Ana içeriğe atla

Sadri Alışık 30 Yaş Yaşlandı

Bugünlerde Yeşilçam’da en çok çalışan kim?» diye bana bir soru soracak olursanız, size şöyle derim: «Sadri Alışık».
Bir günde iki ayrı filimde, iki ayrı insanı canlandıran, sabah 44, öğleden sonra 74 yaşında olan Sadri Alışık, şu son 10 gündür öylesine çalışıyor kİ, ne doğru dürüst uyku uyuyabiliyor, ne eşi Çolpan İlhan'la iki kelime konuşabiliyor... Oğlu Kerem'i ise haftalardan beri kucağına alıp sevmemiş. Onu, yatağında mışıl mışıl uyurken şöyle bir seyredebiliyormuş, o kadar.
«Bir dokun, bir ah işit!» derler ya, Sadri Alışık da öyle... «İşler nasıl gidiyor?» diye sorduğunuz zaman başlıyor konuşmaya. Susturabilene aşk olsun!
- «Of be,» diyor. «Bıktım artık. Yorgunluktan beynim duracak gibi oluyor. İnanmazsınız, vaziyeti vitaminlerle idare ediyorum. A’dan Z'ye kadar bütün vitaminleri kullandım, bana mısın demedi!
«Geçenlerde doktora gittim. Meğer tehlike çanları çalarmış. Fazla çalışmamalıymışım. Sinirlerim bozulmuş. Nasıl bozulmasın? Dostlar, arakadaşlar geliyor, kıramıyorum. Mecburen bir günde iki ayrı filimde çalışıyorum. Şu anda sırada bekleyen sekiz firma var. 1970 martından sonrası için kimseye tarih veremiyorum. Biraz dinleneceğim. Belki ver elini Almanya, Fransa, İngiltere derim.»
Sadri Alışık ile bu konuşmalarımız «Turist Ömer Arabistan’da» filminin setinde oluyordu. Üzerinde bütün «Turist Ömer filimlerinde giydiği o mahut elbiseler vardı. Delik deşik, yağlı şapka, ütü yüzü görmemiş kareli mintan, üzerinde iri yağ lekeleri bulunan, yamalı, boru gibi pantolon, sivri burunlu, boyasız, altı patlak ayakkabılar..
Rejisör Hulki Saner’in, «Kamera», sesiyle spotlar yanıyor, Sadri Alışık, «Altın Portakal» lı Ferid Şevki’yle kamera karşısına geçiyor. «Cemile» filminin yumruğu pek «Topal Osman» ı Ferid Şevki, kumarhane haline getirilmiş platoda, kumarhanenin fedailerini dövecek, Turist Ömer Sadri Alışık da ona alkış tutacak. Az sonra kavga başlıyor. Ferid Şevki, balyoz gibi yumruklar savuruyor, fedai figüranlar havada uçuşuyor, tabancalar patlıyor ve Turist Ömer, Tophane, Kasımpaşa ağzıyle espriler yapıyor, filimde rolü olmayanları gülmekten kırıp geçiriyor.
Bu sahnenin çekiminden sonra Sadri Alışık ile tekrar konuşmaya başladık. «Bir hafta sonra Mısır’a gideceğim,» diye kaldığı yerden anlatmaya başladı. Ehramlar ülkesine gideceğim. Develer, sıcak, Nil nehri, Nasır, İsrail uçakları, düşünebiliyor musun gırgırı! Ama beni bunlardan çok Kahire'nin sıcağı, nemi düşündürüyor. Bakalım romatizmalı bacaklarım o neme nasıl dayanacak?.. Daha doğrusu daynabilecek mi?»
Sadri Alışık’la tam biz bunları konuşurken, rejisör Hulki Saner yanımıza geldi. «Sadri bey işiniz tamam,» dedi. «Gidebilirsiniz. Yalnız yarın sabah saat 6’da bizim arkadaşlar sizi evden alacaklar...»
Sadri Alışık bir Hulki Saner'e, bir bize baktı. «Görüyorsunuz halimi,» dedi. «Bu gece 12'ye kadar başka bir filimde çalışacağım ve saat 6'da ayakta olacağım. Böyle çalışmaya insan değil develer bile dayanmaz!»
SADRİ’Yİ GENÇ BIRAKTIK, İHTİYAR BULDUK!
Üsküdar'da Altunizade semtindeki «Kedili Köşk’e» geldiğimiz zaman rejisör Ertem Göreç’in çektiği «Hancı» filminde oynayan bütün oyuncular Sadri Alışık’ı bekliyorlardı. Mine Mutlu, Figen Say, Serpil Gül, Selma Güneri, Yusuf Sezgin ve bir de makyör Zeki Alpan... «Makyör, Sadri'yi niçin bekliyor?» demeyin, onun için gelmiş sete... 44 yaşındaki Turist Ömer’i, 30 yaş ihtiyarlatacak, 74 yaşında ak saçlı, sakallı bir ihtiyar haline sokacak.
Sadri Alışık'ın ihtiyarlaması tam yarım saat sürdü. Beyaz koyun tüyünden yapılmış takma sakalların, bıyıkların takılması, alnına, şakaklarına derin çizgilerin çizilmesi bittiği zaman karşımızda 44'lük Sadri Alışık yok, 74 yaşında beli bükülmüş, bastonuna dayanarak zorlukla yürüyen bir ihtiyar vardı...
O gün önce Sadri Alışık, Figen Say ve Serpil Gül’lü sahneler çekildi. Bir saat kadar çalıştılar. Sadri Alışık'ın yorgun halini sezen rejisör Ertem Göreç, 15 dakika kadar mola verdi. Bu arada biz de fırsat bu fırsat deyip kendisiyle tekrar konuşmaya başladık.
Sabahki Turist Ömer, şimdiki hancı, «Görüyorsunuz halimi,» diyordu. «Söyleyin Allahaşkına bu işin çekilecek tarafı var mı? İnsan dayanır mı bu kadar çalışmaya,. Elime doğru dürst para geçse gam yemeyeceğim. Aldığımız ne, bono.. Bugün elimde tam 211 bin liralık ödenmemiş bono var. Hâtıra olsun diye saklıyorum.»
    - «Peki» dedi «Ya sahne. Hem orada para da peşin.
Sadri Alışık gülerek başını salladı:
- «Her işin zevki de, mihneti de ayrı, apayrı,» dedi. «Sahnenin de hoş olan tarafları var, zorlukları var... Ben sinemada yorulunca sahnede, sahnede yorulunca filim setlerinde dinleniyorum galiba.»
Sonra klasik bir soru soruyoruz Sadri Alışık'a: «Sahne mi perde mi?»
Hiç düşünmiyor, «İkisi de,» diyor...
Mola bitmişti. Ertem Göreç, «Sadri bey sete,» dedi. Sadri Alışık da müsaade işteyip kameranın karşısına geçti.

İşte zavallı Turist Ömer'in son günlerdeki hali bu. Acımamak elde değil. Ne diyelim. Sadri'ciğe moral olsun diye yazımızı şöyle bitirelim bari: «Çalışan demir ışıldar!...»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezen Aksu, Sinan Özer'le Evlendi

Evet, bir süredir «ökseye tutulmuş» olan «Minik Serçesmiz sonunda kafese girdi. Böylece bir yıla yakın bir süredir devam eden aşk öyküsü «mutlu son»a bağlanmış, nikah defterinde Sezen Aksu ve Sinan Özer isimleri yanyana yazılmış oldu. 1980 yazının ılık ve egzotik bir Bodrum gecesinde başlayan, başbaşa çıkılan «mavi yolculuk»ta gelişen Sezen Aksu, Sinan Özer aşkı, o günden bugüne bütün şiddetiyle ve gazetecilerle köşe kapmaca oynayarak devam etti. Sonunda genç çift Beşiktaş Evlendirme Dairesinde, salonu hınca hınç dolduran hayran ve konuk kalabalığı önünde, nikah memurunun karşısına oturdular. Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak «evet» dediler ve defteri imzaladılar. Nikah, memuru ayağa kalktı, iki sevgiliyi tebrik etti, «Bir yastıkta kocayın» dedi. Daha sonra Sezen ve Sinan alkışlar arasında uçarcasına salonu terkederek otomobile atladıkları gibi yitip gittiler. Sezen Aksu ve Sinan Özer, nikah sonrası yakın dostları ile bir kulüp'te toplandılar ve birlikte bu mutlu

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Mine Mutlu Evleniyor

«MİNE MUTLU, rejisör Semih Evinle evlenme hazırlığında.. 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' derler ya, inanmayın. Yeşilçam burası. Dumansız ateş de yakılır burada, ateşsiz duman da çıkarılır. Bu bakımdan söylentilerdeki gerçek payı üzerinde şimdilik bir tahminde bulunamıyor ve okuyucularımıza sadece bu 'evlilik haberini' vermekle yetini yoruz.» Geçen hafta, mecmuanız SES baskıya girerken duyduğumuz bu haberi tahkik edememiş ve «olayı,» haberler sayhamızda yukarıdaki cümlelerle vermiştik. SES, baskıya girdikten sonra işin gerçeğini öğrendik: Mine Mutlu evlenmesine evleniyordu, ama rejisör Semih Evin’Ie değil. AntalyalI tanınmış bir ailenin milyoner oğlu Cengiz Konuk'la. Geçen haftaki mecmua piyasaya çıkmadan işin gerçeğini öğrenmiş, hatta Cengiz Konuk'la Mine Mutlu'nun birlikte resimlerini çekmiştik, ama ne çare! Haftalık bir mecmua oluşumuz, sizlere olayın gerçek yönünü bir hafta gecikmeyle vermeye bizi mecbur ediyordu.. Mine Mutlu'yla Cengiz Ko

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi

Turgut Akyüz Kör Kurşunun Hedefi Oldu

16 Şubat Çarşamba günü büyük bir acı yaşandı gazino dünyasında. Stardust Gece Kulübü sahibi Turgut Akyüz, Abbas Heybetli tarafından tabanca ile vurularak öldürülmüştü. Olayın nedenleri konusunda çok şey söylenmiş, iddialar arasında, gazino patronlarının Gönül Yazar'a sahne boykotu uygulama kararı aldıkları halde Turgut Akyüz'ün bu kararı hiçe saymasının olaya neden olduğu iddiası bile yer almıştı. Oysa olay gecesi gazinoya arkadaşları ile gelen Abbas Heybetli, olay sırasında söylediği şeyleri, 22 Şubat Salı günü Fatih'de yakalandıktan sonra da ileri sürmüş ve, «Yengem Muazzez Abacı'nın söylediği 'Yasemen' şarkısını o an Gönül Yazar'ın okumasına dayanamadım. Çünkü o şarkıyı yengem tanıtmıştı ve bestecisinden sonra onun sayılırdı. Bu yüzden Gönül Yazar'ı uyardım. Ama Turgut Akyüz çok sert bir şekilde müdahale etti, içkiliydim ve kendime hakim olamadım» demişti. Neden ne olursa olsun, o akşamki bir öfke her iki tarafın da acı çekmesine yetmişti so