Türkan
Şoray'la Kartal Tibet 5 yıllık bir aradan sonra tekrar aynı
filimde buluştular ve «Tatlı Bela» nın başrollerini
paylaştılar. Sevim Emre, Nevin Nuray, Asım Nipton, Nubar Terziyan,
Özcan Bilge ve Sedef Ecer’in de oynadıkları filmin en enteresan
tarafı 13 yıllık sinema yıldızı Türkan Şoray’ın bu filimde
ilk defa bir «palyaço» yu canlandırması, filmin önemli bir
bölümünün de «çadır tiyatrosunda» geçmesi...
BÜYÜKTÜR
ayakkabıları, yürekleri kadar!
Kıpkırmızıdır
burunları. Allı pulludur yüzleri... Allı pulludur ya, bu renk
armonisinde bir ressam estetiği aramak boşunadır. Yüzleri
çarşamba pazarına benzesin diye öyle boyanmıştır zaten. İşleri
ne güldürmektir, ne şaka yapmak. Görevleri insanların bucak
bucak kaçtığı bir duruma düşmek, «gülünç olmak» tır.
Gülünç olmaktan bucak bucak kaçan insanlar, karşılarına gülünç
olmak için çıkan insanlara daima gülmüşlerdir, güleceklerdir...
Anlattığım,
«palyaço» dur...
PALYAÇO,
ÇADIR TİYATROSU VE ÖTESİ
Bugünlerde
«Tatlı Bela» adında renkli bir filim çevriliyor. Filmin
özellikleri birkaç tane. Bir defa bu filimde Türkan Şoray’la
Kartal Tibet tam 5 yıllık bir aradan sonra kamera karşısında
tekrar bir araya geliyorlar, tekrar aynı filimde oynuyorlar. Bundan
daha enteresanı Türkan Şoray’ın bu filimde, meslek hayatında
ilk defa, bir «palyaço» yu canlandırması. Acılan, dramları,
sempatisi ve olanca insancıllığı ile, sirklerde, çadır
tiyatrolarının temel direği, 7’den 70'e herkesin sevgilisi
palyaçoyu yaşatması, canlandırması... Filmin bir başka özelliği
de çadır tiyatrolarının yıllar sonra tekrar bir yerli filme
«mekan» olması. Evet, «Tatlı Bela» nın önemli bir kısmı
«Hisseli Büyük Yeşil Trakya Tiyatrosu» nda geçiyor...
Çadır
tiyatroları hayli Türk filminde yer almıştır ama, şimdi
hafızanızı zorlasanız zorlasanız ikisi de aynı dönemde —
1957/59'da — çekilmiş iki filim gelir aklınıza. Biri Atıf
Yılmaz’ın «Kumpanya» sidir, diğeri de merhum Avni Dilligil'in
«Benli Emine» si. Bu iki filimden ilki sinema olarak daha «sağlam,
daha iyi» dir, İkincisi ise geniş çapta tecrübeye, gözleme
dayandığından, bildik bir çevreyi anlattığından, daha
«gerçekçi, daha doğru» dur.
«Tatlı
Beia» da Türkan Şoray’la Kartal Tibet'ten başka Sedef Ecer,
Nevin Nuray, Sevim Emre, Nubar Terziyan, Asım Nipton ve Özcan Bilge
oynuyorlar. Filmin rejisörü Atıf Yılmaz, kameraman da Çetin
Tunca... Türkan Şoray:
-
«Bir sinema artisti gerektiği zaman her kalıba girebilmelidir,»
diyor. «Bu filmi ve rolümü çok sevdim. İlk günler şu
ayakkabılarla yürümekte hayli zorluk çektim, ama şimdi alıştım,»
diyor.
Şoray’ın
«Şu ayakkabılar» dediği normalden üç, dört misli büyük
«palyaço ayakkabıları». Biliyorsunuz, dünya sinemasının en
ünlü komedyeni Şarlo bir gazeteye kendini, daha doğrusu perdedeki
Şarlo’yu tarif ederken şöyle söylemişti: «...Baston onuru
belirtiyordu. Bıyık kurumlukıktu, potinler de —o büyük
potinler de— ölümlü dünya kaygılarının çekilmezliğini
belirtiyordu.»
Türkan
Şoray, Şarlo’nun bu kanaatini paylaşıyor mu, paylaşmıyor mu,
onu bilemeyiz ama, bildiğimiz, Türkan Şoray’ın bu filimde
severek ve duyarak oynadığı. Kendisi de aynı şeyi söylüyor
zaten; «Filimden de rolümden de çok memnunum,» diyor. Filim
vizyona girdiğinde perdede bir palyaço göreceğiz ve sanıyorum
hep birlikte Ayhan Kırdar’ın Palyaço'lar için yazdığı
mısraları anacağız:
«Kahkaha
satarım ben Kucağımda minicik bir saz Öyle çok ki alıcılarım
Bir şey bana kalmaz.»
Evet,
son filminde «Türkan Sultan» palyaço oluyor. Yine Kırdar'ın
sözleriyle, «Aydınlık olsun diye günleri insanların — Kendi
ışığını başkasına verenlerden birini canlandırıyor...(diğer
haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder