Ana içeriğe atla

Yasak Aşk Bitiyor Mu?

FERDİ TAYFUR ÜÇ ÇOCUĞUNU YANINA ALDI
Altı yıllık Necla Nazır-Ferdi Tayfur beraberliği, daha doğrusu "yasak aşk''ı, çeşitli aşamalar göstererek, fakat kopmayan, zayıflamayan bir biçimde yedinci yılına girerken, önemli ölçüde değişimlere sahne olmaya başladı.
Yasak aşk yaşamasına rağmen, sevilen ve milyonların taptığı bir insan olan Ferdi Tayfur, ününe, efendi kişiliğini ekleyip, hiçbir sansasyonun kahramanı olmayınca, evli olduğu halde Necla Nazır'la sadakat çerçevesi içinde yürüttüğü yasak aşkını da böyle şeyleri asla affetmeyen topluma kabullendirmişti.
Günler günleri, yıllar yılları kovalarken, aynı zamanda öz çocukları olan Funda ve Tuğba ile sonradan nüfusuna geçirdiği Timur'u bir gün olsun ihmal etmeyen Ferdi Tayfur, son zamanlarda gittikçe büyüyen ve bazı şeylere akılları ermeye banlayan çocuklarına daha da düşkün oldu... Nitekim, film çevirmek için gittiği Kuşadası'na, çocuklarını da götüren Ferdi Tayfur'un, set arasında ve filmden arta kalan zamanlarda gözü çocuklarından başka kimseyi görmedi... Onlarla güldü, onlarla kucaklaştı, onlarla çocuklaştı, onlarla eğlendi... Ferdi Tayfur'un üç çocuğu Timur, Funda ve Tuğba ile bu denli ve her zamankinden daha çok kenetlendiğini görenlerin ve çocukların da babalarının yanına gittiklerini bilenlerin, kafasında "Yasak aşk bitiyor mu?" şeklinde soru çivilendi... Onlar, bu soruya cevap ararlarken, Ferdi Tayfur'un üç çocuğuyla birlikteki fotoğrafları ilk kez ve yalnız ŞEY için görüntülendi... Ve Ferdi Tayfur ile çocuklarının mutluluğu yine ilk kez böylece segilendi...
HER ŞEY BİR YANA ÇOCUKLARIM BİR YANA
Ferdi Tayfur adını 50 milyonluk Türkiye'de bilmeyen yok.. Fakat daha yakından tanıyanlar, onun efendi kişiliğini, sorumluluklarını hiçbir zaman unutmadığını, Necla Nazır'la birlikte olmasına rağmen, bir gün olsun karısına karısına ve çocuklarına sırt çevirmediğini söylerler, anlatırlar. Bütün bu söylenenlerin ve anlatılanların hepsi doğrudur. Ve "yasak aşk''ın içine girdiği altı yıldan bu yana da bir gün olsun Ferdi Tayfur, çocuklarına kendi yokluğunu hiçbir zaman hissettirmemiştir. Evlat sevgisi, Ferdi Tayfur için her şeyin üstündedir... Ne Zeliha, ne de sevgilisi Necla Nazır, Ferdi Tayfur'un çocuklarına olan sevgisinin üzerine çıkamamıştır... Ve Ferdi Tayfur, bu sevgiyi, çocuklarına olan düşkünlüğünü her zaman şöyle dile getirir: ''Çocuk sevgisinin ne olduğunu ancak çocuğu olanlar bilir... Öylesine tatlı yaratıklar ki, hiçbir şey onların yerini tutamaz... Benim çocuklarım bana baba olmanın mutluluğunu tattırıyorlar. Onlar için canımı veririm... Çocuklarım bir yana, her şey bir yana...''
NECLA NAZIR 6 YILLIK YASAK AŞKINI BİTİRMEK İÇİN HER ŞEYE RAZI...
Evet, ''Yasak aşk bitiyor mu?''... Bu soruya içtenlikle önce cevap vermek isteyen kişi kuşkusuz Necla Nazır... Beraber olduğu erkeğin kendisine olan sevgisine karşı, o da en az onun kadar seviyor, en az onun kadar bağlı büyük aşkına... Elinden gelse, yasak aşkı bitirmeye ve Ferdi Tayfur'la evlenip, kendi kuracağı yuvanın sahibesi olmaya, Tayfur soyadını almak için herşeye razı... Hatta ve hatta; mutluluğu uğruna bunca yıl savaş verdiği sinemadan, sahneden kopmaya, şan, şöhretten uzaklaşmaya ve sade bir yaşamı seçmeye bile... Zira bulduğu mutluluğa, bedelini ödediği aşkına, kara leke getirmemek için uğraş verdi bunca yıl... Her türlü dedikodudan, yaşadığı ortamını insanı mahveden acımasız çarklarından beraberliğini kurtarmak için, çeşitli fedakarlıklara katlandı.
Ferdi Tayfur, Kuşadası'nda film çevirirken, kendisi de İzmir'de "Şen Sazın Bülbülleri" müzikalini oynuyordu ve bütün yorgunluğuna rağmen, her gün Kuşadası'na gitti geldi. Ve müzikal biter bitmez de, doğruca sevdiği adamın yanına koştu ve onun çocuklarıyla sanki kendi çocuklarıymış gibi kucaklaştı... Tuğba, Funda ve Timur da Nede Nazır'ı çok seviyorlar... Hatta, ona "Ceylan Abla" diyorlar. O da en az Ferdi Tayfur kadar düşkün bu çocuklara... Bu düşkünlüğünü ''üçüne de kendi evladımmış gibi bakarım" diyerek, dile getirirken de herhalde aşkın biteceği günleri düşlüyor...
''CEYLAN'' İŞİ SAĞLAMA ALIYOR...
Ferdi Tayfur'un dünyasındaki kişilere olan sevgisi, hiçbir zaman herşeye rağmen değişmedi... Karısı Zeliha Bayburt'a, çocuklarına, Necla Nazır'a ve annesine... Çünkü Ferdi Tayfur ünlü ve şefkat dolu bir baba, sorumluluklarını her şeye rağmen bilen bir koca, içi aşk dolu sevgili ve hayırlı bir evlattı her zaman...
Aynı şeyler Necla Nazır'ın da dünyasında vardı, özellikle Ferdi Tayfur'un annesi Şerife Hanım'a "anne'' diyor, başka bir şey demiyor, bir dediğini iki etmemek için çırpınıyor, onun üzülmemesi ve kırılmaması İçin saygısında, sevgisinde kusur etmiyordu. Halen de etmiyor.
Ferdi Tayfur'un annesi de Necla'yı çok seviyor. Asıl gelini Zeliha Bayburt'u nasıl seviyorsa, Necla Nazır'ı da öyle... Çocukların ''Ceylan" ablası, Necla Nazır'ın, nikahsız da olsa kayınvalidesi, anası gözüyle baktığı Şerife Turan Bayburt'a olan sevgisini, saygısını gören Ferdi Tayfur'da, bu nedenlerden dolayı ''Necla'sı''na delicesine bağlı... Bütün bunlardan, bu nedenlerden sonra da Necla Nazır'ın işi sağlam... ''Belki bir gün'' diyor, ama hemen de karşıtını ilave ediyor "Belki de her gün" diyerek...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi

Turgut Akyüz Kör Kurşunun Hedefi Oldu

16 Şubat Çarşamba günü büyük bir acı yaşandı gazino dünyasında. Stardust Gece Kulübü sahibi Turgut Akyüz, Abbas Heybetli tarafından tabanca ile vurularak öldürülmüştü. Olayın nedenleri konusunda çok şey söylenmiş, iddialar arasında, gazino patronlarının Gönül Yazar'a sahne boykotu uygulama kararı aldıkları halde Turgut Akyüz'ün bu kararı hiçe saymasının olaya neden olduğu iddiası bile yer almıştı. Oysa olay gecesi gazinoya arkadaşları ile gelen Abbas Heybetli, olay sırasında söylediği şeyleri, 22 Şubat Salı günü Fatih'de yakalandıktan sonra da ileri sürmüş ve, «Yengem Muazzez Abacı'nın söylediği 'Yasemen' şarkısını o an Gönül Yazar'ın okumasına dayanamadım. Çünkü o şarkıyı yengem tanıtmıştı ve bestecisinden sonra onun sayılırdı. Bu yüzden Gönül Yazar'ı uyardım. Ama Turgut Akyüz çok sert bir şekilde müdahale etti, içkiliydim ve kendime hakim olamadım» demişti. Neden ne olursa olsun, o akşamki bir öfke her iki tarafın da acı çekmesine yetmişti so

Murat Soydan Çabuk Unuttu

Murat Soydan ile Ankaralı flörtü Tanju Moltay arasındaki gizli arkadaşlığı bugüne kadar hiçbir gazete ve mecmuada yayınlanmamış fotoğrafları ile mecmuamızın 48'inci sayısında yayınladığımız zaman şöyle bir başlık koymuştuk: «Düğüm haziranda çözülecek.» Oysa düğüm 48 sayılı mecmuamız Murat Soydan'ın eline geçtiği cuma sabahı çözüldü ve Soydan hiç görmediğimiz ve tahmin edemeyeceğimiz bir sinirlilik içinde bize aynen şunları söyledi: - «Tanju Moltay hanım ile aramdaki her şey bitmiştir. Kendisine imzaladığım fotoğrafımı mahremiyetimizi çiğneyerek mecmuanıza vermesini affedemiyorum. Bunu yapmamalıydı.» Murat Soydan'ın bu şekildeki konuşmasına pek hayret etmiştik. Acaba aylardan beri konuştuğu, mektuplar yazdığı, zaman zaman da İstanbul’da veya Ankara'da buluştuğu Tanju Moltay ile sırf o imzalı fotoğrafı mecmuamıza verdiği için mi kopmuştu? Ve böyle kırıcı konuşmuş tu, yoksa, işin içinde daha başka şeyler de var mıydı? GÜLER SAMURAY ADI ORTAYA ÇIKINCA... Ge

Sevda Ferdağ ve Tamer Yiğit Niçin Ayrıldılar?

SUADİYE’DEYİZ. Bir bahçede Sevda Ferdağ'la karşılıklı oturmuş konuşuyoruz. Bir ara belli etmeden saate bakıyorum. Tam tamına 18.00.. Akreple yelkovan kadran içinde ince bir çizgi haline gelmişler. Sevda gözlerini yere indirmiş, öyle bakıyor. Sanırsınız ki yerdeki çakıl taşlarını sayıyor dikkatle. Ben içimden, «Demek tam 25 saat olmuş.» diyorum. Evet, 25 saat önce İstanbul'da, Yeşilçam sokağında bir arabanın içinde Tamer Yiğit’le buluşmuşuz. Tamer'le konuştuklarımız aklıma geliyor bir bir... TAMER YİĞİT NE DİYOR? Tamer Yiğit, «Sevda Ferdağ'la ayrılmışsınız?» deyince hiçbir şey demeden yere bakmıştı, tıpkı şimdi karşımda duran Sevda gibi.. Demek doğru, bir itiraz sesi yükselmediğine göre ayrılmışlar. Peki ama niye? Bunu sorunca cevap alamamıştık. Azıcık kenardan dolaşıp ağzından laf almaya, ayrılışlarının 'nedeni'ni bulup çıkarmaya gayret etmiştik, ama nafile. Tamer’in bu konuda söylediği cümleleri yanyana getirince ortaya şunlar çıkıyordu sadece: - «Ayrı