Nejat Uygur yıllarını tiyatroya vermiş, tiyatroyla yaşayan bir
oyuncudur. Sanatçının tiyatroya düşkünlüğü öylesine
fazladır ki gününün büyük bir kısmını evden çok 'ikinci
yuvam' dediği tiyatrosunda geçirir. Böyle olunca eşi Nejla Uygur
da «Yuvayı dişi kuş yapar» sözünü ispatlarcana onunla beraber
saatlerce tiyatroda çalışır. Kostümleri hazırlar, bozulan
kostümleri düzeltir ve akşam olunca da eşiyle beraber sahneye
çıkar.
Ana ve baba Uygur
tiyatroya bu kadar bağlı olunca ister istemez çocuklar da onları
izliyor. Örneğin Ahmet Uygur iki yaşında çıkmış sahneye.
Fakat tiyatroyu fazla sevmediği için müziğe yönelmiş ama yine
de her gün tiyatroya uğramadan yapamıyor. İkizlerden Süheyl
Uygur tiyatroda her konuda babasına yardım ederken Suna Uygur
tiyatronun müdürlüğünü yapıyor. Kemal Uygur müziğe, Behzat
Uygur futbola meraklı olmalarına, meslek olarak bunları seçmeyi
düşünmelerine rağmen her gün tiyatroya giderek çeşitli işler
yapıyorlar.
Ama bu ailenin tiyatro
çalışmaları bu kadarla bitmiyor. Genellikle evde en çok
konuşulan konu yine tiyatro. Bu alanda çeşitli tartışmalar
yapıyorlar, çeşitli düşünceler ileri sürüyorlar. İşte bizim
ziyaretimiz sırasında da aile yine böyle bir tartışma içindeydi.
Tartışma sonrası Nejat Uygur şunları anlattı:
«Biz ailece
tiyatrocuyuz. Nejla bundan 27 yıl önce ekipten ayrılan bir hanım
oyuncunun yerine sahneye çıktı. O günden beri de birlikte
oyuyoruz. Çocuklar da sergilediğimiz çeşitli oyunlarda rol
aldılar... Ama tiyatroyu pek sevmezler. Fakat dekor yapımı,
suflörlük, reji asistanlığı, boya işleri, kostüm hazırlanması
gibi konularda her türlü yardımı yaparlar. Tiyatro çalışmaları
sırasında onları sadece tiyatronun birer elemanı olarak görürüm.
Benden maaşlarını alırlar, düzenli olarak görevlerini yaparlar.
Kapris yapmazlar. Hataları olduğu zaman derhal ihtar ederim. Bazen
onlar sahneye çıkmak ister, bazen de ben uygun rol olduğu zaman
oynamalarını teklif ederim.»...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder