Palyaçolar...
Enstrümanlar arasında bir kırık keman neyse, kendi alanında da
odur palyaço... Komiktir, eziktir, ezikliği içinde sevimli, gücü
güçsüzlüğünde olan, suratı boyalı bir «gülünç» adamdır.
Sever, sevilmez; güldürür, gülmez...
Nejat Uygur'la birlikte
İsmail Biret'in Dormen Tiyatrosunun fuayesinde açtığı
«Palyaçolar» sergisini geziyoruz. Duvarlarda ezik adamlar asılı
tümen tümen... 1943 doğumlu, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu
İsmail Biret'in bu ikinci «Palyaço» sergisi. İlkini, 1966
ocağında yine aynı yerde açmış. Sonra bir dolu iş yapmış,
palyaço resmi çizmenin dışında. İstanbul Belediyesi
Konservatuvan'nda okumuş, Cep ve Akademi tiyatrolarında «amatör
tiyatroculuğun» zevkini tattıktan sonra Ulvi Uraz topluluğunda
profesyonelliğe bulaşmış. Grup 6 Sanat Topluluğunu kurmuş, 1963
ve 64'te Erdek Festivali'ni düzenlemiş, Arena'da «aktör ve
dekaratör» olarak çalışmış, Ulvi Uraz'da rejisörlük de
yapmış, «İttihad - Terakki» oyununda Cavit bey rolünü oynamış,
«Hababam Sınıfı Sınıfta..» kalırken o da tiyatrodan ayrılmış.
Halen grafik ressamı ve karikatürist olarak çalışıyor. Bir
yandan da yıllanmış tutkusunu sürdürüyor, gücü güçsüzlüğünde
olan, suratı boyalı gülünç adamlar, palyaçolar yapıyor..
Nejat
Uygur da yapar palyaço resimleri.. Fuayede, sergiyi gezdikten sonra,
«Tanırım İsmail Biret»i diyor. «Bu konuda dünya çapında bir
sanatçıdır o...» Etrafımızda çeşit çeşit, renk renk palyaço
resimleri, karşımızda palyaço resimleri yapan bir tiyatro
sanatçısı. Aklımıza geleni soruyoruz: «Nejat bey, siz niye
palyaço resimleri yaparsınız?»
-
«Palyaço ezik insandır,» diyor Uygur. «Kendini komik hale
sokacak, ezdirecek, yuvarlanacak ve bütün bunları yaparak halkı
güldürecektir. Bulunduğu toplulukta da kaderini yaşar. Mesela bir
kıza aşık olur, o kızı güzel vücutlu cambaz kapar. Palyaço da
köşesinde aşkını içine atar.»
Ve serginin girişinde
Ayhan Kırdar'ın Palyaço üzerine dörtlükleri var. İşte
bunlardan biri:
«Kahkahayı dantel
gibi örenler
Örsle çekiç
arasında ezilenler
Aydınlık olsun
diye günleri insanların
Kendi fenerlerini
başkalarına verenler.»
Biraz
sonra, yine aynı yerdeyiz. Bu defa sergiyi Semih Sezerli ile
geziyoruz. Semih Sezerli de ressam. Üstelik o da palyaço resimleri
yapar. Ayrıca yabana atılmayacak bir «palyaço bibloları»
koleksiyonuna sahiptir. O da sergiyi geziyor, İsmail Biret'le
tanışıp onu tebrik ediyor. İsmail Biret, eşi Bimur Biret ve
Sezerli bir süre palyaçolar üzerine konuşuyorlar. Tiyatro
sanatıçsı İhsan Yüce de orada, o da katılıyor konuşmaya.
Sergiden ayrılırken
Ayhan Kırdar’ın bir başka dörtlüğünü okuyoruz:
''Kahkaha satarım ben
Kucağımda minicik bir
saz
Öyle çok ki
alıcılarım
Birşey bana kalmaz''
...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder