Otomobil
asfalt yoldan sola saptı. Büyük, sekiz katlı apartmanın önünde
durdu, içinden inen iki kişi asansörle altıncı kata çıktı.
Kapısında ışık yanan dairenin ziline bastı biri. Yanındakinin
elinde seyyar bir sinema makinesi vardı. Kapıyı hizmetçi açtı.
İki kişi içeri girdi. Uç genç kızla bir genç kadın iki erkeği
bekliyordu. Kısa birkaç cümleden sonra perdeler kapatıldı. Duvar
dibindeki büfenin üzerine konan 16 milimetrelik, sesli sinema
makinesi çalışmaya başladı. Yemek masasında servis hazırdı.
Ama kimse yemeklere bakmıyor, fildişi renkli duvardaki filmi
seyrediyordu. Sigaralar yakılmış, bazıları içki kadehleri
ellerinde, gözleri duvarda içmeye başlamıştı.
Filimdeki kahraman bir
genç kızdı. Okuldan diploma aldığı gün babası bir ziyafet
tertipliyor. Fakat aynı mutlu günde babaya inme iniyor ve genç kız
çalışmak için iş aramaya başlıyordu. Nihayet zengin bir köşkte
mürebbiye oluyor. Fakat, anasız kızın da hasta olduğunu
görüyordu. 14 yaşındaki kızı gizlice tedavi ettiriyordu. Evin
sahibi, şakakları beyazlanmış erkek, mürebbiyeye evlenme teklif
ediyor ve evleniyorlardı. Üvey kızını tedavi ettiren üvey ana,
bu «gizli tedavi» yüzünden yersiz şüpheleri üzerine çekiyor
ve iftiraya uğruyordu. ilk esini kaybeden baba, genç karısını ve
kızını doktorla birlikte görünce şüpheleri büsbütün
artıyor. Fakat bir gün doktor, evin kızının iyileştiğini ve
röntgen filimleriyle tahlil raporlarını göstermek istiyor. Üvey
ana hastaneye koşuyor. Bu müjdeyi yakından öğrenince sevincinden
kızının doktoruna sarılıp yanaklarından öpüyor. Tam bu sırada
içeri giren şüpheci koca bu durumu görünce genç karısını
sokaklara atıyor ve Avrupa'ya gidiyordu.
Filmin
ikinci yarısı, genç kadının çiçek satarak sokaklarda geçinmeye
çalışmasını ve nihayet alkolik olup sürünmesini gösteriyordu.
Aka
Gündüz'ün romanı «Üvey Ana» nın özel olarak gösterildiği o
gece filim bittiği zaman Hülya Koçyiğit katıla katıla ağlamaya
başlamıştı.
-
«Hiç bir filmimin tesirinde bu kadar kalmadım» diyordu.
Sofraya
oturdukları zaman konuşan hep Hülya idi.
-
«Birkaç gün önce Türkan Şoray'ın daveti üzerine evine
gitmiştik; hastaydı, yataktaydı. Ona bu filimden bahsettim:
«Kendimi bu alkolik kompozisyonuna o kadar kaptırmışım ki, su
yerine içki içtiğimi söyledim» diyordu.
O
gece «filim şerefine verilen ziyafet» te de Hülya Koçyiğit bol
bol içki içti. Önce bardağının dibine rakıyı koyuyor, sonra
aynı miktar su ilave ediyor ve kırk yıllık akşamcılar gibi bir
yudumda yuvarlıyordu, üstüne hemen beyaz peyniri, diğer mezeleri
alıyor ve sigarasından uzun uzun nefesler çektikten sonra dumanını
savuruyordu. Bir aralık eli titremeye başlamıştı. Biz bir köşede
konuşurken o dalıp gitmişti. Fotoğrafını çektiğimiz zaman
haberi olmadı. Annesi fısıldar gibi konuştu:
-
«Son günlerde hep bu alkolik Hülya'nın tesirinde... Filmin
yarısında, tam 15 gün sabahtan akşama kadar alkolik rolü oynadı.
Hastanede alkolizm müptelalarını inceledi. Hani 'havasına girmek'
diye bir şey var ya? Hülya, kendini rolüne o kadar kaptırdı ki,
zaman zaman böyle dalıp gidiyor...»
«Üvey
Ana» nın rejisörü ve filmi evde gösteren Ülkü Erakalın hep
Hülya ile meşguldü. Bir aralık başka misafirler geldi. Fırsat
bulup sorduk. «Ben böyle şey şimdiye kadar görmemiştim. Hülya,
kendi kontrolünü hiç kaybetmemişti. Fakat bu romanla o kadar
haşır neşir oldu ki, sonu böyle hallere vardı» dedi.
Biz
evden ayrılırken Hülya Koçyiğit, donuk gözlerle içkisini
yudumluyordu. Ertesi günü telefonla durumunu sorduk. Melek
Koçyiğit:
-
«Bir psikolog doktor getirdik. Muayene için epeyce sohbet etti.
Sordu, araştırdı. Sonunda 'Herkesin başına gelebilir. Kendini
rolüne fazla vermek ve çok çalışıp yorulmaktan dolayı olmuş’
dedi. Şimdi verdiği ilaçları, Hülya'ya göstermeden yediği,
içtiği yiyeceklere koyuyoruz» cevabını verdi.
Hülya
Koçyiğit ile birlikte seyrettiğimiz filimdeki alkolik kadın
sahneleri gerçekten olağanüstü güzellikteydi. Öteden beri
Hülya'nın en iyi kadın sinema oyuncusu olduğuna Yeşilçam'da
inanılır. «Susuz Yaz» ın unutulmaz oyuncusunun son yıllarda hep
kötü filimlerde, zayıf rollerde oynadığı ileri sürülüyordu.
Artık bu iddia da kuvvetini kaybetmiş ve Hülya Koçyiğit'in
sinema hayatında yeni bir dönem başlamış oluyor...(diğer
haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder