Bundan birkaç yıl
önce bir İngiliz yazarı ünlü Beatles topluluğu için böyle
diyordu. Cümledeki gerçek payı çok fazla. Beatles işin «reklam»
faslını hemen hemen en iyi ayarlayanların başında geliyor. 8
yıldan beri ay geçmiyor ki dünya Beatle'lara ait yeni bir haberle
dalgalanmasın, çalkalanmasın.
Ama bu defa dalgalanma
gazete sütunlarında, ya da müzikseverlerin arasındaki
tartışmalarda değil, bizzat toplulukta oldu. Bugünlerde topluluk
üzerinde büyük bir polemik yapılıyor. Kimi topluluğun tamamen
dağıldığından söz ediyor. «Bir daha bir araya gelmeleri
imkansız,» diyor. Bazılarına göre ise dağılma falan yok.
Sadece Paul Mc Cartney topluluktan ayrıldı. Yerine bir basçı
bulunacak ve Beatles devam edecek. Böyle düşünenler John
Lennon’la George Harrison’u tanık gösteriyorlar. Lennon’la
Harrison’un düşünceleri şu: «Mc Cartney Brian Epstein öldükten
sonra grup üzerinde bir hegemonya kurmuştu. Bunun yürümiyeceğini
anlayınca çareyi topluluktan ayrılmakta buldu.» Bu konuda herkes
bir şeyle uğraşıyor ya, Lennon’un karısı Cyntia da İtalya’da
plak doldurup şarkıcı olmaya çalışıyor. Ve bu kaos içinde bir
adam inatla, ısrarla susuyor, köşesinde oturuyor.
Konuşmayan adamın adı
Paul Mc Cartney'dir.
SES, PAUL MC
CARTNEY'LE KONUŞMAYA MUVAFFAK OLDU...
Paul Mc Cartney'le
İskoçya'daki çiftliğinde konuştum. Sekreteri önce, diğer
gazetecilere yaptığı gibi beni de geri çevirmek istedi. Fakat
Türk olduğumu, sözlerinin İngiliz gazetelerinde
yayınlanmıyacağını söylediğim zaman, resim çekmemem şartıyla
Paul Mc Cartney’le on beş dakika konuşmama izin verdi.
Eski şatoları andıran
binanın büyük salonuna girer girmez Paul Mc Cartney’i koltuğuna
oturmuş beni bekler buldum. Daha ben sorularımı yöneltmeden Paul
konuşmaya başladı:
- «İngiliz
gazetelerine fazla bir açıklama yapmadım. İlk defa sizinle
konuşuyorum. Fakat benim de sizden bir ricam var. Lütfen
konuştuklarımızı sadece memletinizde çalıştığınız dergiye
yazın. Burada, hiç bir gazeteciye bu konuda bir şey söylemeyin.»
Paul'e bu konuda söz
verdim. Beatles'in SES'in yeni yıl sayısında aldıkları oy
sayılarını gösterip, Türkiye’de SES okurlarının kendilerini
yılın topluluğu seçtiğini söyledim. Paul acı, acı güldü.
Sonra üzgün bir sesle konuşmaya başladı:
- «Çok acı birşey
Beatles'den ayrılmak. Ama John'un yaptığı acaip hareketlere,
George ve Ringo'nun saçmalıklarına artık tahammülüm kalmadı.
Beatles'in bütün yükü benim üzerimdeydi. Besteleri ben yapıyor,
aranjmanları ben yaptırıyor, turneleri, plakların çıkış
tarihlerini her şeyi ben ayarlıyordum. Brian öldüğünden beri
adeta başı boş kalmıştık. John alabildiğine çirkin hareketler
yapıyor, dine küfrediyor, çıplak pozlar veriyor, Çinli karısıyla
olmadık rezaletler çıkarıyordu. Beatles'den ayrılırsam
topluluğun bir saman alevi gibi söneceğini biliyordum. Beatles'i
Beatles yapan yaptığım bestelerin değişik tarzlarıydı. Ben
çıktığım zaman grubun bestelerini kim yapacaktı? Ama diyorum ya
çok sabrettim. Artık sabrım taştı. Ne halleri varsa görsünler.
Benim hegemonyama tahammül edemiyorlarsa kendi başlarının
çaresine baksınlar.»
Paul Mc Cartney odanın
içinde biraz gezinip, masanın üzerinde duran SES'e baktı. «Tıpkı
Avrupa'dakiler gibi,» diye mırıldandı. Sonra gülerek ilave etti:
- «İnşallah seneye
ülkenizde en sevilen yabancı şarkıcı yine ben seçilirim.»
Paul Mc Cartney daha
sonra mahkemeye müracaat ederek Beatles şirketinden bütün
hisselerini çektiğini, bundan sonra tek başına plak yapacağını
söyledi. Sonra ilave etti: «Beatles'e başarılar dilerim. Galiba
Plastic Ono Band'ın basçısını alacaklarmış. Onlardan sadece
bir dileğim var. O da Beatles'in o güzel, tertemiz adını
kirletmesinler. Hiç değilse kraliçenin verdiği ünvana
layık...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder