıyanlar, buna hiç ihtimal
vermiyorlar, Elliott, Barbra'yı terk ettikten sonra sevilen bir
yıldız oldu,» diyorlar...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder