Bugünlerde
Yeşilçam’da en çok çalışan kim?» diye bana bir soru soracak
olursanız, size şöyle derim: «Sadri Alışık».
Bir
günde iki ayrı filimde, iki ayrı insanı canlandıran, sabah 44,
öğleden sonra 74 yaşında olan Sadri Alışık, şu son 10 gündür
öylesine çalışıyor kİ, ne doğru dürüst uyku uyuyabiliyor, ne
eşi Çolpan İlhan'la iki kelime konuşabiliyor... Oğlu Kerem'i ise
haftalardan beri kucağına alıp sevmemiş. Onu, yatağında mışıl
mışıl uyurken şöyle bir seyredebiliyormuş, o kadar.
«Bir
dokun, bir ah işit!» derler ya, Sadri Alışık da öyle... «İşler
nasıl gidiyor?» diye sorduğunuz zaman başlıyor konuşmaya.
Susturabilene aşk olsun!
-
«Of be,» diyor. «Bıktım artık. Yorgunluktan beynim duracak gibi
oluyor. İnanmazsınız, vaziyeti vitaminlerle idare ediyorum. A’dan
Z'ye kadar bütün vitaminleri kullandım, bana mısın demedi!
«Geçenlerde
doktora gittim. Meğer tehlike çanları çalarmış. Fazla
çalışmamalıymışım. Sinirlerim bozulmuş. Nasıl bozulmasın?
Dostlar, arakadaşlar geliyor, kıramıyorum. Mecburen bir günde iki
ayrı filimde çalışıyorum. Şu anda sırada bekleyen sekiz firma
var. 1970 martından sonrası için kimseye tarih veremiyorum. Biraz
dinleneceğim. Belki ver elini Almanya, Fransa, İngiltere derim.»
Sadri Alışık ile bu
konuşmalarımız «Turist Ömer Arabistan’da» filminin setinde
oluyordu. Üzerinde bütün «Turist Ömer filimlerinde giydiği o
mahut elbiseler vardı. Delik deşik, yağlı şapka, ütü yüzü
görmemiş kareli mintan, üzerinde iri yağ lekeleri bulunan,
yamalı, boru gibi pantolon, sivri burunlu, boyasız, altı patlak
ayakkabılar..
Rejisör
Hulki Saner’in, «Kamera», sesiyle spotlar yanıyor, Sadri Alışık,
«Altın Portakal» lı Ferid Şevki’yle kamera karşısına
geçiyor. «Cemile» filminin yumruğu pek «Topal Osman» ı Ferid
Şevki, kumarhane haline getirilmiş platoda, kumarhanenin
fedailerini dövecek, Turist Ömer Sadri Alışık da ona alkış
tutacak. Az sonra kavga başlıyor. Ferid Şevki, balyoz gibi
yumruklar savuruyor, fedai figüranlar havada uçuşuyor, tabancalar
patlıyor ve Turist Ömer, Tophane, Kasımpaşa ağzıyle espriler
yapıyor, filimde rolü olmayanları gülmekten kırıp geçiriyor.
Bu
sahnenin çekiminden sonra Sadri Alışık ile tekrar konuşmaya
başladık. «Bir hafta sonra Mısır’a gideceğim,» diye kaldığı
yerden anlatmaya başladı. Ehramlar ülkesine gideceğim. Develer,
sıcak, Nil nehri, Nasır, İsrail uçakları, düşünebiliyor musun
gırgırı! Ama beni bunlardan çok Kahire'nin sıcağı, nemi
düşündürüyor. Bakalım romatizmalı bacaklarım o neme nasıl
dayanacak?.. Daha doğrusu daynabilecek mi?»
Sadri
Alışık’la tam biz bunları konuşurken, rejisör Hulki Saner
yanımıza geldi. «Sadri bey işiniz tamam,» dedi. «Gidebilirsiniz.
Yalnız yarın sabah saat 6’da bizim arkadaşlar sizi evden
alacaklar...»
Sadri Alışık bir
Hulki Saner'e, bir bize baktı. «Görüyorsunuz halimi,» dedi. «Bu
gece 12'ye kadar başka bir filimde çalışacağım ve saat 6'da
ayakta olacağım. Böyle çalışmaya insan değil develer bile
dayanmaz!»
SADRİ’Yİ
GENÇ BIRAKTIK, İHTİYAR BULDUK!
Üsküdar'da
Altunizade semtindeki «Kedili Köşk’e» geldiğimiz zaman rejisör
Ertem Göreç’in çektiği «Hancı» filminde oynayan bütün
oyuncular Sadri Alışık’ı bekliyorlardı. Mine Mutlu, Figen Say,
Serpil Gül, Selma Güneri, Yusuf Sezgin ve bir de makyör Zeki
Alpan... «Makyör, Sadri'yi niçin bekliyor?» demeyin, onun için
gelmiş sete... 44 yaşındaki Turist Ömer’i, 30 yaş
ihtiyarlatacak, 74 yaşında ak saçlı, sakallı bir ihtiyar haline
sokacak.
Sadri
Alışık'ın ihtiyarlaması tam yarım saat sürdü. Beyaz koyun
tüyünden yapılmış takma sakalların, bıyıkların takılması,
alnına, şakaklarına derin çizgilerin çizilmesi bittiği zaman
karşımızda 44'lük Sadri Alışık yok, 74 yaşında beli
bükülmüş, bastonuna dayanarak zorlukla yürüyen bir ihtiyar
vardı...
O gün önce Sadri
Alışık, Figen Say ve Serpil Gül’lü sahneler çekildi. Bir saat
kadar çalıştılar. Sadri Alışık'ın yorgun halini sezen rejisör
Ertem Göreç, 15 dakika kadar mola verdi. Bu arada biz de fırsat bu
fırsat deyip kendisiyle tekrar konuşmaya başladık.
Sabahki
Turist Ömer, şimdiki hancı, «Görüyorsunuz halimi,» diyordu.
«Söyleyin Allahaşkına bu işin çekilecek tarafı var mı? İnsan
dayanır mı bu kadar çalışmaya,. Elime doğru dürst para geçse
gam yemeyeceğim. Aldığımız ne, bono.. Bugün elimde tam 211 bin
liralık ödenmemiş bono var. Hâtıra olsun diye saklıyorum.»
-
«Peki» dedi «Ya sahne. Hem orada para da peşin.
Sadri
Alışık gülerek başını salladı:
-
«Her işin zevki de, mihneti de ayrı, apayrı,» dedi. «Sahnenin
de hoş olan tarafları var, zorlukları var... Ben sinemada
yorulunca sahnede, sahnede yorulunca filim setlerinde dinleniyorum
galiba.»
Sonra
klasik bir soru soruyoruz Sadri Alışık'a: «Sahne mi perde mi?»
Hiç
düşünmiyor, «İkisi de,» diyor...
Mola
bitmişti. Ertem Göreç, «Sadri bey sete,» dedi. Sadri Alışık
da müsaade işteyip kameranın karşısına geçti.
İşte zavallı Turist
Ömer'in son günlerdeki hali bu. Acımamak elde değil. Ne diyelim.
Sadri'ciğe moral olsun diye yazımızı şöyle bitirelim bari:
«Çalışan demir ışıldar!...»...(diğer haberler için
aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder