Yerli
sinemanın bazı mensupları, zaman zaman yersiz davranışları
yüzünden kendi aralarında bile alay konusu olurlar. Çoğuluk,
eriştikleri ünün hoppalığı ve züppeliği içindedir. İşte
bunlardan birisi de beyazperdemizin hanım hanımcık gözükmeye
çalışan yıldızı Pervin Par'dır.
Öteden
beri Pervin, «Benim de bir arabam olsa,» der dururdu. Nihayet onun
bu arzusu gerçekleşti ve Pervin'cik dört tekerlekli bir
kaplumbağaya, Volkswagen marka bir otomobile sahip oldu. İşte,
dert de bundan sonra başladı ya. Otomobili getirip kapının önüne
çekmekle iş bitmiyordu. Kullanmasını öğrenip, ehliyet almak
lazımdı. Pervin şimdiden kendisini otomobilini sürerken tahayyül
ediyor, adeta caddelerdeki insanların «A! Pervin Par'a bakın»
dediklerini duyar gibi oluyordu. Minik Volkswagen Pervin'ciğin
gözünde büyümüş, dev bir Cadillac bir Rolls Royce olmuştu.
Ona,
bazı arkadaşları en iyi direksiyon öğreten kursun adresini
verdiler. «Üç derste kırk yıllık şoför gibi olursun» demeyi
de ihmal etmediler. Pervin verilen tavsiyeyi yerine getirip, kurslara
yazıldı. Gerçekten de kısa zamanda kendini usta bir şoför gibi
hissetmeye başladı.
Bu
arada, her şeye sonradan sahip olmuş insanların yaptığını
yapmaktan da geri kalmıyordu. Yeni bir otomobile sahip olduğunu
belirtmek için her fırsatta arabasından söz ediyor, motorunda
acayip bir ses peydah olduğundan, kapıların rahat açılıp
kapanmayışından arkadaş topluluklarında yakınıyor, «A!
Pervin'cim araba mı aldın? Güle güle kullan» diyenlere, önemsiz
olduğunu göstermek isteyen bir eda ile «Mersi» deyip geçiyordu.
Biz
Pervin Par'ın mavi renkte bir Volkswogen aldığını duyduğumuz
zaman, görevimiz olduğu üzere, bunu okuyucularımıza duyurmak
istedik. Ona, otomobili ile birlikte resimler çekmek istediğimizi
söylediğimiz zaman, Pervin:
-
«Olmaz şekerim. Ben otomobilimin yazılıp çizilmesini
istemiyorum» diye karşılık verdi. Kendisine otomobilinde
mühimsenecek bir taraf olmadığını anlatmaya çalıştık. Bizim
gayemiz sadece resimli bir haber olarak okuyucularımıza Pervin
Par'ın bir araba satın aldığını duyurmaktı. Üstelik bir
otomobil sahibi olduğunu da yine ballandıra ballandıra kendisi
anlatmıştı. Ama, şimdi Nuh diyor, peygamber demiyordu.
Pervin'cik aslında
otomobil almakla başına da dert almış oldu. Bir taraftan
otomobilinin resmini çekmek isteyen muhabirlerle uğraşırken, bir
yandan da ehliyet almak için bütün gücü ile kurslara devam
ediyor. Bu arada ehliyet için de Trafik Bürosunun eşiğini
aşındırmaktan geri kalmıyor...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder